Translation of "Ortasında" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Ortasında" in a sentence and their japanese translations:

Kütüphane şehrin ortasında.

図書館は市の中央にある。

Dersin ortasında konuşma.

授業中に話をするな。

Istasyon şehrin ortasında.

駅は市の中央にある。

Konuşmasının ortasında sustu.

彼は演説を途中で突然中止した。

Konuşmasının ortasında bayıldı.

彼はスピーチの最中に気を失った。

- Gemi okyanusun ortasında devrildi.
- Gemi okyanusun ortasında alabora oldu.

船は大海原の真ん中で転覆した。

20. yüzyılın ortasında ulaşabildi,

識字率がほぼ100%になり

Cümlesinin ortasında lafını kesiyor

家であれ 公の場であれ

Bebek gecenin ortasında uyandı.

その赤ん坊は真夜中に目が覚めた。

Konferansın ortasında uyuya kaldık.

私は講義の最中にぐっすり眠ってしまった。

Arabamız caddenin ortasında bozuldu.

私達の車は通りの真ん中で故障した。

Çölün ortasında benzinimiz bitti.

砂漠の真ん中で私たちの車はガス欠になった。

Ada gölün ortasında bulunuyor.

湖の真中に、その島がある。

Neden ofisin ortasında oturuyorsun?

どうして机の下にいるの。

Tom odanın ortasında durdu.

トムは部屋の中央に立っていた。

Çocuklar caddenin ortasında oyuyordu.

子供たちが道の真ん中で遊んでいた。

Kavşağın ortasında gazımız bitti.

交差点の真中でガス欠になった。

Tom gecenin ortasında uyandı.

トムは真夜中に目が覚めた。

Ambulans caddenin ortasında bozuldu.

通りの真ん中で救急車が故障した。

Aslan kafesin ortasında yatıyordu.

そのライオンは檻の真ん中に寝そべっていた。

- Şehrin ortasında bir yangın patlak verdi.
- Şehrin ortasında yangın çıktı.

- 町の真ん中で火災が発生した。
- 町の中心部で火災が発生した。

Otobüs caddenin ortasında aniden durdu.

バスは通りの真中で急停車した。

Sahnenin ortasında tek başına bırakıldı.

彼は舞台の中央に1人のこされた。

Parkın ortasında bir gölet bulunmaktadır.

公園の中央に池がある。

Mayıs ayı ortasında Japonya'ya dönecek.

彼は5月中旬に日本に戻れるでしょう。

Şehrin ortasında bir park var.

市の中央に公園がある。

- Birçok çiçek türü nisanın ortasında çıkar.
- Nisan ayı ortasında pek çok çeşit çiçek görünür.
- Nisan ortasında türlü türlü çiçek açar.

4月の中頃には、たくさんの種類の花が咲く。

Ama yazın ortasında geceler kısa olur.

‎しかし真夏の夜は短い

Neyse ki tam da bunların ortasında

しかし幸いなことに この最中

Ambulans yoğun bir caddenin ortasında bozuldu.

救急車がにぎやかな大通りの真ん中で故障した。

Robert telefon konuşmasının ortasında kırılıp ayrıldı.

ロバートは電話の途中で急に止めた。

Fırtınanın ortasında terk etmek gerekli değil.

- 嵐の真っただ中、行かなくてもいいよ。
- 嵐のさなか、出発する必要はない。

Arızalı bir araba yolun ortasında duruyordu.

道の真ん中に故障した車がとまっていた。

Kalabalığın ortasında eski bir tanıdık gördüm.

私は人ごみの真ん中に古い知人を見かけた。

Tokyo'da soğuk mevsim kasım ortasında başlar.

東京では、11月半ばに寒い季節が始まります。

Bu taşın ortasında bir deliği var.

この石には、真ん中に穴がある。

Sık sık bir konuşmanın ortasında karışır.

彼は会話の最中に口を挟むことがよくある。

- Ben konserin ortasında tiyatroyu terk etmek zorunda kaldım.
- Konserin ortasında tiyatroyu terk etmek zorunda kaldım.

私はコンサートの真最中に劇場を出なければならなかった。

Sen hiç gecenin ortasında duş aldın mı?

深夜シャワーを浴びたことあるの?

Bu tayfunun ortasında çırılçıplak dışarı gitmek istiyorum.

この台風の中全裸で外に出てみたい。

Beynimin tam ortasında örülmüş bir duvar var gibiydi.

私の脳の真ん中に壁があって

- Toplantı gün ortasında bitti.
- Toplantı öğleyin sona erdi.

会は正午に終わった。

Tony ve annesi şehrin ortasında bir otobüse bindiler.

トニーと母親は町の真ん中で、バスに乗りました。

Hem de gün ortasında dört saat boyunca uyumam gerekirken?

日中4時間の 昼寝が必要なのに

Bu kadar soğukken neden yaz mevsiminin ortasında gibi giyiniyorsun?

こんな寒いのになんで真夏みたいな格好してんの?

Neden 5 ve 50 yenlik bozuk paraların ortasında boşluk var?

どうして五円玉と五十円玉の真ん中に穴があいているの?

Geçen gün yoğun bir eyaletler arası yolun ortasında benzinim bitti.

この前、混雑した幹線道路の真ん中でガス欠してしまった。

Sınav ortasında mideniz guruldarsa, bu oldukça utandırıcı bir durum olur.

テストの最中にお腹が鳴るのって、恥ずかしいよな。

Borodino katliamının ortasında Ney, Rus toprak işlerine yapılan saldırının ardından kolorduyla birlikte saldırıya geçti

土工 への攻撃の後、彼の軍団を攻撃に導いた 。 彼らがついに連れて行かれ、ナポレオンは 彼らの苦労して獲得した利益を追跡する

"Ben polisim. Karakola kadar gelir misiniz?” "N-neden?" “Şehrin ortasında silahla ateş etmenin suç olmadığını mı düşünüyorsun?”

「警察だ。ちょっと署まで来てもらおうか」「な、なんで?」「こんな街中でドンパチやって罪にならないわけないだろうが!!」