Translation of "Sebebi" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Sebebi" in a sentence and their japanese translations:

Sebebi görmüyorum.

理由がわかりかねます。

sebebi öyle olması.

その通りです

Sebebi biliyor musunuz?

君はその理由を知っていますか。

Kaza sebebi dikkatsizlikti.

その事故は不注意な運転によるものであった。

Bunun da sebebi var;

これには妥当な根拠があります

Peki, bunun sebebi ne?

いったい何が理由でしょうか?

Hırlamaya başlamasının sebebi bu.

だからうなってる

Yokluğumun sebebi hasta olmamdır.

私が休んだ理由は病気だったからです。

Onu yapmasının sebebi neydi?

彼はそれをした動機は何だったのだろう。

Dün gelmememin sebebi bu.

これがきのう私が来なかった理由です。

Yemek yememizin iki sebebi vardır:

私たちが食べるのは 2つの理由からです

O zaman bencilliğimiz, refahımızın sebebi.

利己主義は 繁栄の原動力であるはずです

Sadece tek bir sebebi var:

収監されている理由は ただ一つ

Ay'daki kraterlerin sebebi de bu.

月の表面がクレーターだらけである原因です

Bunun sebebi okulun sabah olması

それは 学校が午前中にあり

Nesnelerin ağırlığının sebebi yer çekimidir.

引力によって物体が重さを持つようになる。

Yoshio'nun soğuk almasının sebebi budur.

そういうわけで良雄は風邪をひいた。

Niçin görüşmeye katılamadığımın sebebi bu.

そういうわけで私は会合に出席できませんでした。

Onun gitmeme sebebi hala belirsizdir.

彼の行けない理由がなおはっきりしない。

Onun geç kalmasının sebebi odur.

それが彼女がおくれたりゆうだ。

Onun cinayeti işleme sebebi nedir?

彼の殺人の動機は何だ。

Böyle bir başarısızlığın sebebi ne?

その失敗の原因は何?

Kaza sebebi polis tarafından araştırılıyor.

事故の原因は警察が捜査中だった。

Sebebi senin bir kız olmandır.

あなたが女の子だからよ。

Paris'e seyahatinin sebebi başkanla tanışmaktı.

彼のパリ行きの目的は大統領と会見することであった。

Yalnız olmak istememenin sebebi bu.

それはあなたが一人になりたくないからです。

Kazanın sebebi olduğunun tamamen farkındadır.

彼は事故の原因が自分にあると十分に自覚していた。

Okulun tatil olma sebebi kardır.

休校は雪のためである。

Küresel olarak engelliliğin bir numaralı sebebi.

うつ病は 世界的に 障害の原因の第一位であり

Şirketlerin var olmasının sebebi de bu.

消費者が企業の 存在理由です

- Ağlamanın sebebi neydi?
- Ne sebeple ağladın?

どういう理由で泣いたの?

- Sebebi bilmek istiyorum.
- Sebebini bilmek istiyorum.

私はその理由を知りたい。

Sebebi saatimin beş dakika geri kalmasıydı.

私の時計が5分遅れていたせいだった。

Bir çocuğun bile bir sebebi olmalı.

子供でも理性があると考えられている。

Şu an için, hastalığın sebebi bilinmiyor.

現在その病気の原因は不明である。

Bunun sebebi şoförün yabancı bir domuz olmasıymış.

「ムスリム野郎」が運転手だからだと

Yeni bir küresel hareket başlatmasının sebebi bu.

新たに国際的なプログラムを 立ち上げている理由です

Bu kadar zor olmasının sebebi de budur.

変化を受け入れるのが これほど難しいのは

En önemli sebebi, ebeveynlerimin mirasını onore etmekti.

私の両親に敬意を表する目的が あったからです

Onun ölümünün sebebi bir sır olarak kalır.

彼の死因はいまだに謎である。

Çoğu insanın boğulmasının sebebi nefes refleksine karşı koyamamaktır.

驚き反射で溺れる人が多い

Bunun sebebi atmosfere salınımına devam ettiğimiz karbonun yarısı,

私たちが大気に排出し続けている 二酸化炭素の半分は

Mary'nin tatmin olmak için her türlü sebebi vardı.

メアリーが満足する理由は十分にあった。

Onun gerçek sebebi bulmaya çalışmasının hiçbir faydası yok.

彼が本当の理由を見つけようとしたって無駄だ。

Bunun sebebi sabunun içinde bulunan iki yönlü moleküllerdir.

その理由は、石鹸は2つの分子で構成されているからです

Bunun sebebi Tanrı'nın bize daha az kızgın olması değil,

それは 神の人間への怒りが 納まったからというよりは

Bu konuda hiçbir şey yapılmayışının sebebi bu olabilir mi?

これがこの事業が 前進していない理由でしょうか?

Sınıftaki bütün öğrencilerin onunla aynı fikirde olmasının sebebi budur.

そういうわけでクラスの生徒全員が彼に賛成した。

Tarihte orangutan kaynaklı hiç insan ölümü olmamasının sebebi bence bu.

だからオランウータンが 人を殺した記録は1件もない

- Bütün boşanmalarının temel sebebi evliliktir.
- Bütün boşanmalarının temel nedeni evliliktir.

あらゆる離婚の主たる原因は結婚である。

- Kızgındı. Sessiz kalmasının sebebi budur.
- O kızgındı. Sessiz kalmasının nedeni budur.

- 彼女は怒っていたのでずっと黙っていた。
- 彼女は腹を立てていた。だから黙ったままだったのだ。

Açık söylemek gerekirse, bu takımın kazanamayacak olmasının sebebi onları geride tutmanızdır.

はっきり言うけど、このチームが優勝できないのは、お前が足を引っ張っているからなんだぞ。

Bunun sebebi ise karmaşık bir dünyada, sevgi ve empati en güçlü öğretmenlerdir.

複雑な世界では 思いやりや共感の心は 強力な指導者です

Ama gerçek şu ki bunu yapmanızın sebebi, ölü bir adam olmaktan kaçınmak.

でもこれで 俺が死体になることを 防いでくれるんだ

Sen hep yalan söylüyorsun, insanların seni ciddiye almamalarının sebebi bu. Sen hak ettiğini alırsın.

嘘ばっかりついてるから、皆に総すかんを食うんだ。自業自得だよ。

Geçmişi unutun. Dünle karşılaştırıldığında, bugünü daha çok seviyorum. Bunun sebebi anın tadını çıkarmaya çalışıyorum, bu kadar.

過去はどうでもいい。昔と今だったら、俺は今の方が好きだ。だから今を楽しむ。それだけだ。

- O çok nazik. Onun herkes tarafından sevilmesinin nedeni bu.
- O çok kibar. Onun herkes tarafından sevilmesinin sebebi de bu.

彼女はとても親切だ。それが彼女がみんなに好かれる理由だ。