Translation of "Içeriye" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Içeriye" in a sentence and their japanese translations:

İçeriye gel.

- さあどうぞお入りください。
- 入って。

İçeriye girmeyebilirsin.

入ってはいけません。

İçeriye giriyor musun?

入りますか?

O, kapıda içeriye baktı.

彼はドアからのぞきこんだ。

O, pencereden içeriye girdi.

- 彼は窓から入ってきた。
- 彼は窓を通って来た。

- Buyurun!
- İçeriye gel.
- Gelin.

- 入ってきなさい!
- 入れ!
- 入ってください!

Kız kardeşim yüzme için içeriye girerken ben tenis için içeriye girerim.

私はテニスをするが、姉は水泳をやる。

- Niçin içeriye gelmiyorsun?
- İçeri girsene.

- 入っておいでよ。
- どうして入って来ないの?

O içeriye girer girmez düştü.

入ってくるなり、彼は倒れた。

Ondan önce içeriye girebilir miyim?

その前に入りますか。

Cesaretimi topladım ve içeriye yürüdüm.

私は勇気を奮い起こし中に入っていった。

Kapı kilitliydi, bu yüzden içeriye giremedim.

ドアが閉まっていたので、入ることが出来なかった。

O uyuklarken biri zorla içeriye girdi.

彼の睡眠中に何者かが押し入った。

Bu bilet içeriye iki kişi aldırır.

この切符で二人入れるよ。

Hırsız kırık bir pencereden içeriye girdi.

どろぼうはこわれた窓から侵入した。

Hadi sıcak olan yere içeriye girelim.

どこか暖かいとこに入ろう。

O, bebeği uyandırmamak için sessizce içeriye geldi.

赤ん坊を起こさないように、彼女は静かに入ってきた。

İçeriye temiz hava girmesi için pencereyi açtı.

彼女は風を入れるために窓を開けた。

O içeri girmeyeceğini söyledi, ancak nihayet içeriye girdi.

彼は入らないと言ったが、結局入ってきた。

Lütfen içeriye biraz temiz hava girmesine izin ver.

新鮮な空気を入れてください。

Yağmur yağmaya başladığında, o, oğlunun çamaşırı içeriye almasını söyledi.

雨が降りはじめると、彼女は息子に洗濯物を取り込むように言った。

İçeriye giren bayan ve köpeği kapıda görevli tarafından durduruldu.

門から入りかけていた婦人とその門番に止められた。

Cıvatalar zamanında çıkarılabilse bile, kapak içeriye doğru açıldı ve böylece

ボルトを間に合わせることができたとしても、ハッチは内側に開いていたので

- Hoca içeriye girince konuşmayı kesin.
- Öğretmen içeri girince konuşmayı kesin.

先生が入ってきたらおしゃべりをやめなさい。

Mağara içeriye kadar uzanıyor. Burası kamp için fena bir yer değil.

ほら穴が続(つづ)いてる ここは野宿にいい

Mağara içeriye kadar uzanıyor. Burası kamp için fena  bir yer değil.

ほら穴が続(つづ)いてる ここは野宿にいい

Bir giriş daha varmış gibi görünüyor. Yılan içeriye muhtemelen böyle girdi.

他の入り口のようだ ヘビの通り道だろう

- Ya çık, ya gir.
- Ya dışarıya çık ya da içeriye gir.

出るかはいるかどちらかにしてください。

Bir giriş daha varmış gibi görünüyor. Yılan da içeriye muhtemelen böyle girdi.

他の入り口のようだ ヘビの通り道だろう

İçeriye girmek ve bunu daha fazla görüşmek için bir randevu al lütfen.

この件についてさらに話し合うためにお越し頂く日時を決めて下さい。

- Polis seni içeriye atacak.
- Polis seni hapse koyacak.
- Polis seni hapishaneye koyacak.
- Polis seni hapse atacak.

警察はおまえを刑務所に入れるだろうな。

Fransızlar ve İngilizler içki içmeyi severler ama birincisi kırmızı şarap için içeriye girerken ikincisi birayı tercih eder.

フランス人もイギリス人も飲むのが好きだが、後者はビールを好むのに対して前者は赤ワインが好きだ。