Translation of "Hayvanat" in Japanese

0.015 sec.

Examples of using "Hayvanat" in a sentence and their japanese translations:

Hayvanat bahçesine gittim.

- 私は動物園へ行った。
- 私は動物園に行った。

Hayvanat bahçesine gidelim.

動物園に行こう。

Fil, hayvanat bahçesine getirildi.

その象は動物園に連れてこられた。

Onlar hayvanat bahçesine gittiler.

彼らは動物園へ行った。

Dün hayvanat bahçesine gittim.

昨日動物園に行った。

Hayvanat bahçesinde maymunlar gördük.

私たちは動物園でサルをみました。

Çocukları hayvanat bahçesine götürelim.

子供たちを動物園に連れて行きましょう。

Hayvanat bahçesindeki maymunu gördüm.

私たちは動物園でサルをみました。

Tama hayvanat bahçesine gittik.

私たちは多摩動物園に行った。

Buradan hayvanat bahçesine nasıl gidebilirim?

どうしたら、ここから動物園に到着できますか。

Çocuk hayvanat bahçesinde hiç bulunmadı.

その男の子は今までに動物園に行ったことがない。

Hayvanat bahçesine gitmek için sabırsızlanıyorum.

僕は動物園へ行くのを楽しみに待っているんだ。

O bizi hayvanat bahçesine götürdü.

彼は私たちを動物園に連れて行ってくれた。

Babam bizi hayvanat bahçesine götürdü.

父は私たちを動物園につれていってくれました。

Kız kardeşimle hayvanat bahçesine gittim.

- 私は姉と一緒に動物園に行った。
- お姉ちゃんと動物園に行ったんだ。
- 妹と動物園に行ってきたんだ。

Dün otobüsle hayvanat bahçesine gittiler.

彼らは昨日バスで動物園へ行った。

Hayvanat bahçesinden bir kaplan kaçtı.

動物園から一頭のトラが脱走した。

Hayvanat bahçesi buraya yakın mı?

動物園はこの近くですか?

Bugünlerde seni hayvanat bahçesine götüreceğim.

いつかそのうちに動物園に連れてってあげるよ。

Hayvanat bahçesi buradan uzak mı?

- ここから動物園って遠いの?
- 動物園はここから遠いですか?

Bill erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.

ビルは弟を動物園へ連れていった。

Hayvanat bahçesinde bazı garip hayvanlar var.

その動物園には変わった動物がいます。

Kentte bir hayvanat bahçesi var mı?

その市に動物園がありますか。

Parkta bir hayvanat bahçesi var mı?

その公園には動物園がありますか。

Çocuklarını sık sık hayvanat bahçesine götürür.

彼はよく子供たちを動物園に連れて行く。

Şehrimizdeki hayvanat bahçesi büyük ve yeni.

私たちの市の動物園は大きくて新しい。

Boston'da bir hayvanat bahçesi var mıdır?

ボストンに動物園がありますか。

Mars'taki hayvanat bahçelerinde dünyadan hayvanlar var.

火星の動物園には、地球の動物がいる。

Büyük bir hayvan hayvanat bahçesinden kaçtı.

ある大型動物がその動物園から逃げ出した。

Dün hayvanat bahçesine kaç kişi geldi?

昨日は何人が動物園へ来ましたか。

Onlar hayvanat bahçesinde birçok hayvan bakıyorlar.

動物園ではたくさんの動物を飼っている。

Babam bizi dün hayvanat bahçesine götürdü.

お父さんが昨日私たちを動物園に連れて行ってくれた。

Şu otobüs sizi hayvanat bahçesine götürecektir.

あのバスに乗れば、動物園へ行けますよ。

Onlar dün otobüsle hayvanat bahçesine gittiler.

彼らは昨日バスで動物園へ行った。

Kız hayvanat bahçesine götürülme konusunda ısrar etti.

女の子は、動物園に連れていってくれとせがんだ。

Birkaç dakikalık yürüyüş onu hayvanat bahçesine getirdi.

彼は2、3分歩いたら動物園に出た。

Bana hayvanat bahçesine giden yolu söyleyebilir misin?

動物園へ行く道を教えてくれませんか。

Hayvanat bahçesinde çok sayıda hayvan türü var.

動物園にはたくさんの種類の動物がいる。

Dün hava güzel olsaydı, hayvanat bahçesine gidecektik.

昨日天気が良かったら、私たちは動物園に行っただろう。

Parka gitmektense hayvanat bahçesine gitmeyi tercih ederiz.

公園へ行くよりもむしろ動物園に行きたい。

Bu öğleden sonra oğlumu hayvanat bahçesine götürüyorum.

私は今日の午後、息子を動物園へ連れて行きます。

Hayvanat bahçesinde çok sayıda hayvan var mıdır?

動物園にはたくさんの動物がいますか。

Bu öğleden sonra oğlumu hayvanat bahçesine götüreceğim.

私は今日の午後、息子を動物園へ連れて行きます。

O hayvanat bahçesinde bazı tuhaf hayvanlar var.

その動物園には変わった動物がいます。

Bu hayvanat bahçesinde bir dükkan var mı?

この動物園にお店はあるの?

Bill, küçük erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.

ビルは弟を動物園へ連れていった。

- Dünyanın en büyük hayvanat bahçesi Berlin, Almanya'da yer almaktadır.
- Dünyanın en büyük hayvanat bahçesi Almanya'nın Berlin şehrindedir.

世界一大きい動物園はドイツのベルリンの動物園だ。

Çocuklarımla hayvanat bahçesindeydim ve telefonum durmadan çalmaya başladı.

子どもたちと動物園に行ったときにも 電話がしつこく鳴り続けます

Jimmy onu hayvanat bahçesi götürmem için bana yalvardı.

ジミーは動物園に連れて行ってと私にせがんだ。

Hayvanat bahçesini ziyaret edinceye kadar bir zürafa görmemiştim.

私は動物園に行くまできりんを見たことがなかった。

Bu öğleden sonra hayvanat bahçesine gitmek ister misin?

- あなたは今日の午後、動物園に行きたいですか。
- 今日の午後、動物園に行きませんか。

İnsanlar birbiri ardına hayvanat bahçesindeki garip hayvanı görmeye geldiler.

人々はその奇妙な動物を見に、次々と動物園にやって来た。

Ted amca, pandaları göstermek için bizi hayvanat bahçesine götürdü.

テッド叔父さんはパンダを見せるために、私たちを動物園へ連れて行った。

Geçen pazar ailem pandaları görmek için hayvanat bahçesine gitti.

先週の日曜日に私の家族はパンダを見に動物園に行った。

Onların Ueno Hayvanat bahçesinde bir pandası var mı, unutuyorum.

上野動物園にパンダっていたっけ?

Jimmy benim onu hayvanat bahçesine götürmem konusunda ısrar etti.

- ジミーは自分を動物園へ連れて行くようにと私に言い張った。
- ジミーは動物園に連れて行ってと私にせがんだ。

Jimmy benim onu hayvanat bahçesine götürmem için ısrar ediyor.

ジミーが動物園に連れて行けと言ってきかないんです。

Babam beni hayvanat bahçesine götürmek için bir gün ayıracağını söyledi.

父は私を動物園に連れて行くために日をあけておこうといった。

Geçen cumartesi pandaları görmek için ailemle birlikte hayvanat bahçesine gittim.

- 先週の土曜日、パンダを見に家族で動物園へ行った。
- 先週の土曜日、家族で動物園へパンダを見に行った。

Tom ve Mary hayvanat bahçesinde birlikte keyifli bir gün geçirdi.

トムとメアリーは一緒に動物園で楽しい日を過ごした。