Translation of "Bahçesine" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Bahçesine" in a sentence and their japanese translations:

Bahçesine sebze ekti.

彼女は庭に野菜の種をまいた。

Hayvanat bahçesine gittim.

- 私は動物園へ行った。
- 私は動物園に行った。

Hayvanat bahçesine gidelim.

動物園に行こう。

Fil, hayvanat bahçesine getirildi.

その象は動物園に連れてこられた。

Onlar hayvanat bahçesine gittiler.

彼らは動物園へ行った。

Dün hayvanat bahçesine gittim.

昨日動物園に行った。

Çocukları hayvanat bahçesine götürelim.

子供たちを動物園に連れて行きましょう。

Tama hayvanat bahçesine gittik.

私たちは多摩動物園に行った。

Buradan hayvanat bahçesine nasıl gidebilirim?

どうしたら、ここから動物園に到着できますか。

Hayvanat bahçesine gitmek için sabırsızlanıyorum.

僕は動物園へ行くのを楽しみに待っているんだ。

O bizi hayvanat bahçesine götürdü.

彼は私たちを動物園に連れて行ってくれた。

Babam bizi hayvanat bahçesine götürdü.

父は私たちを動物園につれていってくれました。

Kız kardeşimle hayvanat bahçesine gittim.

- 私は姉と一緒に動物園に行った。
- お姉ちゃんと動物園に行ったんだ。
- 妹と動物園に行ってきたんだ。

Dün otobüsle hayvanat bahçesine gittiler.

彼らは昨日バスで動物園へ行った。

Bugünlerde seni hayvanat bahçesine götüreceğim.

いつかそのうちに動物園に連れてってあげるよ。

Bill erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.

ビルは弟を動物園へ連れていった。

Çocuklarını sık sık hayvanat bahçesine götürür.

彼はよく子供たちを動物園に連れて行く。

Dün hayvanat bahçesine kaç kişi geldi?

昨日は何人が動物園へ来ましたか。

Babam bizi dün hayvanat bahçesine götürdü.

お父さんが昨日私たちを動物園に連れて行ってくれた。

Şu otobüs sizi hayvanat bahçesine götürecektir.

あのバスに乗れば、動物園へ行けますよ。

Tom bahçesine üç elma ağacı dikti.

トムは庭にりんごの木を3本植えた。

Onlar dün otobüsle hayvanat bahçesine gittiler.

彼らは昨日バスで動物園へ行った。

Kız hayvanat bahçesine götürülme konusunda ısrar etti.

女の子は、動物園に連れていってくれとせがんだ。

Birkaç dakikalık yürüyüş onu hayvanat bahçesine getirdi.

彼は2、3分歩いたら動物園に出た。

Bana hayvanat bahçesine giden yolu söyleyebilir misin?

動物園へ行く道を教えてくれませんか。

Dün hava güzel olsaydı, hayvanat bahçesine gidecektik.

昨日天気が良かったら、私たちは動物園に行っただろう。

Parka gitmektense hayvanat bahçesine gitmeyi tercih ederiz.

公園へ行くよりもむしろ動物園に行きたい。

Bu öğleden sonra oğlumu hayvanat bahçesine götürüyorum.

私は今日の午後、息子を動物園へ連れて行きます。

Bu öğleden sonra oğlumu hayvanat bahçesine götüreceğim.

私は今日の午後、息子を動物園へ連れて行きます。

Bill, küçük erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.

ビルは弟を動物園へ連れていった。

Bu öğleden sonra hayvanat bahçesine gitmek ister misin?

- あなたは今日の午後、動物園に行きたいですか。
- 今日の午後、動物園に行きませんか。

Ted amca, pandaları göstermek için bizi hayvanat bahçesine götürdü.

テッド叔父さんはパンダを見せるために、私たちを動物園へ連れて行った。

Geçen pazar ailem pandaları görmek için hayvanat bahçesine gitti.

先週の日曜日に私の家族はパンダを見に動物園に行った。

Jimmy benim onu hayvanat bahçesine götürmem konusunda ısrar etti.

- ジミーは自分を動物園へ連れて行くようにと私に言い張った。
- ジミーは動物園に連れて行ってと私にせがんだ。

Jimmy benim onu hayvanat bahçesine götürmem için ısrar ediyor.

ジミーが動物園に連れて行けと言ってきかないんです。

Babam beni hayvanat bahçesine götürmek için bir gün ayıracağını söyledi.

父は私を動物園に連れて行くために日をあけておこうといった。

Geçen cumartesi pandaları görmek için ailemle birlikte hayvanat bahçesine gittim.

- 先週の土曜日、パンダを見に家族で動物園へ行った。
- 先週の土曜日、家族で動物園へパンダを見に行った。

- Tom arka bahçesinde bir eskimo kulübesi inşa etti.
- Tom arka bahçesine bir iglo kurdu.

トムは裏庭にかまくらを作った。