Translation of "Köpeği" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Köpeği" in a sentence and their japanese translations:

Köpeği severim.

その犬が好きです。

Köpeği kovdu.

彼はその犬を追い払った。

Köpeği gördüm.

- 私は一匹の犬を見た。
- 犬を見た。

Birisinin köpeği kayboldu.

誰かの犬がいなくなった。

Köpeği besledin mi?

- 犬にえさをやりましたか。
- 犬に餌はあげた?

Köpeği dışarda tutun.

犬を中に入れるな。

Köpeği bahçede koşuyordu.

彼の犬は庭の中を走っていた。

Köpeği beslemeyi unuttu.

彼は、犬に餌をやるのを忘れてしまった。

Ken'in köpeği beyazdır.

- 健の犬は白い。
- ケンの犬は白い。

Köpeği besleme vakti.

犬にエサをあげる時間だよ。

Timsah köpeği yedi.

ワニが犬を食べた。

Bu Mary'nin köpeği.

これはメアリーの犬です。

Alice, köpeği görmedi.

アリスはその犬を見なかった。

Tom'un köpeği mutlu.

- トムの犬は幸せだな。
- トムのワンちゃんって幸せね。

Çocuk köpeği kuyruğundan yakaladı.

- その男の子は犬のしっぽをつかんだ。
- その少年はその犬の尾をつかんだ。

Köpeği ile yürüyüşe çıktı.

彼は犬を連れて散歩に行った。

Onun köpeği ağır duyar.

彼の犬は耳が遠い。

Onun iki köpeği var.

彼は犬を2匹飼っています。

Erkek kardeşine köpeği gezdirtti.

彼女は弟に犬の散歩をさせた。

Köpeği saat kaçta gezdirirsin?

何時ごろ犬の散歩をするんですか?

O köpeği serbest bırakmayın.

その犬を放してはいけない。

Ken'in köpeği çok iri.

- 健の犬はとても大きい。
- ケンさんの犬はとても大きい。

Millie'nin bir köpeği var.

ミリーは犬を一匹飼っている。

Ailem köpeği çok sevdi.

私の家族はその犬がとても好きでした。

Onun köpeği bana havlar.

彼の犬は私を見ると吠える。

Onun bir köpeği var.

彼は犬を飼っている。

O, o köpeği sever.

女の子はその犬が好きです。

O köpeği yanıma yaklaştırma!

あの犬を私の方へ来させないでよ。

Tom şimdi köpeği gezdiriyor.

トムは今、犬の散歩をしている。

Köpeği kapının arkasından çıktı.

彼の犬がドアの後ろから現れた。

Bir kamyon bizim köpeği ezdi.

- トラックが私たちの犬をひいた。
- トラックがうちの犬をひいたんだ。

Çocuk köpeği gördüğünde ağlamaya başladı.

その子は犬を見て泣き出した。

Lütfen köpeği her gün besleyin.

- 犬に毎日えさをあげてください。
- その犬に毎日食べ物をやって下さい。

O kirli köpeği mutfağa getirme.

その汚い犬を台所から入れないで。

O, köpeği bir ağaca bağladı.

彼は犬を木につないだ。

Onun zavallı köpeği hâlâ hayatta.

彼のあわれな犬はまだ生きている。

O, köpeği bahçede serbest bıraktı.

彼は犬を庭に放した。

Neredeyse her gün köpeği görürüm.

私はほとんど毎日その犬に出会う。

Kayıp bir köpeği kim buldu?

誰が迷子の犬を見つけたのですか。

Tom'un bir köpeği olduğunu düşündüm.

トムは犬を飼っていると思っていた。

Onun bir köpeği var mı?

彼は犬を飼っていますか。

O köpeği için ıslık çaldı.

彼は口笛を吹いて犬を呼んだ。

Bu sabah köpeği doyurdun mu?

- 今朝犬に餌やった?
- 今朝、犬に餌あげたの?

Ken'in beyaz bir köpeği var.

健は白い犬を飼っている。

Sanırım Tom'un bir köpeği yok.

トムは犬持ってないと思う

O kedi o köpeği sevmez.

猫は犬が好きじゃない。

Oyun yapması için köpeği eğittim.

私はその犬を芸当ができるように訓練した。

O, bir sopayla köpeği dövdü.

彼は犬を棒でたたいた。

Tom, artıkları ile köpeği besledi.

- トムは食べ残しを犬にやった。
- トムは自分の食べた残りを犬にあげた。

Tom'un köpeği oynayarak onu ısırdı.

トムの犬は戯れに彼を噛んだ。

Köpeği görür görmez kedi kaçtı.

犬を見ると猫は逃げ出した。

Bazısı da battaniyeyi köpeği için kullanmış.

犬用のものもありました

Bir avcı, köpeği ile tavşanları avladı.

ハンターは犬を連れてのウサギを狩った。

"Onun köpeği var mı?" "Hayır, yok."

「彼女は犬を飼っていますか」「いいえ」

O, köpeği ile birlikte dışarı çıktı.

彼女は犬を連れて出かけた。

Kendi hayatını riske atarak köpeği kurtardı.

彼は命懸けでその犬を助けた。

Genellikle köpeği ile birlikte parka gider.

彼はたいてい犬を連れて公園に行く。

Ben köpeği parkta hızla koşarken gördüm.

- 私は見た、公園ですばやく走っている犬を。
- 私はすばやく走っていながら見た公園で、その犬を。

Tom'un Cookie adında bir köpeği var.

トムはクッキーという名前の犬を飼っている。

Kapıyı aç ve köpeği içeri al.

戸を開けて犬を入れてやりなさい。

Isırmasın diye köpeği zincirlesen iyi olur.

犬が噛み付かないように鎖で繋いだ方がよい。

Böylesine büyük bir köpeği asla görmedim.

そんな大きな犬は見たことが無い。

Biz kaybolan çocuğu ve köpeği arıyoruz.

私たちは迷子になった少年と犬を探している。

Lütfen köpeği dışarıya bırakmamaya dikkat edin.

犬が外へ出ないように気をつけてください。

Onun küçük siyah bir köpeği var.

彼女は小さな黒い犬を飼っている。

Bir çoban köpeği sürüyü çayıra götürür.

牧羊犬が、羊の群を牧場へ連れていく。

Tom'un köpeği benimki kadar büyük değildir.

トムの犬は私の犬ほど大きくないわ。

Zalim bir adam bir kırbaçla köpeği dövdü.

その残酷な男は犬をムチで打った。

İstiyorsan o köpeği satın alabilirsin. O satılık.

その犬が欲しければ買えますよ。それは売り物ですから。

Onun sekiz köpeği var. Bu oldukça fazla.

彼女は8匹の犬を飼っています。それはたくさんだね。

Teyzesi gün boyunca onun köpeği ile ilgilenir.

彼女の伯母は一日中彼の犬の世話をする。

O, arkasında izleyen köpeği ile yürüyüşe çıktı.

彼は犬を従えて、散歩に出かけた。

Onun bir kedisi ve iki köpeği var.

彼はネコを一匹と犬を二匹飼っている。

Nereye giderse gitsin köpeği onu takip eder.

彼の犬は、彼の行くところへはどこへでもついていく。

Onun bir köpeği ve altı kedisi var.

彼は犬1匹とネコ6匹を飼っている。

Büyük bir köpeği olan adam içeri girdi.

大きな犬を連れた男が入って来た。

Tom'un evde üç köpeği olduğu doğru mu?

トムが自宅で犬を3匹飼ってるって、本当なの?

- Köpeği besledin mi?
- Köpeğe mama verdin mi?

もう犬に餌やった?

Ben onu muayene ederken köpeği hareketsiz tut.

診察する間、犬をおとなしくさせておいて下さい。

- O, sadece karısı seyahate çıktığında köpeği besler.
- Onun köpeği beslediği tek zaman karısı seyahate gittiği zamandır.

彼が犬に餌をやるのは、妻が旅行に出かけているときだけだ。

Biz evcil hayvan olarak İskoç çoban köpeği besliyoruz.

我が家でコリーをペットとして飼っている。

- Köpeği beslemeyin.
- Köpeğe yiyecek vermeyin.
- Köpeğe yiyecek verme.

その犬にエサをやらないで!

Onun köpeği uysal olduğu kadar çok sadık değildir.

彼女の犬は忠実というよりはむしろよく慣れている。

Onlar her zaman köpeği kapıya bağlı tutar mı?

彼らはいつも犬を門につないでおくのですか。

Onlar bir siyah ve bir beyaz köpeği beslediler.

彼らは黒犬と白犬に餌をやった。

Sally bahaneler üretmeye devam etti ve köpeği suçladı.

サリーは言い訳をし続けて、犬のせいにしました。

O kahvaltısını yaparken, köpeği her sabah ona baktı.

毎朝朝食をとっている間、彼の犬は彼をじっと見つめていた。

Tom'un bu sabah köpeği ile yürümeyi canı istemiyor.

トムは今朝は犬の散歩に行く気が起きない。

İçeriye giren bayan ve köpeği kapıda görevli tarafından durduruldu.

門から入りかけていた婦人とその門番に止められた。