Translation of "Ayıramaz" in English

Hiç kimse onları ayıramaz.

No one can separate them.

O gerçeği kurgudan ayıramaz.

He can't tell fact from fiction.

O doğruyu yanlıştan ayıramaz.

She cannot distinguish right from wrong.

Bizi şimdi kimse ayıramaz.

Nobody can keep us apart now.

Rüyaları gerçekten ayıramaz mısın?

- Can't you divorce fantasy from reality?
- You can't separate dreams from reality?

Tom gözlerini Mary'den ayıramaz.

Tom can't take his eyes off Mary.

Şu adam doğruyu yanlıştan ayıramaz.

That fellow can't tell right from wrong.

Tom bir atı midilliden ayıramaz.

Tom can't tell a horse from a pony.

Tom Japonya'yı ziyaret etmek için zaman ayıramaz.

Tom can't afford the time to visit Japan.

Bazı insanlar renk körüdür; onlar bir rengi diğerinden ayıramaz.

Some people are color blind; they cannot tell one color from another.