Translation of "Cep" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Cep" in a sentence and their japanese translations:

Cep telefonumu arıyorum.

私は携帯を捜している。

Cep telefonumu kaybettim.

携帯失くしちゃった。

Cep telefonunu kapatmalısın.

携帯電話の電源を切るべきである。

- Cep telefonunuz var mı?
- Cep telefonun var mı?

- 携帯電話を持っていますか?
- 携帯持ってる?

- Senin cep telefonun var mı?
- Cep telefonunuz var mı?
- Cep telefonun var mı?

- 携帯電話を持っていますか?
- 携帯持ってる?

Bu cep telefonunu severim.

この携帯が大好きなんだ。

Tom'un cep telefonu çaldı.

トムの携帯が鳴った。

Cep hesap makinemi çaldırdım.

私は電卓を盗まれてしまった。

Cep telefonun yanında mı?

今携帯持ってる?

Benim cep telefonum bozuldu.

私の携帯、壊れてるの。

Bu bir cep sözlüğü.

これはポケット型の辞書だ。

Bu bir cep telefonudur.

これは携帯電話です。

Bu benim cep telefonum.

これ、私の携帯です。

Cep harçlığınızı boşa harcamayın.

お小遣いは無駄遣いしないでください。

- Cep telefonu numaranı alabilir miyim?
- Cep telefonu numaranızı alabilir miyim?

携帯の番号を教えていただけませんか?

- Bir cep telefonun var mı, Tom?
- Cep telefonun var mı Tom?

- トム携帯持ってる?
- トムは携帯持ってる?

cep telefonuyla bile satın alıyor.

時に携帯電話の充電にも使われます

Cep harçlığını yararsız şeylere harcama.

つまらないものに小遣いを使うな。

Cep telefonumu şarj etmem gerekir.

携帯を充電する必要がある。

Yeni bir cep telefonu aldım.

携帯変えた。

Ben bir cep telefonundan arıyorum.

- 携帯から電話しているんだ。
- 携帯電話から電話しています。

Yanında cep telefonun var mı?

今携帯持ってる?

Tom yeni cep telefonunu gösterdi.

トムは新しい携帯を見せびらかした。

Sizin cep telefonunuz var mı?

携帯持ってる?

Öf ya, cep telefonumu unuttum.

- あ、携帯忘れた。
- あっ、携帯忘れちゃった。

Üç tane cep telefonum var.

携帯なら3つ持ってるよ。

Cep telefonun var mı, Tom?

- トム携帯持ってる?
- トムは携帯持ってる?

Cep telefonumu şarj etmek zorundayım.

携帯を充電しなきゃ。

Tom bir cep telefonu aldı.

トムは携帯を買ったんだ。

Üzerinde cep telefonun var mı?

今携帯ある?

Cep telefonun var mı Tom?

- トムって携帯持ってる?
- トム携帯持ってる?
- トムは携帯持ってる?

Veya cep telefonu servis personeli olabiliyorlar.

携帯電話サービスを 提供する人材になれます

Bir dakika önce cep telefonun çaldı.

さっき携帯が鳴ってたよ。

Yarın bir cep telefonu satın alacağım.

明日、携帯買うんだよ。

Yerken cep telefonunu meşgul etme, lütfen.

食べながら携帯電話を使わないでください。

Lütfen yemek yerken cep telefonuna bakma.

食事中に携帯を見るのやめなさい。

İnsanlar cep telefonlarını kullanırken dikizlemeyi bırakmalısınız.

人が携帯いじってるときに覗き込む癖やめた方がいいよ。

"Cep telefonumu gördün mü?" "Masanın üzerinde!"

「俺の携帯見なかったか?」「テーブルの上よ」

Benim cep telefonu şarj cihazım bozuldu.

携帯の充電器が壊れた。

Ne zamandır bu cep telefonun var?

その携帯いつから使ってるの?

Bu tür cep telefonu iyi satar.

この型の携帯電話はよく売れています。

"Cep telefonumu gördün mü?" "Masanın üstünde."

「俺の携帯見なかったか?」「テーブルの上よ」

Senin bir cep telefonun var mı?

- 携帯電話を持っていますか?
- 携帯持ってる?

Benim yolculuğum popüler bir cep telefonu videosuyla,

私の旅の始まりは人気動画と

O bir cep ısıtıcısı ile kendini ısıttı.

彼はカイロで体を暖めた。

Lütfen biz yemek yerken cep telefonuna bakma.

食事中に携帯を見るのやめなさい。

Bu ay tüm cep harçlığımı zaten harcadım.

今月のお小遣いもう全部使っちゃった。

Cep telefonları kullanışlı, onların sorumlu kullanılmasını istiyorum.

携帯電話は便利ですが、ちゃんとマナーを守って使ってほしいです。

Tom'un cep telefonu çaldı ve o, onu yanıtladı.

トムの携帯が鳴り、彼が出た。

Eh, bana senin cep telefonunun posta adresini ver.

ねえ、携帯のメアド教えて。

Onun cep telefonu, diğer telefonları engelleyen radyo emisyonu üretti.

彼の携帯電話は他の電話を妨害する電波を出した。

Lütfen cep telefonu numaranın ne olduğunu bana söyler misin?

携帯番号を教えて頂けませんか。

Hadi, bana senin cep telefonunun e-posta adresini söyle.

ねえ、携帯のメアド教えて。

Oh hayır! Dikkat etmiyordum ve cep telefonumu restoranda bıraktım.

しまった!ウッカリして、携帯電話をお店に忘れてきちゃった。

Bu etrafta cep telefonumu şarj edebileceğim bir yer var mı?

この辺りに携帯を充電できるところってありますか?

Tom ve Mary her gün 200'den daha fazla cep telefonu mesajını değiştirir.

トムとメアリーは毎日200通以上の携帯メールをやり取りしている。

Kırmızı elbiseli kız siyah giyinmiş adamı görmezden geldi ve bir arkadaşını cep telefonundan aradı.

赤いドレスの女は、黒服の男を無視して、ケイタイで友達にかけた。

Japonya'da ortaokul öğrencilerinin yaklaşık yarısında cep telefonu var ama lise öğrencilerine bakarsanız bu oran yüzde 97'ye çıkıyor.

日本の中学生の約半数が携帯電話を所有しているが、高校生になると97%が所有している。