Translation of "Alma" in Japanese

0.015 sec.

Examples of using "Alma" in a sentence and their japanese translations:

Kilo alma.

太ってはいけません。

Risk alma.

危ない事をするな。

Karbondioksidi atmosferden alma

大気から二酸化炭素を吸収し

Taksitle satın alma.

つけで買ってはいけません。

Rakibini hafife alma.

対戦相手を甘く見るな。

Hırsını benden alma.

- オレに八つ当たりするなよ。
- 私に当たらないでよ。

Ikramiye alma şansınız artar.

ボーナスを貰える機会が増えます

Nefes alma zorluğu vardı.

彼は呼吸するのが困難であった。

Lütfen onu satın alma.

それを買わないでください。

Zam alma umuduyla patrona gittim.

昇給ができるといいなと思いつつ、上司のところへ行った。

Yeni bir araba alma zamanın.

- 君は新しい車を買う時期ですよ。
- あなたは新車を買うべきだ。
- 車の買い替え時だよ。

Sabahları duş alma alışkanlığım var.

私は、朝シャワーを浴びることにしている。

Onu ciddiye alma. Bir şakaydı.

真に受けないで。冗談だよ。

- Rakibini küçümseme.
- Rakibini hafife alma.

対戦相手を甘く見るな。

Bu iyi bir satın alma.

- それは良い買い物だね。
- それはお買い得だね。

Benim koku alma duyum zayıflıyor.

嗅覚が鈍っています。

Bir ev alma fikrinden vazgeçtim.

私は家を買う考えを捨てた。

Dışarıdan bakınca nefes alma sırasında şişen,

肺の外側は 空気で膨らむ大きな袋のようです

Pozitif risk alma tekrarladığında artar mı?

好ましい冒険心も繰り返すことで 増強されるのではないか

O zaman ikramiye alma ihtimali düşer,

ボーナスが貰えないか

İnsanlara güven, ama yabancılardan şeker alma.

人々を信じなさい。だけど、知らない人からお菓子を貰ってはいけませんよ。

İyi notlar alma, çok çalışmayı gerektirir.

よい成績をとるには勤勉であることが必要だ。

- Onu ciddiye almayın.
- Onu ciddiye alma.

- まじめに受け取るな。
- まじめに取らないで下さい。
- 真に受けなるなよ。

Onun Nobel Ödülü alma hırsı var.

彼はノーベル賞を取りたいという野心を持っている。

O, yurtdışında eğitim alma amacına ulaştı.

彼は留学という目的を達成した。

Sorumluluk alma isteği bir olgunluk işaretidir.

進んで責任を取るということは成熟の印である。

Bir ev satın alma fikrinden vazgeçtim.

私は家を買う考えを捨てた。

Tom prezervatif satın alma konusunda utanır.

- トム君はコンドームを買うのが恥ずかしいだと思う。
- トムはコンドームを買うのが恥ずかしい。

İyi koklayamıyorum. Koku alma duyumu yitirdim.

嗅覚が鈍っています。

İyi bir koku alma duyum var.

嗅覚は鋭いです。

Bir şemsiye alma zahmetine katlanmak zorunda değilsiniz.

わざわざ傘を持ってこなくてもよい。

O, yurtdışında eğitim alma fırsatı için istekli.

彼は留学するチャンスがほしいと強く望んでいる。

O bir ev satın alma olasılığına baktı.

彼は家を買える可能性を調べた。

O bir ev satın alma olasılığına bakıyordu.

彼は家を買う可能性を研究していた。

- Onu kişisel olarak almayın.
- Kişisel olarak alma.

個人的な話に受け取らないで。

Ben bir ev satın alma fikrinden vazgeçtim.

私は家を買う考えを捨てた。

Bu salon 2.000 kişi alma kapasitesine sahiptir.

このホールは2千人の収容能力がある。

Ve kumar gibi risk alma davranışlarına ölçüt oluşturabilecek

飲酒や薬物乱用 賭博などの 現実における状況と同様な

O, performansı ile ilgili eleştiri alma hakkında endişeli.

彼女は自分の演技が批判されることを懸念していた。

Arazi alma hakkında ona biraz iyi tavsiye verdim.

私は彼に土地の購入についてよい助言を与えた。

O bir araba daha alma hakkında şüpheye düşüyor.

彼女はもう1台車を買うことを考え直してる。

Bir köpeğin keskin bir koku alma duyusu vardır.

イヌは鋭い嗅覚を持っている。

Bir köpek keskin bir koku alma duyusuna sahiptir.

- 犬はにおいの感覚が鋭い。
- 犬は鋭い嗅覚を持っている。

Tüm görünen bu risk alma davranışlarını güdüleyen, kontrol eden

馴化に伴う身体と感情の 機能の変化が

Memur bir park yeri alma ricasının reddedildiğini Bob'a bildirdi.

駐車許可を求める要求が却下されたことを、その職員はボブに知らせた。

Şifrenizi geri alma girişiminiz başarılı değildir. Lütfen tekrar deneyin.

パスワードを復旧する事はできませんでした。再試行してください。

Tam satın alma bedelini geri ödeyip ödemeyeceğinizi bilmek istiyorum.

購入金額を返金してくれるのかどうか、教えてください。

Şiddetli şişlikler ve nefes alma güçlüğü. Bir vakada ise ölümcüldü.

重度の腫れと呼吸困難です 死に至ったケースも

Daha çok risk alma eğilimde oldukları artık bir sır değil

子供や大人より冒険を好むことは 良く知られていますが

O yabancı bir araba satın alma amacı için çok çalıştı.

彼は外国車を買うために一生懸命働いた。

- Bu oda elli kişi alma kapasitesindedir.
- Bu odada elli kişiliktir.

この部屋には50人が入ることができる。

Oraya ne kadar erken gelirsek, koltuk alma ihtimalimiz o kadar yüksektir.

そこに到着すれば、席をとれる可能性がそれだけ高くなる。

Yeni yıl kartları bize arkadaşlarınızdan ve akrabalarından haber alma fırsatı sunuyor.

年賀状のおかげで私達は友達や親戚の消息が分かる。

Maliyeti ne kadar olursa olsun, milyoner sanat eserini alma konusunda ısrar etti.

たとえいくらかかろうともその傑作は手に入れると、その大富豪は言い張った。

Bu konuları bir bütün olarak ele alma. Hepsine ayrı ayrı kafa yorman gerekiyor.

十把一からげにしないで、もう少し個別案件をきちんと検討してくださいよ。

Bir köpeği nasıl eğiteceğini öğrenmek için zahmete girmeye hazır değilsen bir köpek alma.

苦労しても犬の訓練方法を身につけたいという気持ちがなければ、犬を飼ってはいけない。

- Şirket iki yeni sekreteri işe almaya karar verdi.
- Şirket işe iki yeni sekreter alma kararı aldı.
- Şirket işe iki sekreter almayı kararlaştırdı.

会社は秘書を新しく二人雇うことにした。