Translation of "Öğretmenim" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Öğretmenim" in a sentence and their japanese translations:

- Ben bir öğretmenim.
- Ben öğretmenim.

私は教師です。

- Ben de bir öğretmenim.
- Ben de öğretmenim.

- 私も先生です。
- 私も教師です。

Ben bir öğretmenim.

- 私は先生です。
- 私は教師です。

O benim öğretmenim.

彼は私の先生です。

Benim öğretmenim Bay Haddaddır.

私の先生はハダッドさんです。

O adam benim öğretmenim.

その男の人は私の先生です。

Ben iyi bir öğretmenim.

私はいい先生です。

Sınıf öğretmenim benden nefret etmişti.

担任の先生に ものすごい 嫌われたんです

Öğretmenim beni arabayla eve götürdü

先生は私の家まで車で送ってくれた。

Öğretmenim, çalışmalarımda beni teşvik etti.

その調子で勉強を続けなさいと先生が励ましてくれた。

"Ben bir öğretmenim." "Ben de."

私は教師です。私もそうです。

Derslere gitmezsem fizik öğretmenim umursamaz.

私の物理の先生は授業をサボっても気にしない。

Öğretmenim kompozisyonuma bir göz attı.

先生は私の作文を見てくれた。

Ben sadece mütevazı bir öğretmenim.

私は一介の貧乏教師にすぎない。

- Öğretmenim kariyer seçiminde bana rehberlik etti.
- Öğretmenim kariyer seçiminde bana yol gösterdi.

職業選択の際に先生が相談に乗ってくれた。

Öğretmenim benim için iyi şeyler söyledi.

先生が口添えをしてくれた。

"Siz bir öğretmen misiniz?" "Evet, öğretmenim."

- 「あなたは先生ですか」「その通りです」
- 「あなたは教師ですか」「はい、そうです」

Benim dersane öğretmenim annemle aynı yaşta.

担任の先生は私のお母さんと同じ年だ。

Ben bir öğretmenim, bir öğrenci değilim.

- 私は学生ではないですよ。先生です。
- 私は生徒じゃなくて、教師です。

Öğretmenim tarafından azarlanmak korkusuyla kendimi sakladım.

私は先生にしかられないように隠れた。

Öğretmenim benim için bir tavsiye yazdı.

- 先生は私のために推薦状を書いた。
- 先生は推薦状を書いてくれた。

İngilizce öğretmenim Bay Taniguchi'ye saygı duyuyorum.

私は英語の谷口先生を尊敬しています。

Sürüş öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor.

教習所の教師にそう焦るなと言われています。

Öğretmenim onu tekrar yapmamam için beni uyardı.

先生はそんなことを2度としないように私に注意した。

Ben bir doktor değil fakat bir öğretmenim.

私は医者ではなくて教師だ。

Mademki ben bir öğretmenim, başka türlü düşünüyorum.

- 私は教師なので、そうは考えない。
- 私はもう教師なので、そうは考えない。

Ben bir doktor değilim fakat bir öğretmenim.

私は医者ではなくて教師だ。

İngilizce öğretmenim bana bu kitapları okumamı öğütledi.

英語の先生がこういう本を読むように薦めてくれました。

İngilizce öğretmenim bu kitapları okumamı tavsiye etti.

私の英語の先生はこれらの本を読むようにと私に忠告してくれた。

Öğretmenim bana elimden geldiği kadar çok okumamı söyledi.

- 先生は私にできるだけたくさん本を読むようにと言われた。
- 先生は私にできるだけたくさん本を読むように言った。
- 先生は私にできるだけたくさん本を読むようにとおっしゃった。

Öğretmenim emellerimi yerine getirmek için beni teşvik etti.

先生は私が夢を実現するのを励ましてくれた。

Öğretmenim her zaman "Bencilliğinden kurtulursan mutluluğu bulabilirsin" dedi.

先生はいつも「我欲を捨てれば幸福になれる」と言いました。

Öğretmenim sunumumu hazırlayışımla daha fazla zaman geçirmemi söyledi.

もっと時間をかけて発表を準備すべきだったと先生に言われた。

- Ben 15 yıldır bir öğretmenim.
- 15 yıldır öğretmenlik yapıyorum.

教師になって15年になる。

Öğretmenim bana en kısa sürede kağıdımı teslim etmemi istedi.

先生はできるだけ早くレポートを提出するように言った。