Translation of "Varmış" in Italian

0.007 sec.

Examples of using "Varmış" in a sentence and their italian translations:

Dünya varmış!

Che sollievo!

Midemde varmış gibi.

La sento nello stomaco.

Onlar henüz varmış olmayacak.

- Non saranno ancora arrivati.
- Loro non saranno ancora arrivati.

İşitme güçlüğü varmış gibi davrandı.

- Fingeva di essere dura d'orecchie.
- Lei fingeva di essere dura d'orecchie.

Bir padişahın altı oğlu varmış.

Un monarca aveva sei figli.

İleride bir kapı varmış gibi görünüyor.

Sembra una porta.

Mutlu bir evliliğimiz varmış gibi davranalım.

Facciamo soltanto finta che il nostro matrimonio sia felice.

Onlar öğle zamanı Morioka'ya varmış olacaklar.

- Saranno arrivati a Morioka per mezzogiorno.
- Loro saranno arrivati a Morioka per mezzogiorno.
- Saranno arrivate a Morioka per mezzogiorno.
- Loro saranno arrivate a Morioka per mezzogiorno.

Tom bir silahı varmış gibi yaptı.

- Tom ha finto di avere una pistola.
- Tom finse di avere una pistola.

Tuhaf değil mi? Biz çoktan varmış olmalıydık.

Strano, vero? Saremmo già dovuti arrivare.

Bir zamanlar, Tango adında bir kedi varmış.

- C'era una volta un gatto che si chiamava Tango.
- C'era una volta un gatto di nome Tango.
- C'era una volta un gatto il cui nome era Tango.

Hastaneyi geldiklerinden daha kötü terk ettikleri sonucuna varmış.

lascia gli ospedali più disabile di prima.

- Tom ceza almadığı için şanslı.
- Tom'un şansı varmış, cezalandırılmadı.

Tom è fortunato a non essere stato punito.

Bir giriş daha varmış gibi görünüyor. Yılan içeriye muhtemelen böyle girdi.

Sembra esserci un'altra entrata. Ecco come è entrato il serpente.

Tren saat onda hareket etti, bu yüzden şimdiye kadar varmış olmalı.

Il treno è partito alle dieci, quindi dovrebbe essere già arrivato ad Osaka.

Bir giriş daha varmış gibi görünüyor. Yılan da içeriye muhtemelen böyle girdi.

Sembra esserci un nuovo ingresso. Dev'essere entrato di lì.

- "Tom nerede?" "Bilmiyorum. On dakika önce burada olmalıydı."
- "Tom nerede?" "Bilmiyorum. 10 dakika önce buraya varmış olmalıydı."
- "Tom nerede?" "Bilmiyorum. On dakika önce buraya varmış olmalıydı."
- "Tom nerede?" "Bilmiyorum. On dakika önce buraya gelmiş olmalıydı."

- "Dov'è Tom?" "Non lo so. Sarebbe dovuto essere qui dieci minuti fa."
- "Dov'è Tom?" "Non lo so. Sarebbe dovuto essere qua dieci minuti fa."