Translation of "Konuşmuyor" in Italian

0.005 sec.

Examples of using "Konuşmuyor" in a sentence and their italian translations:

Kimse konuşmuyor.

Non sta parlando nessuno.

Tom konuşmuyor.

Tom non sta parlando.

O, teori konuşmuyor.

- Non sta parlando teoricamente.
- Lui non sta parlando teoricamente.

Tatoebaca konuşmuyor musun?

Quindi non parli il tatoebano?

O, İngilizce konuşmuyor.

- Non parla inglese.
- Lei non parla inglese.

Kimse benimle konuşmuyor.

Nessuno parla con me.

Diğer çocuklar konuşmuyor.

Gli altri bambini non stanno parlando.

Tom İspanyolca konuşmuyor.

Tom non parla lo spagnolo.

O benimle konuşmuyor.

- Non mi parla.
- Lei non mi parla.

Neden artık benimle konuşmuyor?

- Perché non mi parla più?
- Perché lei non mi parla più?

O, evde Japonca konuşmuyor.

- Non parla giapponese a casa.
- Lui non parla giapponese a casa.

O benim dilimi konuşmuyor.

- Non parla la mia lingua.
- Lui non parla la mia lingua.

Tom hiç kimseyle konuşmuyor.

Tom non sta parlando con nessuno.

Hiç kimse benimle konuşmuyor.

Nessuno parla con me.

Tom artık benimle konuşmuyor.

- Tom non mi parla più.
- Tom non parla più con me.

Onlar artık bizimle konuşmuyor.

- Non ci parlano più.
- Loro non ci parlano più.

Kimse onunla ilgili konuşmuyor.

Nessuno parla di lui.

Kimse onun hakkında konuşmuyor.

Nessuno parla di lei.

Tom, Mary ile konuşmuyor.

Tom non parla con Mary.

Tom Fransızca konuşmuyor mu?

Tom non parla il francese?

Tom da Fransızca konuşmuyor.

- Nemmeno Tom parla in francese.
- Neppure Tom parla in francese.

O neden artık benimle konuşmuyor?

- Perché non mi parla più?
- Perché lui non mi parla più?

Tom neredeyse hiç Fransızca konuşmuyor.

Tom parla a malapena il francese.

O artık neredeyse benimle konuşmuyor.

Mi parla a malapena.

Hiç kimse onlar hakkında konuşmuyor.

Nessuno parla di loro.

Hiç kimse benim hakkımda konuşmuyor.

Nessuno parla di me.

Artık hiç kimse Tom'la konuşmuyor.

Nessuno parla più con Tom.

Tom sık sık Fransızca konuşmuyor.

Tom non parla spesso in francese.

Başka hiçbir şeyle ilgili konuşmuyor olurduk.

di certo non parleremmo di altro.

Artık hiç kimse bu dili konuşmuyor.

Nessuno parla più questa lingua.

- Onlar İngilizce konuşmuyor.
- Onlar İngilizce konuşmaz.

- Non parlano inglese.
- Loro non parlano inglese.

Sanırım Tom Fransızcayı çok iyi konuşmuyor.

- Penso che Tom non parli molto bene il francese.
- Io penso che Tom non parli molto bene il francese.

Tom artık benimle hiçbir şey konuşmuyor.

- Tom non mi parla più di niente.
- Tom non mi parla più di nulla.

- Fransızca konuşmuyor musunuz?
- Fransızca konuşamıyor musunuz?

- Non parli il francese?
- Tu non parli il francese?
- Non parla il francese?
- Lei non parla il francese?
- Non parlate il francese?
- Voi non parlate il francese?

Artık hiç kimse Mary ile konuşmuyor.

Nessuno parla più con Mary.

- Dilimizi konuşamıyor.
- O, bizim dilimizi konuşmuyor.

Lei non parla la nostra lingua.

Fadıl akıcı bir şekilde Arapça konuşmuyor.

Fadil non parla fluentemente l'arabo.

- Anne babam İngilizce konuşmuyor.
- Anne babam İngilizce bilmiyor.

I miei genitori non parlano l'inglese.

Problem herkes tarafından biliniyor ama kimse onun hakkında konuşmuyor.

Tutti conoscono il problema, ma nessuno ne parla.

- Tom hâlâ çok Fransızca konuşmuyor.
- Tom hâlâ pek Fransızca bilmiyor.

Tom continua a non parlare molto in francese.

- Tom dobra dobra konuşmuyor.
- Tom lafını esirgemiyor.
- Tom sözünü sakınmıyor.

Tom non sta tirando i pugni.