Translation of "Hayvan" in Italian

0.020 sec.

Examples of using "Hayvan" in a sentence and their italian translations:

Hayvan yiyor.

L'animale sta mangiando.

Hayvan yer.

L'animale mangia.

O bir hayvan.

- È un animale.
- Lui è un animale.

Bu hayvan samimi.

Questo animale è amichevole.

Hangi hayvan büyük?

- Quale animale è grande?
- Che animale è grande?

Hangi hayvan küçük?

Quale animale è piccolo?

Bu hayvan tehlikeli.

Questo animale è pericoloso.

Hayvan deneyleri yasaklanmalıdır.

I test sugli animali dovrebbero essere vietati.

- En sevdiğiniz hayvan hangisidir?
- En sevdiğin hayvan hangisidir?

- Qual è il tuo animale preferito?
- Qual è il suo animale preferito?
- Qual è il vostro animale preferito?

hayvan izlerini mi izleyeceğiz?

seguendo le piste degli animali?

Her türlü hayvan var.

Ogni genere di animale.

Bu hayvan etle beslenir.

- Quell'animale si ciba di carne.
- Quell'animale si nutre di carne.

Bu hayvan bir tavuskuşu.

Questo animale è un pavone.

Hayvan araştırmaları etik midir?

La ricerca animale è etica?

İnsan konuşabilen tek hayvan.

- L'uomo è l'unico animale che può parlare.
- L'uomo è l'unico animale che riesce a parlare.

At yararlı bir hayvan.

Il cavallo è un animale utile.

Köpeğimi hayvan mezarlığına gömdüm.

Ho sepolto il mio cane nel cimitero per animali da compagnia.

Bu hayvan çok zeki.

Questo animale è molto intelligente.

Yolda birçok hayvan gördü.

- Ha visto molti animali sulla strada.
- Lei ha visto molti animali sulla strada.
- Vide molti animali sulla strada.
- Lei vide molti animali sulla strada.

Evcil hayvan besliyor musun?

Hai un animale domestico?

O hayvan etçil midir?

Quell'animale è carnivoro?

- Evcil hayvan olarak papağan besler.
- Evcil hayvan olarak papağan bakıyor.

- Ha un pappagallo come animale domestico.
- Lei ha un pappagallo come animale domestico.

Son derece muhteşem bir hayvan.

È un animale spettacolare.

Tembel hayvan iftirasının ortaya çıkışı

La sistematica diffamazione del bradipo

Bakın, oradaki hayvan izlerini görebilirsiniz.

E guarda tutte quelle piste di animali.

Yaptık, preklinik hayvan modellerinde başardık.

Ci riuscimmo, nei test preclinici sugli animali.

Hiç hayvan resmi yaptın mı?

- Hai mai disegnato un animale?
- Ha mai disegnato un animale?
- Avete mai disegnato un animale?
- Tu hai mai disegnato un animale?
- Lei ha mai disegnato un animale?
- Voi avete mai disegnato un animale?

Ne tür evcil hayvan istiyorsun?

- Che tipo di animale domestico vuoi?
- Che tipo di animale domestico vuole?
- Che tipo di animale domestico volete?

İnsan ateşi kullanan tek hayvan.

L'uomo è il solo animale che usa il fuoco.

Bu hayvan öbüründen daha büyüktür.

Questo animale è più grande di quello.

Avustralya'da birçok ilginç hayvan vardır.

Ci sono molti animali interessanti in Australia.

Alaska'da milyonlarca vahşi hayvan yaşıyor.

Millioni di animali selvaggi vivono in Alaska.

Müzede hiç canlı hayvan yok.

- Non c'è nessun animale vivo nel museo.
- Non ci sono animali vivi nel museo.

O etçil bir hayvan mıdır?

Quello è un animale carnivoro?

- Bu ormanda çok vahşi hayvan var.
- Bu ormanda birçok vahşi hayvan var.

Ci sono molti animali selvatici in questa foresta.

- Büyük bir hayvan hayvanat bahçesinden kaçtı.
- Büyük bir hayvan, hayvanat bahçesinden kaçtı.

Un grande animale è scappato dallo zoo.

Ve de tembel hayvan hakkındaki gerçeklerle

anzi, scoprire la verità sul bradipo

Bu tembel hayvan çift ampüte geçirdi

Questo esemplare si è ripreso da una doppia amputazione

Çiftlikte yaklaşık 500 büyükbaş hayvan var.

Ci sono circa cinquecento capi di bestiame nel ranch.

Birçok hayvan, insanlar tarafından yok edildi.

Molti animali sono stati distrutti dagli uomini.

Bir tavşana evcil hayvan olarak bakıyorum.

- Ho un coniglio come animale domestico.
- Io ho un coniglio come animale domestico.

Büyük bir hayvan, hayvanat bahçesinden kaçtı.

Un grande animale è scappato dallo zoo.

Almanya'da bir evcil hayvan besledin mi?

- Avevi un animale domestico in Germania?
- Tu avevi un animale domestico in Germania?
- Aveva un animale domestico in Germania?
- Lei aveva un animale domestico in Germania?
- Avevate un animale domestico in Germania?
- Voi avevate un animale domestico in Germania?

Dünyada kaç tane hayvan türü vardır?

Quante specie animali esistono al mondo?

Hayvana baktım ve hayvan bana baktı.

Io guardavo l'animale e l'animale guardava me.

Dünyadan birçok hayvan türü yok oldu.

Molte specie animali sono scomparse dalla Terra.

Tom bir evcil hayvan mağazasında çalışıyor.

Tom lavora in un negozio di animali.

Mercanlar hayvan mı yoksa bitki midirler?

I coralli sono animali o piante?

Fakat tanıdığım herkes, hayvan yemeyi de seviyordu.

ma amava mangiarli, pure.

Diğerleri gibi bir hayvan türü olan insanoğlunun

che gli umani - una specie animale tra le tante possibili -

Bu aslında Dünya'daki en büyük hayvan göçü.

Questa è la più grande migrazione di animali al mondo.

Ödülü kim kazanacak? Her hayvan eşit doğmaz.

Chi uscirà vincitore? Non tutti gli animali nascono uguali.

Vahşi, özgür bir hayvan tarafından bütünüyle kabullenilmek

Sentirsi accettare da un animale libero, selvaggio

Hayvanat bahçesinde çok sayıda hayvan türü var.

Ci sono molti tipi di animali allo zoo.

Hayvanat bahçesinde çok sayıda hayvan var mıdır?

Ci sono molti animali nello zoo?

Bu filmin yapımında hiçbir hayvan zarar görmemiştir.

Nessun animale è stato ferito durante la realizzazione di questo film.

Bir hayvan yaralandığında çok daha tehlikeli olabilir.

Un animale può essere molto più pericoloso quando è ferito.

Oğlan ölü hayvan için bir mezar kazdı.

- Il ragazzo ha scavato una fossa per l'animale morto.
- Il ragazzo scavò una fossa per l'animale morto.

Tom yerel hayvan barınağından bir kedi sahiplendi.

Tom ha adottato un gatto dal rifugio locale.

Şehirde çok sayıda evcil hayvan olduğundan seçeneği bol.

Con così tanti animali domestici, ha un'ampia scelta.

Çoğu hayvan, şehirleri yiyecek bulmak için ziyaret eder.

La maggior parte degli animali visita le città solo in cerca di cibo.

Daha çok amfibi bir hayvan gibi olmak istiyorum.

Voglio essere più un animale anfibio.

Buradaysa oldukça antisosyal bir hayvan balıklarla oyun oynuyor.

Ecco un animale altamente antisociale che gioca con i pesci.

Meg'in bir evcil hayvan olarak bir kedisi var.

Meg ha un gatto come animale domestico.

Onların her ikisi de evcil hayvan mağazasında çalışıyor.

Lavorano entrambi al negozio d'animali.

O bir evcil hayvan olarak bir papağan besler.

- Ha un pappagallo come animale domestico.
- Lui ha un pappagallo come animale domestico.

Bütün hayvan türleri yaşamak için içgüdüsel dürtüye sahiptir.

Tutte le forme di vita hanno un bisogno istintivo di sopravvivere.

"Yırtıcı hayvan bulma olasılığı nehir yakınlarında yüzde 25'tir.

"C'è il 25% di possibilità di trovare predatori vicino al fiume.

Nasıl da sıkı çalışıyor bu tembel hayvan, nasıl sıkı.

Ecco, vedete qui un bradipo che lavora davvero sodo.

O, bir evcil hayvan olarak bir yer domuzu besler.

- Ha un oritteropo come animale domestico.
- Lui ha un oritteropo come animale domestico.

- Tom bir hayvan bakıcısıdır.
- Tom bir hayvanat bahçesi görevlisidir.

Tom è un guardiano dello zoo.

Yağmur ormanında olayları farklı gören tek hayvan da o değil.

Non è l'unico animale nella giungla con una visione diversa.

Yengecin en büyük sorunu, peşindeki avcının sıvı bir hayvan olması.

Il problema, quando sei un granchio, è che sei preda di un animale liquido.

Hayvan hücresi, bitki hücresinden daha büyük bir protein oranına sahiptir.

La cellula animale ha una maggiore percentuale di proteine rispetto alla cellula vegetale.

Büyük bir olayın son anını yakalamıştım. "Bu hayvan ne yapıyor?" diyorsun.

Sono arrivato alla fine di un intero dramma. Pensi: "Ma cosa sta facendo questo animale?"

Bütün bunlara rağmen bu hayvanlar kâr için canlı hayvan pazarlarına gönderiliyordu.

Questi animali vennero quindi introdotti nei mercati alimentari.

Kendi hâlindeki vahşi bir hayvan, ziyarete gelen bu garip insan yaratığından ne kazanabilir ki?

Perché un animale selvatico che si fa le sue cose, ottenere qualcosa da questa strana creatura umana che va a trovarlo?

Pek çok hayvan gibi çitaların talihi de Ay'ın evreleriyle ayrılmaz şekilde iç içe geçmiş durumda.

Come tantissimi animali, la loro fortuna è indissolubilmente legata alle fasi lunari.

Bu hayvan, bulunması imkânsız olmayı öğrenmek için milyonlarca yılını harcadı. Ahtapot izlerinin görünüşünü öğrenmem gerekiyordu.

Questo animale ha passato milioni di anni imparando a essere impossibile da trovare. Io dovevo imparare com'erano fatte le tracce di un polpo.

Arizona egzotik evcil hayvan mağazası sahibi Traci Roach, ki bu onun sahne adı değil, gerçek adı,

Traci Roach possiede un negozio di animali esotici. (Sì, si chiama davvero "Roach" come "scarafaggio").

Pek çok hayvan meyve bulmak için renkli görüşten faydalanır. Görmek iyice zorlaşmadan önce son kez yemek gerek.

Molti animali usano la visione a colori per trovare frutti. È tempo di un ultimo pasto prima che faccia troppo buio.