Translation of "'merkezi" in Italian

0.004 sec.

Examples of using "'merkezi" in a sentence and their italian translations:

Alışveriş merkezi nerede?

Dov'è il centro commerciale?

- Evrenin merkezi dünya değildir.
- Dünya, evrenin merkezi değildir.

La Terra non è al centro dell'universo.

Alışveriş merkezi terk edilmiş.

Il centro commerciale è deserto.

Muson merkezi bir unsurdur.

Il monsone è un elemento centrale.

Şirket merkezi Los Angeles'ta.

Il quartier generale della compagnia è a Los Angeles.

Bir yenilik merkezi haline gelebilirdi?

e diventare un centro di innovazione?

Bu da yeni spor merkezi,

E questo è un nuovo centro sportivo,

En yakın alışveriş merkezi nerede?

- Dov'è il centro commerciale più vicino?
- Dove si trova il centro commerciale più vicino?

O, evrenin merkezi olduğunu düşünüyor.

- Pensa di essere il centro dell'universo.
- Lei pensa di essere il centro dell'universo.

Kendini evrenin merkezi olarak görür.

- Si vede come il centro dell'universo.
- Lui si vede come il centro dell'universo.

116 binden fazla alışveriş merkezi var

ci sono oltre 116.000 centri commerciali,

Tom kendisinin evrenin merkezi olduğunu düşünür.

Tom pensa di essere il centro dell'universo.

Merkezi haber alma teşkilatı seni izliyor.

- La CIA ti sta osservando.
- La CIA vi sta osservando.
- La CIA la sta osservando.

Bütün düşüncelerinizi merkezi bir bilgisayara aktarmak istese

per trasmettere ognuno dei vostri pensieri a un computer centrale del governo,

Marika zaman zaman dünyanın merkezi olduğunu düşünür.

Marika a volte pensa di essere l'ombelico del mondo.

Buraya yakın bir alışveriş merkezi var mı?

Qui vicino c'è un centro commerciale?

Bir zamanlar dünyanın evrenin merkezi olduğuna inanılıyordu.

Una volta si credeva che la terra fosse il centro dell'universo.

Pek çok kişi tarafından ruhun merkezi olarak düşünüldü,

È stato considerato da molti come sede dell'anima,

Bu önemli soru hayatım boyunca işimin merkezi oldu.

Questa domanda cruciale è stata al centro del lavoro della mia vita.

Rus merkezi kargaşa içindeydi… ve kırılmaya yakın görünüyordu.

Il centro russo era allo sbando ... e sembrava sul punto di rompersi.

Bu yapı 'merkezi bir kalenin' güzel ve heybetli bir örneğidir.

Questo è ora un ottimo e formidabile esempio di "castello concentrico".

Rheinland-Pfalz Güneybatı Almanya'da bir bölgedir ve yönetim merkezi Mainz'dir.

La Renania-Palatinato è una regione del sud-ovest della Germania, e la sua capitale è Magonza.

Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.

La giraffa non può nuotare perché il suo centro di gravità è così alto che si si capovolgerebbe.

Merkezi Çin'de Yangtze nehri boyunca şehirler ve taşra 50 yıldan daha fazla bir süredir ülkenin en kötü kuraklığı ile boğuşuyor.

Le città e le province lungo il fiume Yangtze nella Cina centrale sono alle prese con la peggiore siccità del paese in più di 50 anni.