Translation of "Spor" in Japanese

0.015 sec.

Examples of using "Spor" in a sentence and their japanese translations:

- Spor sever misiniz?
- Spor sever misin?

- あなたはスポーツが好きですか。
- スポーツは好き?

Hoşlandığın spor hangisidir?

どんな種類のスポーツが好きですか。

Spor dostlukları besler.

スポーツは友情をはぐくむものだ。

Spor yapmayı severim.

スポーツをするのが好き。

- Biz spor salonunda basketbol oynadık.
- Spor salonunda basketbol oynadık.

体育館でバスケットをしました。

Kızlar spor salonunda dansetti.

その少女たちは体育館で踊った。

Spor yapmayı sever misiniz?

スポーツは好きですか。

Oradaki spor otomobile bak.

あそこのスポーツカーを見なさい。

Onlar spor salonunda toplandı.

彼らは体育館に集まります。

Onlar spor salonundalar mı?

彼らは体育館にいるのですか。

O, spor salonuna yürümedi.

彼は体育館に歩いて入って行きませんでした。

O, spor salonunda olabilir.

彼は多分体育館にいるでしょう。

En sevdiğin spor hangisi?

あなたはどんなスポーツが一番好きですか。

Ben spor çantamı bulamıyorum.

私のダッフルバッグがみつからないのです。

O bir spor âşığı.

彼はスポーツの愛好者だ。

Tom spor izlemeyi severdi.

トムはスポーツ観戦が大好きだった。

Ama eğer spor maçları izlemiyorsanız,

でも スポーツを見ない人でも

Bu da yeni spor merkezi,

この新しいスポーツ施設は

Herhangi bir spor yapıyor musunuz?

- 君は何かスポーツをやりますか。
- 何かスポーツをしますか。

Spor kaslarımızı geliştirmemize yardımcı olur.

スポーツは筋肉の発達に役立つ。

Avustralyalılar spor ve eğlencede üstündürler.

スポーツと演芸の分野でのオーストラリア人の卓越。

O, bir zamanlar spor yıldızıydı.

彼女はかつてトラック競技のスターだった。

Spor arabasını tam hızda sürdü.

彼は全速力で自分のスポーツカーを運転した。

Spor salonu, tören için kullanıldı.

体育館は式のために使用されます。

Benim en sevdiğim spor kayaktır.

私の好きなスポーツはスキーです。

Futbol Brezilyada en popüler spor.

サッカーはブラジルで最も人気のあるスポーツだ。

Okulumuzun spor salonu şimdi yapılıyor.

私たちの学校の体育館は今建設中です。

Spor yapacak zamanı nasıl buluyorsun?

運動する時間をどうやって見つけるのですか。

Benim en sevdiğim spor futboldur.

私の好きなスポーツはサッカーです。

Kayak benim en sevdiğim spor.

スキーは私の大好きなスポーツです。

Bence, futbol mükemmel bir spor.

サッカーはとてもいいスポーツだと思います。

Üniversitemiz mükemmel spor olanaklarına sahiptir.

うちの大学にはすばらしいスポーツ施設がある。

Amerika'da en popüler spor nedir?

アメリカで一番人気のあるスポーツは何ですか。

Hiç spor araba sürdün mü?

スポーツカーを運転したことがありますか。

Öğretmenler sınıflarını spor salonunda topladı.

先生たちは生徒を体育館に集めた。

- Kırmızı bir spor araba aldım.
- Ben kırmızı bir spor otomobil satın aldım.

赤いスポーツカーを買ったんだ。

" Bak, ya spor olmalı ya müzik."

「認められるにはスポーツか 音楽をやるしかないぞ」と言いました

Ve bunlardan biri de spor yapmak.

そのうちの1つがスポーツです

Spor buna karşıt bir görüş sunuyor.

しかし スポーツの世界では対照的です

Mavi spor araba durma noktasına geldi.

青いスポーツカーはキーと音を立てて止まった。

Sonbahar spor için en iyi sezondur.

秋はスポーツに最良の季節だ。

Piknik yağmur yüzünden spor salonunda gerçekleştirildi.

- 雨が降ったため、ピクニックは体育館で開かれた。
- 雨のため、ピクニックは体育館で行われた。

Spor her zaman ona doğal gelir.

どんなスポーツでも彼にはわけなく出来る。

Para spor salonunun yapımı için ayrılmıştır.

その金は体育館の建設に当てられた。

Onun spor için boş zamanı yok.

彼はスポーツをする暇が無い。

Spor onun aşağılık kompleksini tedavi etti.

彼はスポーツのおかげで劣等感が直った。

Yağmur nedeniyle, piknik spor salonunda gerçekleştirildi.

雨のため、ピクニックは体育館で行われた。

İlk kez bir spor araba sürmüyorum.

スポーツカーを運転するのは初めてではないです。

Üzgünüm ama spor salonuna gitmek zorundayım.

- 悪いが、ジムに行かないといけないんだ。
- ごめんなさい。ジムに行かなきゃいけないの。

Şimdiki kız arkadaşımı spor salonunda tanıdım.

- 僕はフィットネスセンターで今の彼女と知り合ったよ。
- 僕はジムで今の彼女と知り合ったんだよ。

Gençliğimden beri bir spor sever oldum.

私は若い頃から運動が好きである。

Ben bir spor muhabiri olmak istiyorum.

私はスポーツ記者になりたい。

Tom'un sarı bir spor arabası var.

トムは黄色いスポーツカーを持っている。

Bizim kasaba mükemmel spor tesislerine sahiptir.

私達の町にはすばらしいスポーツ施設がある。

O herhangi bir spor yapıyor mu?

彼は何かスポーツをしますか。

Günümüzde yalnızca yüzlerce insan spor spikeri olabiliyor.

今はスポーツ実況者になれるのは ほんの何百人かで

Bazı öğrenciler spor adına derslerini ihmal ederler.

スポーツにかまけて学業を怠る学生もいる。

Spor hem zihni hem bedeni sağlıklı yapar.

スポーツは、肉体的にも精神的にも人を健康にする。

Spor festivalinden gelen dosyaları hangi dosyaya koydun?

運動会の写真、どこのフォルダに入れた?

Amerika'da hiçbir spor futbol kadar popüler değildir.

アメリカではフットボールほど人気のあるスポーツはない。

Ben her zaman ilk olarak spor sayfasını okurum.

一番最初に見るのはスポーツ欄だよ。

Zayıflamak için en iyisi biraz spor aktivitesine başlamak.

やせるためには、何かスポーツをするのが一番だ。

Spor olmasa okul hayatı ne kadar sıkıcı olurdu!

もしスポーツがなければ学校生活はなんとつまらないものだろう。

Ne tür spor yaptığımız havaya ve mevsime bağlı.

どんなスポーツをするかは天候と季節によります。

Şirket piyasaya yeni bir tür spor araba sürüyor.

その会社は新型のスポーツカーを発表しようとしている。

Eğer emniyet göz ardı edilirse, spor tehlikeli olabilir.

スポーツは安全が考慮されないと危険なものとなる。

"Spor salonunda bir kız mı vardı?" "'Evet, vardı."

「体育館に女の子がいませんか」「はい、います」

Yarın öğleden sonra yağmur yağarsa, spor salonunda buluşuruz.

万一明日の午後雨が降ったら体育館に集まろう。

Erkek çocuklar sık sık spor kahramanlarını taklit ederler.

男の子はしばしば自分の大好きなスポーツ選手のまねをする。

Kilo kaybetmek için biraz spor yapsan iyi olur.

痩せるためには、何かスポーツをしたほうがよい。

O her gün bir spor salonunda egzersiz yapar.

彼女はフィットネスクラブで毎日訓練する。

Bu spor ceketle gidecek bir bluz almak istiyorum.

このブレザーにあうブラウスがほしいのですが。

Brezilya'da futbol kadar popüler başka bir spor yoktur.

ブラジルではサッカーほど人気のあるスポーツはない。

Tom evinin yakınındaki bir spor salonunda egzersiz yapıyor.

トムは家の近くのジムでトレーニングしている。

spor liglerine size orijinal içerik sağlaması için para veriyorsunuz,

スポーツリーグから 独自のコンテンツを買い

O, kilo vermek için spor salonunda uzun saatler geçiriyor.

彼女は体重を減らそうと、ジムで何時間も過ごしている。

Tom çok sayıda spor içecekleri içmekten diyabet hastası oldu.

トムはスポーツドリンクの飲みすぎで糖尿病になったらしい。

Doktor formda kalmak için biraz spor yapmaya başlamamı tavsiye etti.

医者は私に健康のために何か運動をしたほうがいいですよと言いました。

Erkek arkadaşım para biriktirmeyi ve bir spor araba almayı planlıyor?

私の彼氏は、お金をためてスポーツカーを買う計画がある。

Bu otelin bir spor salonu ve bir yüzme havuzu vardır.

- このホテルには体育館とプールが備わっている。
- このホテルにはジムとプールがあるんだ。

Bir spor salonunda haftada iki ya da üç kez egzersiz yaparım.

私は週に2、3回、ジムで運動している。

Bu kıyafet içinde sporcu gibi oldum da, ben hiç spor yapmıyorum ki.

こんな格好をしているといかにもスポーツしてそうに見えるけど、全然やってないんだよ。

Bu hafif bir hatanın ciddi yaralanmalara yol açabileceği çok tehlikeli bir spor.

少し間違うと大怪我につながる大変危険なスポーツです。

Yeni bir spor merkezi inşa etmek için proje yeterli fon eksikliğinden dolayı suya düştü

新しいスポーツ施設の建設計画は、十分な資金が無いため、だめになった。

Harika değişik iklimleri sayesinde, Amerika Birleşik Devletleri, hemen hemen her türlü spor için bir cennettir.

素晴らしく富んだ気候のお陰で合衆国はほとんどのあらゆる種類のスポーツの天国になっている。

Bu giysinin içinde tıpkı bir sporcu gibi görünüyorum fakat gerçek şu ki hiç spor yapmam.

こんな格好をしているといかにもスポーツしてそうに見えるけど、全然やってないんだよ。