Translation of "Yüzünü" in Hungarian

0.011 sec.

Examples of using "Yüzünü" in a sentence and their hungarian translations:

Yüzünü görmeliydin.

Látnod kellett volna az arcodat.

Yüzünü vitrine bastırdı.

Az arcát a kirakat üveghez szorította.

Onun yüzünü tokatladı.

- Arcon ütötte.
- Pofon vágta.

Tom yüzünü buruşturdu.

Tom mulatságos képet vágott.

Kadın yüzünü yıkıyor.

A nő az arcát mossa.

Onun yüzünü tanıdım.

Felismertem az arcát.

Tom yüzünü sakladı.

Tom elrejtette az arcát.

Yüzünü yana çevirme.

Ne nézz félre!

Tom'un yüzünü görmeliydin.

Látnod kellett volna Tom arcát.

- Yüzünü bu tarafa çevir.
- Yüzünü bu yana dön.

- Erre fordítsa a fejét.
- Erre nézz!
- Fordítsd erre az arcodat.

- Yüzünüzü yıkayın.
- Yüzünü yıka.

Mosd meg az arcod!

O, onun yüzünü gördü.

Megpillantotta az arcát.

Maria yüzünü elleriyle kapattı.

Mari a kezeivel eltakarta az arcát.

Keşke Tom'un yüzünü görebilseydin.

Bárcsak láttad volna Tom arcát!

Ben onun yüzünü sevmiyorum.

Nem tetszik az arca.

Tom yüzünü elleriyle kapattı.

Tom eltakarta az arcát a kezével.

O adamın yüzünü yakınlaştırın.

- Menjél rá annak a pasasnak az arcára!
- Zoomolj rá ennek a fickónak a képére!
- Nagyíts rá ennek a faszinak az arcára!
- Nagyítsd ki ennek a fószernek az arcát!

Okyanusun en büyüleyici yüzünü sergilemesiyse

És épp a Hold legsötétebb fázisában

''Bu teknoloji kızımın yüzünü güldürdü.''

"E technika mosolyt csalt lányom arcára."

Okula gitmeden önce yüzünü yıka.

Mosd meg az arcod, mielőtt iskolába mész.

O, yüzünü denize doğru döndü.

A tenger felé fordult.

O, bir mendille yüzünü sildi.

Megtörölte az arcát egy zsebkendővel.

Tom giysi koluyla yüzünü sildi.

Tom megtörölte az arcát a ruhája ujjával.

Yüzünü görebilmem için yakına gel.

Jöjjön kicsit közelebb, hogy láthassam az arcát.

- Yüzünü yana çevir.
- Başka yere bak.

Nézz félre.

O, onun yüzünü görünce ağlamaya başladı.

Sírva fakadt, amikor meglátta az arcát.

Tom yine burada yüzünü göstermeye cesaret etmedi.

Tom nem merne még egyszer ezen a környéken mutatkozni.

Ah, hayatımda Mary'nin yüzünü bir kez daha görebilsem.

Ha láthatnám még egyszer Mari arcát az életemben!

- Bunun kökenine inmeliyim.
- Bunun temeline inmeliyim.
- Bunun iç yüzünü öğrenmeliyim.

A végére kell járnom.

O, resmi indirdi, onun yüzünü gördü ve "vay be" dedi.

Letöltötte a képet, meglátta az arcát és azt mondta, hogy hűha!

- Seni yüzüstü bırakmayacağım.
- Yüzünü kara çıkarmayacağım.
- Seni hayal kırıklığına uğratmayacağım.

Nem foglak cserben hagyni.

Doğrudan havadan oksijen çekebilmek için kendini dışarı atıyor. Nihayet. Güneş yüzünü gösteriyor.

Kibukkan a vízből, hogy közvetlenül a levegőből kapjon oxigént. Végre újra felbukkan nap.