Translation of "Yalnızdı" in German

0.004 sec.

Examples of using "Yalnızdı" in a sentence and their german translations:

Evde yalnızdı.

- Sie war allein in dem Haus.
- Er war ganz allein in dem Haus.

O yalnızdı.

- Er war alleine.
- Er war allein.

Tom yalnızdı.

Tom war einsam.

Mayuko odada yalnızdı.

Mayuko war allein im Zimmer.

O, odada yalnızdı.

Er war alleine im Zimmer.

O orada yalnızdı.

Er war alleine dort.

Tom karanlıkta yalnızdı.

Tom war allein im Dunkeln.

Tom evde yalnızdı.

Tom war allein zu Haus.

Tom odada yalnızdı.

Tom war allein im Zimmer.

Sevgililer Günü'nde yalnızdı.

Sie war allein am Valentinstag.

O, karanlıkta yalnızdı.

Er war allein im Dunkeln.

Onlar orada yalnızdı.

Sie sind allein dort.

Tom orada yalnızdı.

Tom war alleine dort.

O, orada yalnızdı.

Sie war alleine dort.

Tom çok yalnızdı.

Tom war sehr einsam.

O, o zaman yalnızdı.

Er war damals allein.

Tom park bankında yalnızdı.

Tom saß alleine auf der Parkbank.

O zaman evde yalnızdı.

Er war zu dieser Zeit allein zu Hause.

Tom Cuma gecesi yalnızdı.

Tom war am Freitag Abend allein.

Tom çoğu zaman yalnızdı.

Tom war die meiste Zeit allein.

Tom o zaman yalnızdı.

Tom war damals allein.

Tom Sevgililer Günü'nde yalnızdı.

Tom war am Valentinstag allein.

O, çoğu zaman yalnızdı.

Er war die meiste Zeit allein.

Tom ve Mary parkta yalnızdı.

Tom und Maria waren allein im Park.

Tom ve Mary odada yalnızdı.

Tom und Maria waren allein in dem Zimmer.

Tom ve Mary mağarada yalnızdı.

Tom und Maria waren allein in der Höhle.

Kocası öldüğünden beri çok yalnızdı.

Sie ist sehr einsam, seit ihr Mann gestorben ist.

Tom o zaman evde yalnızdı.

Tom war zu dieser Zeit allein zu Hause.

Tom dün gece barda yalnızdı.

Tom war gestern Abend allein im Biergarten.

Mary ve John içeri girdiğinde Tom yalnızdı.

Tom war allein, als Maria und Johannes hereinkamen.

- O, karanlıkta yalnızdı.
- O, karanlıkta tek başınaydı.

Sie war allein im Dunkeln.

Tom yalnızdı ve o konuşacak birinin olmasını diledi.

Tom war einsam und wünschte sich jemanden, mit dem er reden konnte.