Translation of "Temizlemek" in German

Okyanusu temizlemek

Das Allerletzte, was wir tun sollten,

Odanı temizlemek zorundasın.

Du musst dein Zimmer sauber machen.

Odamı temizlemek zorundayım.

Ich muss mein Zimmer aufräumen.

Dairemi temizlemek zorundayım.

Ich muss meine Wohnung aufräumen.

Şehrimizi temizlemek istiyoruz.

Wir wollen unsere Stadt säubern.

Çatıdan kar temizlemek zorundayız.

Wir müssen den Schnee vom Dach fegen.

Sınıflarını temizlemek öğrencilerin görevidir.

Es ist die Pflicht der Schüler, die Klassenzimmer sauber zu machen.

Köpek boku temizlemek istemiyorum.

Ich möchte nicht die Hundescheiße wegmachen.

Gerçekten odamı temizlemek istemiyorum.

Ich will mein Zimmer nicht aufräumen.

Neden odanı temizlemek istemiyorsun?

- Warum willst du dein Zimmer nicht aufräumen?
- Warum wollt ihr euer Zimmer nicht aufräumen?
- Warum wollen Sie Ihr Zimmer nicht aufräumen?

O evi temizlemek zorunda.

Er muss die Wohnung putzen.

- Odanı temizlemelisin.
- Odanı temizlemek zorundasın.

Du musst dein Zimmer sauber machen.

Odayı temizlemek üç günümü aldı.

Ich brauchte drei Tage, um den Raum zu säubern.

Tom odasını temizlemek zorunda kaldı.

Tom musste sein Zimmer putzen.

O, odasını temizlemek zorunda kaldı.

Er musste sein Zimmer putzen.

Garajı temizlemek çok eğlenceli değildi.

Es war kein Vergnügen, die Garage aufzuräumen.

Peki belki de okyanusları temizlemek nafile.

Das Säubern des Ozeans mag vergeblich sein.

Bütün evi temizlemek için zamanımız yok.

Wir haben nicht die Zeit, um das ganze Haus zu putzen.

Boru temizleyicileri boruları temizlemek için kullanılır.

Pfeifenreiniger werden zum Reinigen von Pfeifen verwendet.

Parkı temizlemek için tüm komşular birleşti.

- Alle Nachbarn säuberten mit vereinten Kräften den Park.
- Sämtliche Nachbarn schlossen sich zur Reinigung des Parks zusammen.
- Die ganze Nachbarschaft schloss sich zur Reinigung des Parks zusammen.

Bu yeri temizlemek bir kâbus olmalı.

Es muss ein Alptraum sein, hier sauberzumachen.

Bu karmaşayı temizlemek sonsuza kadar sürecektir.

- Es wird ewig dauern, dieses Chaos zu bereinigen.
- Es wird eine Ewigkeit dauern, diesen Saustall aufzuräumen.

Tom oturma odasını temizlemek için söz verdi.

- Tom versprach, das Wohnzimmer aufzuräumen.
- Tom hat versprochen, das Wohnzimmer aufzuräumen.

Ben halıyı temizlemek için bir şey arıyorum.

- Ich suche etwas, womit ich den Teppich reinigen kann.
- Ich suche etwas zur Reinigung des Teppichs.

Camımdaki karı temizlemek için cam sileceğimi kullandım.

Ich benutze meinen Scheibenwischer, um den Schnee von der Scheibe zu fegen.

- Odayı temizleme sırası benimdi.
- Odayı temizlemek için benim sıramdı.

- Ich war an der Reihe, das Zimmer sauberzumachen.
- Ich war dran, das Zimmer zu säubern.

Mutfak zeminini temizlemek için daha fazla zaman harcamak istemedim.

- Ich wollte nicht noch mehr Zeit darauf verwenden, den Küchenboden sauberzumachen.
- Ich wollte nicht mehr Zeit damit verbringen, die Küche zu putzen.

Tom masasını temizlemek için tam zamanında ofise gitmek istedi.

Bill wollte zeitig genug im Büro ankommen, um seinen Schreibtisch aufzuräumen.

Ne kadar çok şeyim varsa o kadar çok şey temizlemek zorunda kalacağım.

Je mehr ich habe, desto mehr muss ich saubermachen.

"Odan düzenli olduğunda eşyanı bulmak daha kolay değil mi?" "Umurumda değil. Odamı temizlemek istemiyorum."

„Sind deine Sachen denn nicht leichter zu finden, wenn dein Zimmer aufgeräumt ist?“ – „Das ist mir egal. Ich habe keine Lust, mein Zimmer aufzuräumen.“

- Tom'un odasını temizlemesine yardım etmem gerekiyor.
- Tom'un odasını temizlemek için ona yardım etmeliyim.
- Odasını temizlemesi için Tom'a yardım etmem gerekiyor.

Ich muss Tom helfen sein Zimmer aufzuräumen.