Translation of "Piyanist" in German

0.010 sec.

Examples of using "Piyanist" in a sentence and their german translations:

Ünlü piyanist gülümsedi.

Der berühmte Pianist lächelte.

O bir piyanist.

Sie ist Pianistin.

Miho bir piyanist.

Miho ist Pianistin.

Tom bir piyanist.

Tom ist Pianist.

Martha, mükemmel bir piyanist.

Martha ist eine exzellente Pianistin.

O bir piyanist oldu.

Er wurde Pianist.

Babası mükemmel bir piyanist.

- Ihr Vater ist ein ausgezeichneter Pianist.
- Ihr Vater ist ein ausgezeichneter Klavierspieler.

En sevdiğiniz piyanist kimdir?

Wer ist dein Lieblingspianist?

- Onun oğlu ünlü bir piyanist oldu.
- Oğlu ünlü bir piyanist oldu.

Sein Sohn wurde ein berühmter Pianist.

- Onun bir piyanist olan bir kızı var.
- Piyanist bir kızı var.

Sie hat eine Tochter, die Pianistin ist.

Piyanist iki istek parçası çaldı.

Der Pianist spielte zwei Zugaben.

Böylece büyük bir piyanist oldu.

Dadurch wurde er ein großartiger Pianist.

Benim en sevdiğim piyanist Frederic Chopin'dir.

Mein Lieblingspianist ist Frédéric Chopin.

Kız kardeşim iyi bir piyanist oldu.

Meine Schwester ist eine gute Klavierspielerin geworden.

O, çok iyi bir piyanist değildi.

- Sie war keine besonders gute Pianistin.
- Sie war keine sonderlich gute Klavierspielerin.

Babası ünlü bir piyanist olan bir arkadaşım var.

- Ich habe einen Freund, dessen Vater ein berühmter Pianist ist.
- Ich habe einen Freund, dessen Vater ein bekannter Pianist ist.

O piyanist olmak için her gün piyano çalışır.

Er übt jeden Tag Klavier spielen um ein Pianist zu werden.

Bir piyanist olarak o benden çok daha iyidir.

- Als Pianistin ist sie viel besser als ich.
- Sie ist eine viel bessere Pianistin als ich.

Bir piyanist olduğunu söyledi fakat o bir yalandı.

Sie gab sich als Pianistin aus, aber das war eine Lüge.

O her gün piyano çalar, bu yüzden bir piyanist olabilir.

Er übt jeden Tag Klavier, damit er Pianist werden kann.

Onun biri piyanist ve diğeri bir viyolacı olan iki kızı vardır.

Er hat zwei Töchter, die eine ist Pianistin und die andere Geigerin.

Onun yirminci yüzyılda en büyük piyanist olduğu güvenli bir şekilde söylenebilir.

Es kann ohne Weiteres gesagt werden, dass er der größte Pianist des zwanzigsten Jahrhunderts ist.

Arkadaşım burada sadece bir piyanist değil fakat aynı zamanda bir besteci de.

Mein Freund hier ist nicht nur Pianist, sondern auch Komponist.