Translation of "Parmak" in German

0.004 sec.

Examples of using "Parmak" in a sentence and their german translations:

Parmak ucumu yaktım.

- Ich verbrannte mir die Fingerkuppe.
- Ich habe mir die Fingerkuppe verbrannt.

Parmak uçlarım donuyor.

Meine Fingerspitzen sind gefroren.

Baş parmak tırnağımı kırdım.

Ich habe mir den Daumennagel abgerissen.

Tom bir parmak kaybetti.

Tom hat einen Finger verloren.

Herkesin parmak izi alındı.

Man nahm von allen die Fingerabdrücke.

Parmak iziniz silahın üstündeydi.

Deine Fingerabdrücke waren auf der Waffe.

Elde beş parmak vardır.

Die Hand hat fünf Finger.

Hiç parmak izin alındı mı?

- Sind dir schon einmal Fingerabdrücke abgenommen worden?
- Sind euch schon einmal Fingerabdrücke abgenommen worden?
- Sind Ihnen schon einmal Fingerabdrücke abgenommen worden?

Tom'un parmak izleri tabancanın üstündeydi.

Toms Fingerabdrücke befanden sich auf der Waffe.

Bir ayakta beş parmak vardır.

Ein Fuß hat fünf Zehen.

Tom parmak arası terlik giyiyor.

Tom trägt Flip-Flops.

Polis silahtaki parmak izlerini kapıdakilerle karşılaştırdı.

Die Polizei verglich die Fingerabdrücke an der Waffe mit denen an der Tür.

Tom parmak izlerini bıçaktan dikkatlice sildi.

Tom wischte gewissenhaft seine Fingerabdrücke von dem Messer.

Tom'un polis tarafından parmak izi alındı.

Die Polizei nahm von Tom Fingerabdrücke.

O, parmak uçlarına basarak odaya yürüdü.

Er schlich auf Zehenspitzen ins Zimmer.

Röntgen filminde iki kırık parmak görünüyordu.

Die Röntgenaufnahme zeigte zwei gebrochene Finger.

Bir çift tek parmak eldivenim var.

Ich habe ein Paar Fausthandschuhe.

Bebek uyanmasın diye parmak ucumda yürüdüm.

- Ich ging auf Zehenspitzen, um das Baby nicht aufzuwecken.
- Ich ging auf Zehenspitzen, um das Kind nicht aufzuwecken.

Elin beş parmağı var: başparmak, işaret parmağı, orta parmak, yüzük parmağı ve serçe parmak.

- Eine Hand hat fünf Finger: den Daumen, den Zeigefinger, den Mittelfinger, den Ringfinger und den kleinen Finger.
- Die Hand hat fünf Finger: den Daumen, den Zeigefinger, den Mittelfinger, den Ringfinger und den kleinen Finger.
- Die Hand hat fünf Finger: Daumen, Zeige-, Mittel-, Ring- und kleinen Finger.

Bıçaktaki parmak izleri onun suçunu ortaya çıkardı.

Die Fingerabdrücke auf dem Messer haben sie überführt.

Silahta kalan parmak izleri şüphelininki ile uyuşuyor.

- Die Fingerabdrücke auf der Waffe stimmen mit jenen des Verdächtigen überein.
- Die Fingerabdrücke an der Waffe stimmen mit denen des Verdächtigen überein.

Şarap bardağında hiç parmak izi buldun mu?

Haben Sie auf dem Weinglas irgendwelche Fingerabdrücke gefunden?

Tek yumurta ikizlerinin farklı parmak izleri var.

Eineiige Zwillingen haben unterschiedliche Fingerabdrücke.

Tom'un kapı tokmağından parmak izlerini sildiğini gördüm.

- Ich sah Tom seine Fingerabdrücke vom Türknauf abwischen.
- Ich sah Tom, als er seine Fingerabdrücke vom Türknauf abwischte.

Tom'un parmak izi onun orada olduğuna dair delildi.

Der Fingerabdruck von Tom war der Beweis, dass er dort war.

Polislerin kapı tokmağında buldukları tek parmak izleri Tom'unkilerdi.

Die einzigen Fingerabdrücke, die die Polizei an der Türklinke fand, waren Toms.

Tom parmak izi bırakmamak için bir lastik eldiven giydi.

Tom zog Gummihandschuhe an, um keine Fingerabdrücke zu hinterlassen.

İtalyanlar havuzda veya plajda olmadıkça parmak arası terlik giymezler.

Die Italiener tragen nur im Schwimmbad oder am Strand Badelatschen.

- Tom sessizce odaya girdi.
- Tom parmak uçlarına basarak odaya girdi.

Tom schlich ins Zimmer.

Tom sessizce kapıyı kapattı ve parmak uçlarına basarak odaya girdi.

Tom schloss leise die Tür und schlich in das Zimmer.

Sen tamamen hareketsiz olmalısın ve parmak uçlarında yürümelisin. Bebek uyuyor.

Ihr müsst ganz still sein und auf Zehenspitzen gehen. Das Baby schläft.

- Basketbol topunu parmak ucunda döndürebilir misin?
- Basket topunu parmağında çevirebilir misin?

Kannst du einen Basketball auf dem Finger kreiseln lassen?

Bak, ne inanılmaz bir tesadüf! Tom benimle aynı parmak izlerine sahip.

Schau mal, was für ein unglaublicher Zufall! Tom hat die gleichen Fingerabdrücke wie ich.

Bak, ne inanılmaz bir tesadüf, Tom'un benimle aynı parmak izi var!

Schau mal, was für ein erstaunlicher Zufall! Tom hat die gleichen Fingerabdrücke wie ich.

Çatal kullanıcıları temel olarak Avrupa, Kuzey Amerika ve Latin Amerika'da; yemek çubuğu kullanıcıları Doğu Asya'da ve parmak kullanıcıları ise Afrika, Orta Doğu, Endonezya ve Hindistan'dadırlar.

Menschen, die mit einer Gabel essen, wohnen hauptsächlich in Europa, Nordamerika und Lateinamerika; Menschen, die mit Stäbchen essen, wohnen in Ostasien, und Menschen, die mit ihren Fingern essen, wohnen in Afrika, im Nahen Osten, in Indonesien und Indien.