Translation of "Meryem" in German

0.004 sec.

Examples of using "Meryem" in a sentence and their german translations:

Meryem! Meryem! Meryem!

Maria! Maria! Maria!

Meryem güzeldir.

Maria ist wunderschön.

- Meryem ilgi odağı oldu.
- Meryem herkesin dilindeydi.

Maria war das Gespräch der Stadt.

Meryem eteğini düzeltti.

Maria strich sich den Rock glatt.

Meryem oldukça çekici.

Maria ist ziemlich attraktiv.

Bakire Meryem, İsa'nın anasıdır.

Die Jungfrau Maria ist die Mutter Jesu.

Meryem, çantasını alıp gitti.

Maria schnappte sich ihre Handtasche und ging.

- Meryem snooze tuşuna vurdu.
- Meryem alarm erteleme düğmesine hiddetle bastı.

Maria drückte auf die Schlummertaste.

Fakat o Meryem İsa'nın annesi olan Meryem değil karıştırmayalım dikkat edelim

Aber seien Sie vorsichtig und verwechseln Sie nicht, dass sie Maria ist, die Mutter Jesu.

Tom ve Meryem tenis oynuyorlar.

Tom und Maria spielen gerade Tennis.

Tom dışarıda, ama Meryem burada.

Tom ist weg, aber Maria ist hier.

Meryem çiçekli bir elbise giydi.

Maria trug ein Blümchenkleid.

Meryem apar topar merdivenlerden indi.

Maria kam die Treppe heruntergerannt.

Meryem yodel tarzı şarkı söyler.

Mary jodelt.

Tom, Meryem ve John'un tartıştığını duydu.

Tom hörte, wie Maria und Johannes sich stritten.

Tom ve Meryem birbirlerini görmezlikten geliyor.

Tom und Maria scheinen sich gegenseitig zu ignorieren.

- Mary silahları bilir.
- Meryem silahtan anlar.

Maria kennt sich mit Pistolen aus.

Tom, Meryem kendisini terk edince bunalıma girdi.

Tom wurde depressiv, nachdem Maria ihn verlassen hatte.

Meryem her zaman örnek bir öğrenci oldu.

Maria war schon immer eine Musterschülerin.

Meryem akşam yemeğinden sonra yatak odasına çekildi.

Maria zog sich nach dem Abendessen auf ihr Zimmer zurück.

Meryem Tom'un kendisine ağız spreyi almasından gücendi.

Maria war gekränkt, als Tom ihr einen Atemerfrischer kaufte.

- Tom, Meryem ile buluşunca yeniden doğmuş gibi oldu.
- Tom, Meryem ile tanışınca yeniden doğmuş gibi oldu.

Für Tom fing ein neues Kapitel an, als er Maria kennenlernte.

Aslında bunun Magdalalı Meryem olduğu da iddia edilir

In der Tat wird behauptet, dass dies Maria Magdalena ist

Meryem, Tom'un kapıyı çarpmasından onun mutsuz olduğunu anladı.

Maria erkannte an der Art, wie Tom die Tür zuschlug, dass er unzufrieden war.

Tom, Meryem ile benim bir dolap çevirdiğimizden şüpheleniyor.

Tom argwöhnt, dass Maria und ich etwas im Schilde führen.

Tom ile Meryem, anne-babalarının rızası olmadan evlendiler.

Tom und Maria haben ohne Einwilligung ihrer Eltern geheiratet.

Yeni duydum, Tom ve Meryem Noel için Boston'a dönüyormuş.

Ich habe gerade gehört, dass Tom und Maria zu Weihnachten nach Boston zurückkommen.

Tom ve Meryem yüzen evde bir hafta geçirip dinlendiler.

Tom und Maria entspannten sich ein Wochenende lang auf einem Hausboot.

Meryem, Tom'un portakalı kabuğuyla, bütün olarak yemesine çok şaşırdı.

Maria staunte, als Tom eine Orange samt Schale aß.

Tom bir şeyler söylemek istedi, ama Meryem sözünü kesti.

Tom wollte etwas sagen, doch Maria unterbrach ihn.

Meryem makyajını yenilemek için akıllı telefonunu ayna olarak kullandı.

- Mit dem Schlaufon als Spiegel schminkte sich Maria nach.
- Maria benutzte ihr Smartphone als Spiegel, um ihr Make-up aufzufrischen.

Tom ve Meryem her yıl kazançlarının yarısından fazlasını biriktirir.

Tom und Maria sparen jedes Jahr mehr als die Hälfte ihres Einkommens.

Meryem, yemek yaparken Tom'un etrafında dönüp durmasına tahammül edemiyor.

Maria kann es nicht ausstehen, wenn Tom ihr beim Kochen im Nacken sitzt.

Meryem, tüm bunlar gerçek miydi yoksa rüya mı görüyordu emin değildi.

Maria war sich nicht sicher, ob sie träumte, oder ob all dies Realität war.

Tom ve Meryem çocuklarına, bir konuşmayı bölmek isterlerse "affedersiniz" demeyi öğretti.

Tom und Maria haben ihren Kindern beigebracht, beim Unterbrechen eines Gespräches „Verzeihung!“ zu sagen.

- Meryem klasik bir orta sınıf Amerikan annesi.
- Mary saçını süpürge eden bir anne.

Maria ist als Mutter fast ausschließlich damit beschäftigt, ihre Kinder zu irgendwelchen Veranstaltungen zu kutschieren.

- Mary diğer kızlar gibi değil.
- Mary öteki kızlar gibi değildir.
- Meryem öbür kızlar gibi değil.
- Mary diğer kızlara benzemiyor.
- Mary başka kızlar gibi değildir.

Maria ist nicht so wie die anderen Mädchen.

- Tom ve Mary oğullarına, onu doğurtan doktorun ismini koydular.
- Tom ve Mary oğullarına, onu doğurtan doktorun ismini verdiler.
- Tom ve Meryem oğullarına doğumu gerçekleştiren doktorun adını verdiler.

Tom und Maria haben ihren Sohn nach dem Arzt benannt, der ihn auf die Welt gebracht hat.