Translation of "Elmalar" in German

0.015 sec.

Examples of using "Elmalar" in a sentence and their german translations:

- Elmalar kırmızıdır.
- Elmalar kırmızı.

Die Äpfel sind rot.

Elmalar olgundurlar.

Die Äpfel sind reif.

Elmalar nerede?

Wo sind die Äpfel?

Elmalar kırmızıdır.

Äpfel sind rot.

- Bu elmalar büyük.
- Şu elmalar büyük.

Diese Äpfel sind groß.

Elmalar ağaçlarda büyür.

Äpfel wachsen auf Bäumen.

Bütün elmalar orada.

Alle Äpfel sind dort.

Onlar elmalar yiyorlar.

Sie essen Äpfel.

Bu elmalar büyük.

- Die Äpfel dort sind groß.
- Diese Äpfel sind groß.

Şu elmalar büyük.

- Die Äpfel dort sind groß.
- Diese Äpfel sind groß.

Bu elmalar çürümüş.

Diese Äpfel sind faul.

- Elmalar kırmızı veya yeşildir.
- Elmalar yeşil ya da kırmızıdır.

Äpfel sind rot oder grün.

Elmalar oldukça olgun değiller.

Die Äpfel sind nicht ganz reif.

Bazı elmalar ağaçtan düştü.

Ein paar Äpfel sind vom Baum heruntergefallen.

Onlar çok büyük elmalar.

- Diese Äpfel sind sehr groß.
- Es sind sehr große Äpfel.

Elmalar düzine ile satılırlar.

Äpfel werden dutzendweise verkauft.

Bana gönderdiği elmalar lezzetliydi.

Die Äpfel, die er mir schickte, waren köstlich.

Elmalar kırmızı veya yeşildir.

Äpfel sind rot oder grün.

Onlar gerçekten büyük elmalar.

Das sind wirklich große Äpfel.

Bunlar çok büyük elmalar.

- Diese Äpfel sind sehr groß.
- Das sind sehr große Äpfel.

Bu kutuda elmalar var.

- In dieser Kiste sind Äpfel.
- In dieser Kiste befinden sich Äpfel.
- Diese Kiste beinhaltet Äpfel.
- Diese Kiste enthält Äpfel.

Bu elmalar çok büyük.

Diese Äpfel sind sehr groß.

Ben sık sık elmalar yerim.

Ich esse oft Äpfel.

Sepette birçok çürük elmalar vardı.

Es waren viele faule Äpfel im Korb.

Bütün bu elmalar çok tatlı.

Alle diese Äpfel sind sehr süß.

Elmalar tatlı olarak ikram edildi.

Als Nachtisch wurden Äpfel serviert.

Onun bana gönderdiği elmalar lezzetliydi.

Die Äpfel, die er mir schickte, waren köstlich.

O, pazarda bazı elmalar sattı.

Er hat auf dem Markt einige Äpfel verkauft.

Sepette bazı iyi elmalar var.

Es gibt ein paar gute Äpfel im Korb.

Bu elmalar çok taze görünüyor.

Diese Äpfel sehen sehr frisch aus.

İlk elmalar zaten düşmeye başladı.

Die ersten Äpfel haben schon angefangen zu fallen.

Bu elmalar henüz olgun değil.

Diese Äpfel sind noch nicht reif.

Elmalar genellikle yeşil, sarı veya kırmızıdır.

Äpfel sind gewöhnlich grün, gelb oder rot.

Düşen bütün elmalar domuzlar tarafından yenilir.

Alle Äpfel, die zu Boden fallen, werden von den Schweinen gefressen.

Elmalar henüz toplamak için hazır değil.

Die Äpfel sind noch nicht erntereif.

- Elmalar, portakalllar, ve benzerlerini getirdi.
- Elma, portakal falan getirdi.

- Sie brachte Äpfel, Orangen und mehr dergleichen mit.
- Sie hat Äpfel, Orangen und mehr dergleichen mitgebracht.

- Sepette birçok çürük elmalar vardı.
- Sepette bir sürü çürük elma vardı.

Es waren viele faule Äpfel im Korb.

Ben sana elmalar hakkında soru soruyorum ve sen bana armutlar hakkında yanıt veriyorsun.

Ich frage nach Äpfeln, und du antwortest mir von Birnen.

Bizim kendi ağacımızdan gelen elmalar marketten gelen püskürtülmüş elmalardan çok daha iyi tat veriyor.

Die Äpfel von unserem eigenen Baum schmecken viel besser als die gespritzten aus dem Supermarkt.