Translation of "Dişleri" in German

Dişleri içeride.

Die Giftzähne... hinein.

Onun dişleri beyazdı.

Ihre Zähne waren weiß.

Kaplumbağaların dişleri yoktur.

Schildkröten haben keine Zähne.

Bana dişleri göster.

Zeig mir den Zahn!

- Onun mükemmel dişleri var.
- Onun kusursuz dişleri var.

Er hat makellose Zähne.

Onun dişleri bile var.

Sie hat gleichmäßige Zähne.

Timsahların keskin dişleri vardır.

Krokodile haben scharfe Zähne.

Kaplumbağaların dişleri var mı?

Haben Schildkröten Zähne?

Bir aslanın dişleri keskindir.

Die Zähne des Löwen sind scharf.

Onun beyaz dişleri var.

Er hat weiße Zähne.

Öpüşürken kazara dişleri çarptık.

Wir stießen beim Küssen aus Versehen mit den Zähnen aneinander.

Deniz kaplumbağalarının dişleri yoktur.

Meeresschildkröten haben keine Zähne.

Dişleri içeride. Tamam, şimdi çıkaralım.

Die Giftzähne... sind drin. Okay, ich nehme sie ab.

Yaşlı adamın eksik dişleri var.

Dem alten Mann fehlen Zähne.

Bu aptalın keskin dişleri var.

Dieser Schwachsinnige hat scharfe Zähne.

Kunduzlar ağaçları dişleri ile kesebilir.

Biber können mit den Zähnen Bäume fällen.

Onun dişleri inci gibi beyaz.

Seine Zähne sind weiß wie Perlen.

Onun güçlü kemik ve dişleri var.

Er hat starke Knochen und Zähne.

Onun bir dizi çarpık dişleri var.

Sie hat eine unregelmäßige Zahnstellung.

Çok fazla sigara içmekten, dişleri sararmış.

Seine Zähne sind durch das viele Rauchen gelb geworden.

Sivri uçlu zehirli dişleri deriyi kolayca deler

Seine nadelähnlichen Fangzähne stechen in die Haut.

Dişlerini buraya koymalısınız. Dişleri eldivenin içinden geçer

und steckt die Giftzähne durch den Handschuh hinein.

Dişleri buraya koymalısınız, dişler eldivenin içinden geçer

und steckt die Giftzähne durch den Latex-Handschuh

Şimdi onun dişleri var ve o ısırabilir.

Jetzt hat er Zähne und kann beißen.

Tom o kadar üşümüştü ki dişleri gıcırdıyordu.

Es war Tom so kalt, dass seine Zähne klapperten.

- Onun beyaz dişleri var.
- Beyaz dişlere sahip.

Sie hat weiße Zähne.

Dişlerini fırçalamaya özen göstermediği için onun çürük dişleri var.

Da er das Zähneputzen vernachlässigte, bekam der Junge Karies.

Erkek çocuğu dişlerini fırçalamayı ihmal ettiği için kötü dişleri vardı.

- Da er das Zähneputzen vernachlässigte, bekam der Junge Karies.
- Der Junge hatte schlechte Zähne, weil er es mit dem Zähneputzen nicht so genau nahm.

Tom'un yirmilik dişleri yirmi dört yaşında diş hekimi tarafından çekildi.

Tom ließ sich seine Weisheitszähne von einem 24-jährigen Zahnarzt ziehen.

Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri.

An einer Schlange sind nur das Gift und die Giftzähne gefährlich.

Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri. Tamam, hadi gidelim.

An einer Schlange sind nur das Gift und die Giftzähne gefährlich. Okay, gehen wir.