Translation of "Bulaşıkları" in German

0.007 sec.

Examples of using "Bulaşıkları" in a sentence and their german translations:

- Bulaşıkları yıkıyorum.
- Ben bulaşıkları yıkıyorum.

Ich mache den Abwasch.

- O, bulaşıkları yıkıyordu.
- Bulaşıkları yıkıyordu.

- Sie war gerade beim Aufwaschen.
- Sie wusch gerade ab.

Bulaşıkları yıkayalım.

Lass uns den Abwasch machen.

Bulaşıkları yıkamadık.

Wir haben nicht abgespült.

Bulaşıkları yıkadım.

Ich habe das Geschirr abgespült.

Bulaşıkları yıkıyorum.

Ich spüle gerade die Teller.

Bulaşıkları yıka.

Wasch die Teller ab!

Bulaşıkları yıkayacağım.

Ich werde den Abwasch machen.

Ona bulaşıkları yıkattım.

Ich habe sie das Geschirr spülen lassen.

O, bulaşıkları yıkıyor.

Er wäscht ab.

Tom bulaşıkları duruluyor.

Tom spült das Geschirr ab.

Bulaşıkları yıkamak zorundayım.

Ich muss das Geschirr abwaschen.

O, bulaşıkları yıkamadı.

Sie hat das Geschirr nicht abgewaschen.

Tom bulaşıkları yıkıyor.

Tom wäscht gerade ab.

Tom bulaşıkları yıkamadı.

Tom hat nicht abgewaschen.

Bulaşıkları zaten yıkadım.

Ich habe das Geschirr schon gespült.

Ben bulaşıkları yıkayacağım.

Ich werde den Abwasch machen.

Genellikle bulaşıkları yıkarım.

Ich wasche gewöhnlich das Geschirr.

Mary bulaşıkları yıkamadı.

Maria hat nicht abgewaschen.

Bulaşıkları yıkamaktan hoşlanmıyorum.

Ich wasche nicht gern ab.

Tom bulaşıkları yıkamayacak.

Tom wird das Geschirr nicht spülen.

Bulaşıkları ben yıkamıştım.

Ich war derjenige, der das Geschirr gespült hat.

- Bulaşıkları yıkamak için benim sıram.
- Bulaşıkları yıkama sırası bende.

Ich bin an der Reihe, das Geschirr abzuwaschen.

Sen bulaşıkları yıka, Ben.

Du machst den Abwasch, Ben.

Bulaşıkları az önce yıkadım.

- Ich habe gerade aufgewaschen.
- Ich habe gerade das Geschirr gespült.

O, bulaşıkları yıkamayı umursamadı.

Es machte Ihr nichts aus, das Geschirr zu spülen.

Bulaşıkları durulayamıyorum. Su yok.

Ich kann die Teller nicht abspülen. Es gibt kein Wasser.

O, bulaşıkları kendisi yıkadı.

Sie verrichtete den Abwasch selbst.

Bulaşıkları niye hiç yıkamıyorsun?

Warum wäschst du nie ab?

Tom mutfakta bulaşıkları yıkıyor.

- Tom wäscht gerade in der Küche ab.
- Tom ist gerade in der Küche und wäscht ab.

Bulaşıkları yıkama sırası Mary'de.

Maria ist mit dem Abwasch an der Reihe.

Ben zaten bulaşıkları yıkadım.

Ich habe das Geschirr schon gespült.

Onun işi bulaşıkları yıkamaktır.

Ihre Arbeit besteht darin, das Geschirr zu spülen.

Tom hâlâ bulaşıkları yıkamadı.

Tom hat das Geschirr immer noch nicht gespült.

Babam sık sık bulaşıkları yıkar.

Mein Vater wäscht oft das Geschirr ab.

Bulaşıkları yıkadıktan sonra televizyon izledim.

Nach dem Abwasch sah ich fern.

Bob o zaman bulaşıkları yıkıyordu.

Bob wusch gerade ab.

Az önce bütün bulaşıkları yıkadım.

Ich habe gerade den kompletten Abwasch gemacht.

Annenin bulaşıkları yıkamasına yardım etmelisin.

Du solltest deiner Mutter beim Abwasch helfen.

Bulaşıkları yıkamama yardım eder misin?

Hilfst du mir beim Abwasch?

Tom hâlâ mutfakta bulaşıkları yıkıyor.

Tom wäscht noch immer in der Küche das Geschirr ab.

Tom'un bulaşıkları yıkamasına yardım ettim.

- Ich habe Tom beim Abwasch geholfen.
- Ich half Tom beim Abwasch.

Tom bulaşıkları bulaşık suyuna koydu.

Tom tat das Geschirr ins Abwaschwasser.

Bulaşıkları yıkarken bir bardak kırdım.

Ich habe beim Abspülen ein Glas zerbrochen.

Tom'un mutfakta bulaşıkları yıkadığını duyabiliyorum.

Ich kann Tom in der Küche Geschirr spülen hören.

Bulaşıkları yıkamak için kimin sırası?

- Wer ist mit dem Abwasch dran?
- Wer ist mit dem Abwasch an der Reihe?

Akşam yemeğinden sonra bulaşıkları yıkadım.

- Nach dem Abendessen habe ich die Teller gespült.
- Nach dem Abendessen machte ich den Abwasch.

Hizmetçi bulaşıkları hemen masadan temizledi.

Das Dienstmädchen räumte sofort ab.

Bulaşıkları yıkadı ve onları kuruladı.

Sie wusch das Geschirr und trocknete es.

Tom bulaşıkları yıkamayı henüz bitirdi.

Tom ist gerade mit dem Abwasch fertig geworden.

Tom, Mary için bulaşıkları yıkadı.

- Tom hat für Mary den Abwasch gemacht.
- Tom machte für Mary den Abwasch.

- Bu bulaşıkları yıkamama yardımcı olabilir misin?
- Bu bulaşıkları yıkamama yardım edebilir misin?

- Kannst du mir beim Geschirrspülen helfen?
- Könnten Sie mir beim Aufwaschen helfen?
- Könnten Sie mir beim Abwasch helfen?
- Könnt ihr mir beim Spülen helfen?
- Kannst du mir helfen, das Geschirr da abzuwaschen?

Neden bulaşıkları yıkıyorsun? Onları Tom yıkasın.

Warum wäschst du ab? Lass Tom das erledigen!

Bulaşıkları temizledikten sonra, ben onları durularım.

Nach dem Reinigen der Teller spüle ich sie.

O her zaman bulaşıkları lavaboda bırakır.

Sie lässt immer ihr schmutziges Geschirr in der Spüle.

Tom ve Mary bulaşıkları sırayla yıkarlar.

Tom und Maria wechseln sich mit dem Abwasch ab.

Yapman gereken bütün şey bulaşıkları yıkamak.

Du musst nur abwaschen.

Bulaşıkları yıkamana yardım etmememi ister misin?

- Soll ich dir beim Abwasch helfen?
- Soll ich euch beim Abwasch helfen?
- Soll ich Ihnen beim Abwasch helfen?

"Bulaşıkları yıkayacağım." "Tamam, öyleyse ben kurulayacağım."

„Ich wasche ab.“ – „Gut, ich trockne dann ab.“

- Bulaşıkları kim yıkıyor?
- Bulaşığı kim yıkayacak?

Wer wird das Geschirr spülen?

Yemekten sonra bulaşıkları yıkamana gerek yok.

- Du brauchst die Teller nach dem Essen nicht zu spülen.
- Sie brauchen die Teller nach dem Essen nicht zu spülen.

Tom bazı kirli bulaşıkları lavaboya bıraktı.

Tom hat in der Spüle einiges schmutziges Geschirr zurückgelassen.

Yemeği sen pişirdiğin için, bulaşıkları ben yıkayacağım.

- Ich werde das Geschirr spülen, da du ja gekocht hast.
- Da du gekocht hast, kümmere ich mich um den Abwasch.
- Weil du gekocht hast, mache ich den Abwasch.

Tom yemek yemeyi bitirdi sonra bulaşıkları yıkadı.

- Tom aß auf und erledigte dann den Abwasch.
- Tom aß zu Ende und wusch dann ab.

Tom masayı temizledi ve Mary bulaşıkları yıkadı.

Tom räumte den Tisch ab, und Maria kümmerte sich um den Abwasch.

Yemeği sen pişirdiğin için bulaşıkları ben yıkayacağım.

- Ich werde das Geschirr spülen, da du ja gekocht hast.
- Weil du gekocht hast, mache ich den Abwasch.

Tom bulaşıkları sabun ile yıkayıp temizlemeye başladı.

Tom fing an, das Geschirr abzuspülen.

Bu adil değil. Dün bulaşıkları ben yıkadım.

Das ist ungerecht! Ich habe schon gestern abgewaschen.

Bulaşıkları yıkamada sana yardım etmemi ister misin?

- Soll ich dir beim Abwasch helfen?
- Soll ich euch beim Abwasch helfen?
- Soll ich Ihnen beim Abwasch helfen?

Keiko ustalıkla bulaşıkları toplar ve onları lavaboya götürür.

Keiko stapelt geschickt das Geschirr und trägt es zum Spülbecken.

Tom bulaşıkları duruladı ve onları bulaşık makinesine koydu.

Tom spülte die Teller ab und stellte sie in den Geschirrspüler.

Tom hiç kimse ondan istememesine rağmen bulaşıkları yıkadı.

Tom wusch ab, auch wenn ihn niemand darum gebeten hatte.

Tom'un oda arkadaşı kirli bulaşıkları sık sık lavaboya bırakır.

- Toms Mitbewohner lässt oft schmutziges Geschirr in der Spüle stehen.
- Toms Mitbewohnerin lässt oft schmutziges Geschirr in der Spüle stehen.

Ben sadece bulaşıkları yıkadım ve şimdi çöpü dışarı almak zorundayım.

Ich habe gerade die Teller gewaschen, und jetzt muss ich den Müll hinausbringen.

Biz bulaşıkları kimin yıkayacağına karar vermek için kaya, kağıt, makas oynadık.

Wir haben „Schnick, Schnack, Schnuck“ gespielt, um festzulegen, an wem es sei, den Abwasch zu erledigen.

Tom bir hafta içinde bulaşıkları yıkamadı, bu yüzden lavabo kirli tabaklarla doluydu.

Tom hatte schon seit einer Woche nicht mehr abgewaschen. Die Spüle war daher voll schmutzigen Geschirrs.

- Sen bulaşıklari yıkamada bana yardım edebilir misin?
- Bulaşıkları yıkamama yardım edebilir misin?

Kannst du mir beim Spülen helfen?

Benim robot, yemekler hazırlayacak,temizlik yapacak, bulaşıkları yıkayacak ve diğer ev işlerini yapacak.

Mein Roboter wird Essen machen, aufräumen, abwaschen und noch andere Hausarbeiten erledigen.

Mary gerçekten harika. O benim için harika bir yemek pişirdi ve bulaşıkları bile kendisi yıkadı.

Maria ist einfach toll: sie hat mir ein großartiges Mahl gezaubert und sogar selbst abgewaschen.