Translation of "Almanya" in German

0.007 sec.

Examples of using "Almanya" in a sentence and their german translations:

Almanya Avrupa'nın ortasındadır.

- Deutschland liegt mitten in Europa.
- Deutschland liegt in der Mitte Europas.
- Deutschland befindet sich mitten in Europa.

Almanya tehlikeli midir?

Ist es in Deutschland gefährlich?

Almanya, birasıyla ünlüdür.

Deutschland ist berühmt für sein Bier.

Almanya Orta Avrupa'dadır.

- Deutschland liegt in Mitteleuropa.
- Deutschland ist in Mitteleuropa.

Almanya, Avrupa'nın kalbindedir.

Deutschland liegt im Herzen Europas.

Almanya, Avrupa'nın yüreğindedir.

Deutschland liegt im Herzen Europas.

Almanya Kürdistan değildir.

Deutschland ist nicht Kurdistan.

Almanya sevdiğim ülkedir.

Das Land, das ich mag, ist Deutschland.

- Almanya hakkında ne biliyorsun?
- Almanya hakkında ne biliyorsunuz?

- Was weißt du über Deutschland?
- Was wisst ihr über Deutschland?
- Was wissen Sie über Deutschland?

- Almanya, Hollanda ile komşudur.
- Almanya, Hollanda ile aynı sınırı paylaşır.
- Almanya Hollanda'ya sınır komşusudur.

Deutschland grenzt an die Niederlande.

Almanya Fransa'nın sınır komşusudur.

Deutschland grenzt an Frankreich.

Almanya parlamenter bir cumhuriyettir.

Deutschland ist eine parlamentarische Republik.

Almanya soğuk bir ülkedir.

Deutschland ist ein kaltes Land.

Almanya İtalya'ya yakın mı?

Ist Deutschland in der Nähe von Italien?

Almanya federal bir cumhuriyettir.

Deutschland ist eine Bundesrepublik.

Almanya, Hollanda ile komşudur.

Deutschland grenzt an die Niederlande.

Almanya özgür bir ülkedir.

Deutschland ist ein Land der Freiheit.

Almanya Avrupanın kalbinde uzanıyor.

Deutschland liegt im Herzen Europas.

Almanya, Avrupa ekonomisinin motorudur.

Deutschland ist die Lokomotive der europäischen Wirtschaft.

Almanya ile Türkiye’yi karşılaştırıyoruz

Wir vergleichen Deutschland und die Türkei.

Almanya büyük bir ülkedir.

Deutschland ist ein großes Land.

Almanya tahıl ihraç ediyor mu?

Führt Deutschland Getreide aus?

Almanya hakkında her şeyi biliyor.

Er weiß alles über Deutschland.

Almanya Kanada kadar soğuk mu?

Ist es in Deutschland so kalt wie in Kanada?

Almanya hakkında çok fazla konuşur.

Er redet viel von Deutschland.

Aynısı Almanya için de geçerli.

Das Gleiche gilt für Deutschland.

Almanya birçok bilim adamı yetiştirdi.

Deutschland hat viele Wissenschaftler hervorgebracht.

Almanya güneşli bir ülke değil.

Deutschland ist kein Sonnenstaat.

O, Almanya Demokratik Cumhuriyetinde büyüdü.

- Sie wuchs in der DDR auf.
- Sie wuchs in der Deutschen Demokratischen Republik auf.

Almanya, Avrupa'nın kalbinde yer alır.

Deutschland liegt im Herzen Europas.

Almanya on altı eyaletten oluşur.

- Deutschland besteht aus 16 Ländern.
- Deutschland besteht aus 16 Bundesländern.

Almanya bir zamanlar İtalya'nın müttefikiydi.

Deutschland war einmal ein Alliierter Italiens.

Almanya benim ikinci yurdum gibidir.

Deutschland ist gewissermaßen meine zweite Heimat.

Almanya, Teksas'ın yaklaşık yarısı büyüklüğündedir.

Deutschland ist etwa halb so groß wie Texas.

Ren, Fransa ve Almanya arasındaki sınırdır.

Der Rhein ist die Grenze zwischen Frankreich und Deutschland.

Almanya, Hollanda ile aynı sınırı paylaşır.

Deutschland grenzt an die Niederlande.

Almanya hakkında bana birçok soru sorardı.

Er stellte mir sonst immer so viele Fragen über Deutschland.

Almanya 2014 FIFA Dünya Kupası'nı kazandı!

Deutschland hat die FIFA-Weltmeisterschaft 2014 gewonnen!

Almanya, Fransa ile bir sınır paylaşmaktadır.

Deutschland grenzt an Frankreich.

Almanya bu sektörde global bir liderdir.

Deutschland ist weltweit führend in diesem Gewerbe.

Federal Almanya Cumhuriyeti 1949 yılında kuruldu.

Die Bundesrepublik Deutschland wurde 1949 gegründet.

Neden Almanya Yunanistan'a bu kadar sert.

Warum ist Deutschland streng gegenüber Griechenland?

Yunanistan ve Almanya arasındaki ilişkiler gergin.

Die Beziehungen zwischen Griechenland und Deutschland sind angespannt.

Ren, Fransa ve Almanya arasında akar.

Der Rhein fließt zwischen Frankreich und Deutschland.

Almanya hakkında neyi çok ilginç buluyorsun?

Was findest du an Deutschland so interessant?

Almanya, Japonya ile yaklaşık aynı büyüklüktedir.

Deutschland ist etwa genauso groß wie Japan.

Ren nehri Fransa ve Almanya arasında akar.

Der Rhein fließt zwischen Frankreich und Deutschland.

Sana Almanya hakkında bildiğim her şeyi anlattım.

Ich habe dir alles gesagt, was ich über Deutschland weiß.

Büyükelçilik bana Almanya hakkında bir kitap yolladı.

Die Botschaft schickte mir ein Buch über Deutschland zu.

Tom'a Almanya hakkında bir kitap ödünç verdim.

Ich lieh Tom ein Buch über Deutschland.

Almanya şair ve filozof ülkesi olarak bilinir.

Deutschland ist als das Land der Dichter und Denker bekannt.

"Neden Almanya ile bu kadar ilgileniyorsun?" "Bilmiyorum."

„Warum interessierst du dich so sehr für Deutschland?“ – „Keine Ahnung.“

Konrad Adenauer Federal Almanya Cumhuriyeti'nin ilk başbakanıdır.

Konrad Adenauer war der erste Kanzler der Bundesrepublik Deutschland.

Almanya dünyadaki en büyük peynir üreticilerinden biridir.

Deutschland ist einer der größten Käseproduzenten der Welt.

Almanya artık nükleer enerji kullanmamaya karar verdi.

Deutschland hat beschlossen, keine Kernenergie mehr zu nutzen.

Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ile savaş istemiyordu.

Deutschland wollte keinen Krieg mit den Vereinigten Staaten.

Almanya, 1880'lerde sosyal güvenlik sistemini benimsedi.

Deutschland hat in den achtziger Jahren des 19. Jahrhunderts ein Sozialversicherungssystem eingeführt.

Bugün Almanya farklı; sadece beyaz insanlar Almanca konuşmuyor.

Deutschland ist heute vielfältig; nicht nur Weiße sprechen Deutsch.

Almanya Avrupa'nın en büyük ve en ferah ekonomisi.

Deutschland ist die größte und erfolgreichste Wirtschaftsmacht Europas.

Bu akademik bildiride, Almanya ve Hollanda folklorlarını karşılaştırıyorum.

In diesem Aufsatz vergleiche ich deutsche und niederländische Volkssagen.

"Almanya için Alternatif" Almanya'daki yeni bir siyasi partidir.

Die „Alternative für Deutschland“ ist eine neue Partei in Deutschland.

Tom, ABD-Almanya futbol maçını izlemek için işe gitmedi.

Tom hat die Arbeit geschwänzt, um sich das Fußballspiel zwischen den Vereinigten Staaten und Deutschland anzusehen.

Almanya bu yıl yaklaşık bir buçuk milyon sığınmacı bekliyor.

In Deutschland erwartet man in diesem Jahr etwa 1,5 Millionen Asylanten.

- Almanya finansal kriz tarafından çarpıldı.
- Mali kriz Almanya'yı vurdu.

Deutschland wurde von der Finanzkrise schwer getroffen.

İsviçre Fransa, İtalya, Avusturya ve Almanya arasında yer almaktadır.

Die Schweiz liegt zwischen Frankreich, Italien, Österreich und Deutschland.

Charlemagne'ın hem Almanya hem de Fransa'nın tohumlarını attığı söylenir.

Man sagt, dass Karl der Große den Samen sowohl Deutschlands als auch Frankreichs gelegt habe.

1809'da Napolyon onu geçici olarak Almanya Ordusu'nun komutasına verdi.

Im Jahr 1809 setzte Napoleon ihn vorübergehend in das Kommando der deutschen Armee ein.

Almanya orman kanunu ile yönetilmez ama hukukun üstünlüğü ile yönetilir.

In Deutschland gilt nicht das Recht des Stärkeren. Hier gilt die Stärke des Rechts.

Doğu ve Batı Almanya arasında hala çok kültürel farklar var.

Es bestehen noch immer zahlreiche kulturelle Unterschiede zwischen Ost- und Westdeutschland.

Almanya uzun bir yıpranma savaşını kaybedeceğini bilir daha büyük kaynaklara sahip Müttefikler'e karşı.

Deutschland weiß, dass es einen langen Zermürbungskrieg verlieren wird gegen die Alliierten, die über größere Ressourcen verfügen.

2016'da yayınlanan bir çalışmaya göre, Almanya dünyadaki en iyi ülkedir ve Kanada ikinci en iyi ülkedir.

Einer im Jahre 2016 veröffentlichten Studie zufolge ist Deutschland das beste und Kanada das zweitbeste Land der Welt.

2.Dünya Savaşı sona erdi ve Olimpiyatlar 1948'de Londra'da yeniden başladı, ama savaşın kaybeden ülkeleri olan Almanya ve Japonya davet edilmediler.

Nachdem der Zweite Weltkrieg beendet war und die Olympischen Spiele 1948 in London wieder aufgenommen wurden, wurden die Länder, die den Krieg verloren hatten, Deutschland und Japan, nicht eingeladen.