Translation of "İtalyan" in German

0.005 sec.

Examples of using "İtalyan" in a sentence and their german translations:

- Benim karım İtalyan.
- Benim eşim İtalyan.

Meine Ehefrau ist Italienerin.

İtalyan yemeğini seviyor.

Er mag italienisches Essen.

İtalyan yemeği lezzetliydi.

Das italienische Essen war lecker.

Ben İtalyan değilim.

- Ich bin keine Italienerin.
- Ich bin kein Italiener.

İtalyan operasının hayranıdır.

- Sie ist ein Fan der italienischen Oper.
- Sie ist ein Freund der italienischen Oper.

İtalyan yemeğini severim.

- Ich liebe die italienische Küche.
- Ich liebe italienisches Essen.

İtalyan şoförler çıldırmış.

Die italienischen Autofahrer sind verrückt.

İtalyan yemeklerini sevmiyorum.

Ich mag italienisches Essen nicht.

Biri Japon diğeri İtalyan.

Einer ist Japaner, der andere Italiener.

Biz İtalyan pizzacısına gittik.

Wir gingen in eine italienische Pizzeria.

Roma bir İtalyan şehridir.

Rom ist eine Stadt in Italien.

İtalyan bir komşum var.

Ich habe eine italienische Nachbarin.

O İtalyan değil mi?

Ist er nicht Italiener?

İtalyan yemeklerini sever misin?

- Mögt ihr italienisches Essen?
- Magst du italienisches Essen?

İtalyan müziğinden hoşlanır mısın?

- Magst du italienische Musik?
- Gefällt Ihnen italienische Musik?
- Habt ihr italienische Musik gern?

Tom İtalyan pilavını sever.

Tom isst sehr gern Risotto.

Mario bir İtalyan vatandaşıdır.

- Mario ist italienischer Staatsbürger.
- Mario ist Bürger Italiens.

Bir İtalyan pizzacısına gittim.

Ich bin in eine italienische Pizzeria gegangen.

Roma bir İtalyan kentidir.

Rom ist eine italienische Stadt.

İtalyan televizyonu işe yaramaz.

- Das italienische Fernsehen ist nutzlos.
- Italienisches Fernsehen ist nutzlos.

Tom İtalyan yemeklerini seviyor.

- Tom mag italienische Speisen.
- Tom isst gerne italienisch.
- Tom mag die italienische Küche.

O, İtalyan değil mi?

Ist er nicht Italiener?

- Moncalvo en küçük İtalyan şehridir.
- Moncalvo çok küçük bir İtalyan şehridir.

Moncalvo ist die kleinste Stadt Italiens.

İyi bir İtalyan restoranı biliyorum.

- Ich kenne ein gutes italienisches Restaurant.
- Ich kenne einen guten Italiener.

İtalyan mutfağı dünya çapında popülerdir.

Die italienische Küche ist auf der ganzen Welt beliebt.

Bir sürü İtalyan Avustralya'ya gitti.

Viele Italiener gingen nach Australien.

İtalyan filmlerini gerçekten çok severim.

Ich mag italienische Filme wirklich sehr.

Salatamın üstüne İtalyan sosu istiyorum.

Ich hätte gern italienische Sauce zu meinem Salat.

Birçok İtalyan-Amerikalı, İtalyanca konuşamaz.

Viele Italoamerikaner sprechen kein Italienisch.

Tom'un İtalyan bir arkadaşı var.

- Tom ist mit einem Italiener befreundet.
- Tom ist mit einer Italienerin befreundet.

Tom bir İtalyan restoranında çalışıyor.

Tom arbeitet in einem italienischen Restaurant.

Taze krema yerine, İtalyan lor peyniri ya da İtalyan krem peyniri kullanabilirsin.

Statt der Crème fraîche können Sie auch gut Ricotta oder Mascarpone nehmen.

- Tom, özellikle İtalyan restoranlarına gitmeyi seviyor.
- Tom özellikle İtalyan restoranına gitmeyi sever.

Tom geht besonders gern in italienische Restaurants.

Tom özellikle İtalyan restoranına gitmeyi sever.

Tom geht besonders gern in italienische Restaurants.

Belki o İtalyan ya da İspanyol.

Vielleicht ist er Italiener oder Spanier.

Tom bir İtalyan şirketi için çalışır.

Tom arbeitet bei einer italienischen Firma.

Yabancı kadının bir İtalyan ismi yok.

Die Fremde hat keinen italienischen Namen.

İtalyan bayrağı, yeşil, beyaz ve kırmızıdır.

Die italienische Flagge ist grün, weiß und rot.

İtalyan yemeği yeme fırsatını asla kaçırmam.

Ich lasse mir keine Gelegenheit entgehen, italienisch zu essen.

Köfteli makarna bir İtalyan-Amerikan yemeğidir.

- Spaghetti mit Mettklößchen sind ein italoamerikanisches Gericht.
- Spaghetti mit Fleischklößchen sind ein italoamerikanisches Gericht.

O koyu saçlı İtalyan bir kızla evlendi.

Er heiratete eine dunkelhaarige Italienerin.

Almanya'da İtalyan Mafyası hafife alınan bir sorundur.

In Deutschland ist die italienische Mafia ein unterschätztes Problem.

Park Street'te harika bir İtalyan restoranı biliyorum.

Ich kenne einen tollen Italiener in der Parkstraße.

Tom, İtalyan arabalarıyle ilgili ne varsa bilir.

Tom weiß alles über italienische Autos, was es darüber nur zu wissen gibt.

Bir İtalyan firması tarafından kazanılan bir ihale yapıldı.

Es gab eine Ausschreibung, die eine italienische Firma gewonnen hat.

Köfteli makarna New York'ta yaşayan İtalyan göçmenler tarafından yaratılmıştır.

Spaghetti mit Mettklößchen wurden von italienischen Einwanderern in der Stadt New York erfunden.

Bu el yapımı İtalyan malı titanyum bisiklet son derece hafiftir.

- Dieses handgemachte italienisch hergestellte Titanfahrrad ist unheimlich leicht.
- Dieses handgefertigte italienische Titaniumrad ist unglaublich leicht.

İtalyan, Almanya'da kahvesi için Yunan euro parası ile ödeme yaptı.

Der Italiener bezahlte in Deutschland seinen Kaffee mit griechischen Euromünzen.

İtalyan ailelerde dede ve nineler çocukların yetiştirilmesine oldukça fazla katkıda bulunurlar.

In den italienischen Familien leisten die Großeltern eine große Hilfe bei der Kindererziehung.

15 sene önce devlete ait büyük bir İtalyan petrol şirketine katılmak için

Vor 15 Jahren verließ ich eine amerikanische Investment-Bank,

İtalyan genç işsizliği Haziran 2015'te yüzde 44.2'lik yüksek bir rekor kırdı.

Die Arbeitslosigkeitsrate italienischer Jugendlicher erreichte im Juni 2015 mit 44,2 Prozent ein Rekordhoch.

Amerikalı turist İtalyan stili dondurmada ısrar etti, zira o normal dondurma için çok yenilikçi idi.

Der amerikanische Tourist bestand auf Gelato, denn er war zu sehr ein Hipster, um normales Eis zu bestellen.