Translation of "çift" in German

0.012 sec.

Examples of using "çift" in a sentence and their german translations:

Çift balayına gitti.

Das Paar brach zu seiner Hochzeitsreise auf.

Mutlu çift kim?

Wer ist das glückliche Paar?

Onlar bir çift.

Sie sind ein Paar.

İkona çift tıkla.

Doppelklicken Sie auf das Symbol.

Bir çift ayakkabı aldım.

Ich habe ein Paar Schuhe gekauft.

Ayakkabı çift olarak satılmaktadır.

Schuhe werden paarweise verkauft.

Bir çift bot aldım.

- Ich kaufte ein Paar Stiefel.
- Ich habe mir ein Paar Stiefel gekauft.

Bu genç çift aşık.

Dieses junge Pärchen ist verliebt.

Belki çift terapisini denemelisin.

- Vielleicht solltet ihr es mal mit einer Paartherapie versuchen.
- Vielleicht sollten Sie einmal eine Paartherapie ausprobieren.

Tom'un çift çenesi vardır.

Tom hat ein Doppelkinn.

Evli çift birbirleriyle konuşuyorlar.

Das Ehepaar unterhält sich.

Ne cazibeli bir çift!

Was für ein reizendes Paar!

Onlar bir çift hippi.

Das sind ein paar Hippies.

Sahilde birkaç çift vardı.

Es waren mehrere Pärchen am Strand.

Kaç çift çorabın var?

Wieviel Paar Socken hast du?

Sen çift dilli misin?

Bist du zweisprachig aufgewachsen?

Tom'un çift kişiliği var.

Tom hat eine gespaltene Persönlichkeit.

Kaç çift ayakkabın var?

- Wie viele Paar Schuhe besitzt du?
- Wie viele Paar Schuhe besitzen Sie?

Güzel bir çift oluşturuyorsunuz.

Ihr gebt ein schönes Paar ab.

Çift evlerini satışa çıkardı.

Das Ehepaar bot sein Haus zum Verkauf an.

Bir çift ayakkabı almalıyım.

Ich muss mir ein paar Schuhe kaufen.

- Yaşlı çift yan yana oturdu.
- Yaşlı çift yan yana oturuyordu.

Das alte Ehepaar saß nebeneinander.

- Bunlar bir çift ayakkabı daha.
- Bunlar bir çift pabuç daha.

Das ist ein anderes Paar Schuhe.

- Parkta birçok genç çift vardı.
- Parkta birçok genç çift bulunuyordu.

Im Park waren viele junge Pärchen.

Çift mutlu bir hayat sürdü.

Das Paar führte ein glückliches Leben.

Yeni çift balayında Hawaii'ye gitti.

Das frisch getraute Paar hat sich auf seine Hochzeitsreise nach Hawaii begeben.

Bir çift eldiven takside bırakıldı.

Im Taxi wurde ein Paar Handschuhe zurückgelassen.

On iki, çift bir sayıdır.

- Zwölf ist eine gerade Zahl.
- 12 ist eine gerade Zahl.
- Zwölf ist eine grade Zahl.

O çift bilet ücreti ödedi.

Er zahlte den doppelten Fahrpreis.

Bana bir çift ayakkabı aldım.

Ich habe mir ein Paar Schuhe gekauft.

O bir çift kişiliğe sahiptir.

Er hat eine gespaltene Persönlichkeit.

O, bir çift çizme aldı.

Sie hat ein Paar Stiefel gekauft.

Bence onlar mükemmel bir çift.

- Ich glaube, sie passen perfekt zusammen.
- Ich glaube, sie sind ein perfektes Paar.

Sana bir çift eldiven yaptım.

Ich habe für dich ein Paar Fäustlinge gemacht.

Tom üç çift çorap aldı.

Tom hat sich drei Paar Socken gekauft.

O, iki çift çorap aldı.

Sie kaufte zwei Paar Socken.

Sizden güzel bir çift olur.

Ihr wärt echt ein süßes Paar.

Sizden güzel bir çift olurdu.

Ihr wärt ein süßes Paar.

Ben bir çift eldiven aldım.

- Ich habe ein Paar Handschuhe gekauft.
- Ich kaufte ein Paar Handschuhe.
- Ich habe Handschuhe gekauft.

Bir çift kadife kumaş olabilir.

oder eine Kordhose,

Tom çift eklemli, değil mi?

Tom ist sehr gelenkig, nicht wahr?

13 bir çift sayı mıdır?

Ist dreizehn eine gerade Zahl?

Çift sarılı yumurta satıyor musunuz?

Verkaufen Sie Eier mit zwei Dottern?

- Ben de yeni bir çift ayakkabı var.
- Yeni bir çift ayakkabım var.

Ich habe ein neues Paar Schuhe bekommen.

- Bu evde çift camlı pencereler var.
- Bu evin çift camlı pencereleri var.

- Das Haus hier hat doppelverglaste Fenster.
- Dieses Haus hat doppelverglaste Fenster.

Bu tembel hayvan çift ampüte geçirdi

Dieses Faultier erholte sich von einer doppelten Amputation.

Yeni bir çift kayak almam lazım.

Ich muss mir ein neues Paar Skier kaufen.

Nancy bir çift kırmızı ayakkabı istiyor.

Nancy will ein Paar rote Schuhe.

Görünüşe bakılırsa, onlar mutlu bir çift.

Allem Anschein nach sind sie ein glückliches Paar.

Çift kişilik bir oda rica ediyorum.

Ich möchte ein Doppelzimmer.

Çift ilk çocuklarına Mark adını verdi.

Das Paar nannte sein erstes Kind Mike.

Çift için ​​artık birlikte yaşamak zordur.

Es ist schwierig für das Paar, länger miteinander zu leben.

Yeni evli çift el ele yürüdü.

Das frisch getraute Paar ging Hand in Hand.

Çift tartıştı ama kısa sürede uzlaştı.

Das Pärchen stritt, doch versöhnte sich gleich wieder.

Tom bir çift buz pateni kiraladı.

Tom lieh sich ein paar Schlittschuhe aus.

Siz beyler hoş bir çift olursunuz.

Ihr seid ein süßes Paar.

O yeni bir çift eldiven aldı.

Er kaufte ein neues Paar Handschuhe.

Ben yeni bir çift ayakkabı aldım.

Ich habe ein neues Paar Schuhe gekauft.

Henüz yeni bir çift ayakkabı aldım.

Ich habe mir gerade ein Paar neue Schuhe gekauft.

Tom köpeklerini gezdiren bir çift gördü.

Tom sah ein Pärchen mit dem Hund ausgehen.

Bir çift yeni ayakkabıya ihtiyacım var.

Ich brauche ein neues Paar Schuhe.

Birçok çift günümüzde evlilik anlaşması imzalıyor.

Viele Paare unterschreiben heutzutage Eheverträge.

Tom ve ben bir çift değiliz.

Tom und ich sind kein Paar.

Tom bir çift ameliyat eldiveni giydi.

Thomas zog OP-Handschuhe an.

Tom bir çift lateks eldiven giydi.

Tom zog sich ein Paar Latexhandschuhe an.

Çift, bir ev satın almak istiyor.

Das Paar möchte ein Haus kaufen.

Tom yeni bir çift ayakkabı giyiyor.

- Tom trägt ein neues Paar Schuhe.
- Tom trägt neue Schuhe.

Mary bir çift ucuz küpe aldı.

- Maria hat sich billige Ohrringe gekauft.
- Maria kaufte sich billige Ohrringe.

Bu kelimenin bir çift anlamı var.

Dieses Wort ist doppeldeutig.

Onlar iyi-uyumlu bir çift değil.

- Sie passen nicht gut zusammen.
- Sie sind kein schönes Paar.

O, yeni bir çift ayakkabı aldı.

Er kaufte ein neues Paar Schuhe.

İnek, çift başlı bir buzağı doğurdu.

Die Kuh hat ein zweiköpfiges Kalb geworfen.

Bir çift tek parmak eldivenim var.

Ich habe ein Paar Fausthandschuhe.

On iki çift beyin siniri vardır.

Es gibt zwölf Paar Hirnnerven.

Çift birbirlerini tekrar görmemek üzere ayrıldı.

Das Paar trennte sich und sie sahen einander nie wieder.

Tek ya da çift kişilik oda?

Einzel- oder Doppelzimmer?

Bir çift peynirli sandviç alabilir miyim?

Kann ich ein paar Käsebrote haben?

Tom bir çift çorap satın aldı.

Tom kaufte ein Paar Socken.

Yeni bir çift gözlük almam gerek.

Ich brauche eine neue Brille.

Muhteşem bir çift kuğu gölde yüzdü.

Ein herrliches Schwanenpaar schwamm auf dem See.

- Bir çift kayak botu satın almak istiyorum.
- Bir çift kayak ayakkabısı satın almak istiyorum.

Ich will ein Paar Skistiefel kaufen.

Çift, ​​sonuna kadar mutlu bir hayat yaşadı.

Das Paar lebte glücklich bis zu seinem Ende.

Çift ayrıldı, tekrar bir araya gelmemek üzere.

Das Paar trennte sich, um sich niemals wiederzusehen.

İyi bir çift güneş gözlüğüne ihtiyacım var.

Ich brauche eine gute Sonnenbrille.

Çift bir yetimi evlat edinmeye karar verdi.

Das Paar entschied sich, ein Waisenkind zu adoptieren.

Tom'un bir çift dövmesi var, değil mi?

Tom hat einige Tätowierungen, nicht wahr?

O, bana hoş bir çift ayakkabı verdi.

- Sie gab mir ein schönes Paar Schuhe.
- Sie schenkte mir ein schönes Paar Schuhe.

Bir yeri yakınlaştırmak için haritayı çift tıklayın.

Klicken Sie zweimal auf die Karte, um einen Ausschnitt zu vergrößern.

İki, dört, altı ve sekiz çift sayıdırlar.

Zwei, vier. sechs und acht sind gerade Zahlen.

Tom Mary'ye bir çift elmas küpe verdi.

Tom schenkte Maria Diamantohrringe.

Komşu masada Almanca konuşan bir çift oturuyordu.

Am Nachbartisch saß ein deutschsprechendes Ehepaar.

Bu çift ayakkabı iki yüz dolar fiyatındadır.

Dieses Paar Schuhe kostet zweihundert Dollar.

Mary bir çift çok renkli çorap ördü.

Maria hat bunte Socken gestrickt.

Tom ve Mary mükemmel bir çift olurdu.

Tom und Maria würden ein perfektes Paar abgeben.

O bir çift yeni eldiven satın aldı.

- Er kaufte ein neues Paar Handschuhe.
- Er kaufte sich ein Paar neue Handschuhe.

Sanırım yeni bir çift gözlük almamın zamanıdır.

Ich finde, ich sollte mir mal wieder eine neue Brille leisten.

Her çift sayı iki asal sayının toplamıdır.

Jede gerade Zahl ist die Summe zweier Primzahlen.

Tom'un yeni bir çift gözlüğe ihtiyacı var.

Tom braucht eine neue Brille.

Tom'un yeni bir çift güneş gözlüğü var.

Tom hat eine neue Sonnenbrille.

Takım elbisesine uyacak bir çift çorap seçti.

Er wählte ein Paar Socken, das zu seinem Anzug passte.