Translation of "çalışırlar" in German

Tramvaylar elektrikle çalışırlar.

Straßenbahnen funktionieren elektrisch.

Onlar gece çalışırlar.

Sie arbeiten nachts.

Onlar çok çalışırlar.

- Sie strengen sich an.
- Sie arbeiten tüchtig.
- Sie arbeiteten hart.

Karıncalar düz mantıkla çalışırlar.

Ameisen arbeiten mit gerader Logik.

Bütün öğrenciler İngilizce çalışırlar.

Alle Studenten studieren Englisch.

Onlar benim için çalışırlar.

Sie arbeiten für mich.

Tayvan'daki insanlar sıkı çalışırlar.

Menschen in Taiwan arbeiten hart.

Onlar sadece gün boyunca çalışırlar.

Sie arbeiten nur tagsüber.

Tom ve Mary sıkı çalışırlar.

Tom und Mary arbeiten schwer.

Onlar her zamanki kadari çok çalışırlar.

Sie arbeiten so fleißig wie immer.

Aktivistler yoksul ülkelerdeki hastalığı önlemeye çalışırlar.

Aktivisten versuchen, Krankheiten in armen Ländern zu verhindern.

Onlar İtalya'da haftada beş gün çalışırlar.

- In Italien arbeiten sie fünf Tage die Woche.
- In Italien arbeitet man fünf Tage in der Woche.
- In Italien wird fünf Tage in der Woche gearbeitet.
- In Italien wird an fünf Wochentagen gearbeitet.

Otoriteye saygılıdırlar ve öz saygıları için çalışırlar.

und ihren Respekt für Autorität. Für sie ist Arbeit gleich Anerkennung.

Şu trenler her üç dakikada bir çalışırlar.

- Diese Züge fahren alle drei Minuten.
- Diese Züge verkehren alle drei Minuten.

Stajyerler bodrumda çalışırlar ve hiç pencere yoktur.

Die Praktikanten arbeiten im Keller, und es gibt dort keine Fenster.

Tom ve Mary gerçekten birlikte iyi çalışırlar.

Tom und Maria arbeiten sehr gut zusammen.

Uçmak istediğini kimseye söyleme, yoksa düşürmeye çalışırlar.

Erzähle niemanden, dass du fliegen willst, sonst arbeiten sie daran, dich abstürzen zu lassen.

Babam ve büyük erkek kardeşim bu fabrikada çalışırlar.

Mein Vater und mein großer Bruder arbeiten in dieser Fabrik.

- Tom ve Mary'nin ikisi de günde sekiz saat çalışırlar.
- Hem Tom hem de Mary günde sekiz saat çalışırlar.

Tom und Maria arbeiten beide acht Stunden am Tag.

Bankalar güneşli günde sana şemsiye vermeye çalışırlar ama yağmurlu günde sırtlarını dönerler.

Banken versuchen dir einen Regenschirm zu leihen an einem sonnigen Tag, aber verweigern dir das an einem Regentag.

Tom ve Mary her ikisi de yaklaşık bir haftada kırk beş saat çalışırlar.

- Tom und Maria arbeiten beide etwa 45 Stunden die Woche.
- Tom und Maria haben jeweils etwa eine Fünfundvierzigstundenwoche.