Translation of "Çöp" in German

- Çöp her yerdeydi.
- Her yerde çöp vardı.

Überall war Müll.

çöp koy kokmasın

Leg es in den Müll, rieche nicht

Çöp çöpe aittir.

Mist gehört in den Mist.

- Saçma!
- Çöp!
- Zırva!

- Quatsch!
- Dreck!
- Käse!

Çöp teneken nerede?

Wo ist euer Mülleimer?

Çöp boşaltma zamanıdır.

Es ist Zeit, den Müll rauszubringen.

O, çöp. Onu atın.

Das ist Schrott. Wirf es weg.

Hiç çöp torbası bulamıyorum.

Ich finde keine Mülltüten.

Çöp kutularını dışarı koyduk.

Wir haben die Mülleimer nach draußen gebracht.

Tom çöp kamyonu kullanıyor.

Tom fährt einen Müllwagen.

Çöp kutularını dışarıya koyun.

- Bring den Müll raus.
- Bringt den Müll raus.
- Bringen Sie den Müll raus.

Tom çöp kutusuna tekme attı.

Tom trat gegen den Mülleimer.

Bu otomobil bir çöp yığını.

Dieses Auto ist ein Haufen Schrott.

Bizim tekerlekli çöp bidonumuz çalındı.

- Unsere Mülltonne wurde geklaut.
- Unsere Mülltonne wurde gestohlen.

Görünüşe göre ben bir çöp parçasıyım.

Anscheinend bin ich ein Stück Müll.

Çöp toplayıcı, haftada üç kez gelir.

Die Müllabfuhr kommt dreimal die Woche.

Lütfen çöpünü dışarıdaki çöp kutularına koy.

Bitte entsorgen Sie Ihren Müll in den Mülltonnen draußen.

Yumurta kabuklarını organik çöp tenekesine atın.

Wirf die Eierschalen in die Biotonne.

Tom elma çekirdeğini çöp kutusuna fırlattı.

Tom warf das Apfelgehäuse in den Mülleimer.

Ön bahçenize çöp döken kişi Tom değildi.

Es war nicht Tom derjenige, der Müll in unserem Vorgarten abgeladen hat.

Tom çöp torbalarını mutfak lavabosunun altında tutar.

Tom bewahrt die Müllbeutel unter der Küchenspüle auf.

Burada tıbbi atıklar için çöp var mı?

Gibt es hier einen Bioabfallbehälter?

- Planı çöpe at.
- Planı çöp tenekesine at.

Wirf den Plan in den Papierkorb!

- Polisten gizlenen Dima geceyi bir çöp bidonunda geçirdi.
- Polisten saklandığı için, Dima geceyi bir çöp konteynerinde geçirdi.

Um sich vor der Polizei zu verstecken, verbrachte Dima die Nacht in einem Müllcontainer.

Tom çöp kutusunun üzerine oturdu ve mızıkasını çaldı.

Tom saß auf der Mülltonne und spielte Mundharmonika.

Tom kağıdı buruşturdu ve onu çöp kutusuna attı.

Tom knüllte die Zeitung zusammen und warf sie in den Papierkorb.

Onlar bu kentte haftada kaç kez çöp topluyorlar?

Wie oft in der Woche findet in dieser Stadt die Müllabfuhr statt?

Dün çöp tenekesinden yemek yiyen bir adam gördüm.

Gestern sah ich einen Mann aus einer Mülltonne essen.

Saniyeler içinde, uzay aracı bir çöp yakma fırını haline geldi.

Innerhalb von Sekunden wurde das Raumschiff zur Verbrennungsanlage.