Translation of "Yaklaşık" in French

0.013 sec.

Examples of using "Yaklaşık" in a sentence and their french translations:

Yaklaşık üç.

- Quasiment trois.
- Presque trois.

Mevcut seviyesinden yaklaşık

quinze à vingt centimètres. La dépendance continue aux

Yaklaşık saat kaçta?

Vers quelle heure ?

Saat yaklaşık üç.

Il est presque trois heures.

Yaklaşık 60 kiloyum.

Je pèse environ 60 kilos.

Yaklaşık beş mil.

Ça fait à peu près 5 miles.

O yaklaşık otuzdur.

Il a environ trente ans.

Yaklaşık 200 yıl önce,

Il y a environ 200 ans,

Yaklaşık saat altıda uyandım.

Je me suis réveillé vers six heures.

Saat yaklaşık 12:00.

Il est presque midi.

Yaklaşık akşam yemeği zamanı.

- Il est presque l'heure de dîner.
- Il va être l'heure de dîner.

Londra'dan yaklaşık 133 kilometredir.

C'est à environ 133 kilomètres de Londres.

O yaklaşık yirmi dolardı.

C'était à peu près 20 dollars.

Yaklaşık beşte seni arayacağım.

Je t'appellerai vers 5 heures.

Yaklaşık yarım saat bekletildim.

On m'a fait attendre presque une demi-heure.

Yaklaşık dörtte burada olacak.

Il sera ici vers quatre heures.

Yaklaşık bir mil yürüdüm.

J'ai marché environ 1 mile.

O yaklaşık ikide geldi.

Il est venu vers deux heures.

Yaklaşık öğleyin onunla karşılaştım.

Je l'ai rencontré vers midi.

O yaklaşık benim yaşımda.

- Il a environ mon âge.
- Il a à peu près mon âge.

Yaklaşık bin kişi vardı.

Il y avait approximativement mille personnes.

Yaklaşık 20 kişi yaralandı.

Environ vingt personnes ont été blessées.

Tom yaklaşık benim boyutumda.

Tom est environ de ma taille.

Yaklaşık iki hafta içinde.

- Dans environ deux semaines.
- Dans quinze jours.

Ben yaklaşık altıda kalktım.

- Je me suis levé vers six heures.
- Je me suis réveillé vers six heures.
- Je me suis levée vers six heures.

O yaklaşık kırk olmalı.

Il doit avoir environ 40 ans.

O yaklaşık senin yaşında.

Il a environ votre âge.

Yaklaşık 80 sent kaybettim.

J'ai perdu environ 80 cents.

Yaklaşık elli dolar ödedim.

J'ai payé dans les 50 balles.

Yaklaşık 180 santimetre boyundayım.

Je mesure presque 180 centimètres.

Yaklaşık olarak düşündüğüm bu.

C'est précisément ce que je pensais.

Yaklaşık yirmi kişi yaralandı.

Environ vingt personnes ont été blessées.

İzleyicilerin yaklaşık yarısı kadındı.

Environ la moitié du public était des femmes.

Tom yaklaşık otuz yaşındadır.

Tom a presque trente ans.

O yaklaşık yirmi yaşındadır.

Elle a aux alentours de vingt ans.

Sanırım yaklaşık gitme zamanı.

- Je pense qu'il est temps d'y aller.
- Je pense qu'il est l'heure d'y aller.

Saat yaklaşık on mudur.

Est-il environ dix heures ?

Yaklaşık 8 km ötede.

C'est à environ 8 kilomètres.

Otobüsle giderseniz, yaklaşık olarak zamanın yaklaşık üçte birine oraya gidebilirsiniz.

- Si tu t'y rends par le bus, tu peux y être dans environ le tiers du temps.
- Si tu y vas par le bus, tu peux y être dans environ trois fois moins de temps.

- O yaklaşık bir yumurta büyüklüğünde.
- O, yaklaşık bir yumurta büyüklüğündedir.

C'est à peu près de la taille d'un œuf.

Her biri yaklaşık yarım saatti

d'environ une heure chacune

Yaklaşık iki bin çeşit erik

près de 2 000 variétés de prunes,

Amazon'dan yaklaşık %80 daha büyük.

C'est environ 80% de plus qu'Amazon.

Ve yaklaşık 135 diğer şeyi.

et 135 autres choses.

Kimyasal enerjinin yaklaşık yarısı elektriğe,

Pour moitié, l'énergie chimique est convertie en électricité,

Yaklaşık iki katı artış gösteriyor,

n'augmente que de la moitié de ce chiffre,

İstasyon buradan yaklaşık üç mil.

La gare est à environ trois miles d'ici.

O yaklaşık ne kadar sürecek?

Environ combien de temps cela va-t-il prendre ?

O, yaklaşık bir yumurta büyüklüğündedir.

C'est à peu près de la taille d'un œuf.

Fiyat yaklaşık 50 dolar civarındaydı.

Le prix était dans les 50 dollars.

Köprü yaklaşık bir mil uzunluğunda.

Le pont fait approximativement un mile de long.

Gösteriye yaklaşık bin kişi katıldı.

- Presque mille personnes ont participé à cette manifestation.
- Presque un millier de personnes ont pris part à la manifestation.

Yaklaşık üç saattir onu görmedim.

Je ne l'ai pas vu depuis environ trois ans.

Yaklaşık beş yıl orada yaşadı.

Elle a vécu là-bas environ cinq années.

O yaklaşık benim beden ölçümde.

Il fait à peu près ma taille.

O, yaklaşık altıda beni arayacak.

Il m'appellera vers six heures.

Hepsi birlikte yaklaşık yüzelli dolar.

Environ cent-cinquante dollars en tout.

O, yaklaşık saat dörtte geldi.

Il est venu vers quatre heures.

Evren yaklaşık 13.75 milyar yaşındadır.

L'âge de l'univers est d'environ 13,75 milliards d'années.

Ben yaklaşık bir mil yürüdüm.

J'ai marché environ 1 mile.

O, yaklaşık benimle aynı yaştadır.

Elle a à peu près le même âge que moi.

Okulumuzun yaklaşık bin öğrencisi vardır.

Notre école compte environ mille étudiants.

Yaklaşık saat beşte buraya vardım.

Je suis arrivé ici à 5 heures environ.

Yaklaşık otuz avroya mal olur.

Ça coûte dans les trente euros.

Benim evimden yaklaşık dört blok.

C'est environ à quatre pâtés de maison de chez moi.

Yaklaşık üç gün geç kaldın.

Tu es à peu près trois jours en retard.

Tom ve yaklaşık aynı yaştayız.

Tom et moi, nous avons plus ou moins le même âge.

Şimdi yaklaşık babam kadar büyüğüm.

Je suis presque aussi grand que mon père maintenant.

Yaklaşık 10.000 yene mal olacak.

Cela coûtera à peu près 10 000 yens.

Tom'u yaklaşık üç yıldır tanıyorum.

- Je connais Tom depuis à peu près trois ans.
- Je connais Tom depuis environ trois ans.

Tom yaklaşık otuz yıldır öğretmendi.

Tom était enseignant pendant presque trente ans.

O yaklaşık üç dakika sürmeli.

Cela devrait prendre environ trente minutes.

O yaklaşık üç dakika sürer.

Ça ne prendra que trois minutes.

Ben yaklaşık onda yatağa giderim.

Je me couche vers 10 heures.

Yaklaşık ne kadar paran var?

- Combien as-tu d'argent environ ?
- Combien avez-vous d'argent environ ?

Yaklaşık 10 dakika önce ayrıldı.

Il est parti il y a environ 10 minutes.

Yaklaşık 300 kişi gözaltına alındı.

Environ 300 personnes ont été arrêtées.

Biz yaklaşık olarak aynı yaştayız.

Nous sommes à peu près du même âge.

Orada yaklaşık bir hafta kalacağım.

- Je vais rester là-bas pendant environ une semaine.
- Je vais y rester pendant à peu près une semaine.

Yaklaşık olarak onlardan otuzuna sahibim.

J'en ai environ trente de la sorte.

Kanada'nın nüfusu yaklaşık 26 milyondur.

Le Canada compte environ 26 millions d'habitants.

Konser yaklaşık üç saat sürdü.

Le concert dura à peu près trois heures.

Yaklaşık dört bin asker öldürüldü.

Environ 4000 soldats furent tués.

Savaş yaklaşık üç ay sürdü.

Les combats durèrent environ trois mois.

Yaklaşık olarak bu işi bitirdik.

Nous avons presque achevé ce travail.

Yaklaşık kaç tane kitabın var?

- À peu près combien de livres possèdes-tu ?
- À peu près combien de livres détenez-vous ?
- À peu près combien de livres détiens-tu ?

Boston'da yaklaşık üç ay geçirdik.

Nous avons passé environ trois mois à Boston.

Şimdi yaklaşık üç yıldır birlikteyiz.

Cela fait presque trois ans que nous sommes ensemble.

Tom'un karısı yaklaşık benim yaşımdadır.

La femme de Tom est à peu près de mon âge.

- O yaklaşık kırk olmalı.
- O, yaklaşık kırk olmalı.
- O 40 civarında olmalı.

Il doit avoir environ 40 ans.

- Bugün avro yaklaşık bir dolar değer.
- Bugün avro yaklaşık bir dolar değerinde.

L'Euro vaut à peu près un dollar aujourd'hui.

- Bu ağaç yaklaşık olarak üç yüz yıllıktır.
- Bu ağaç yaklaşık 300 yaşındadır.

Cet arbre a environ 300 ans.