Translation of "Tuz" in French

Tuz, lütfen.

Le sel, s'il vous plait.

Tuz yok.

Il n'y a pas de sel.

Tuz ağırlıkla satılmaktadır.

Le sel est vendu au poids.

Hiç tuz kalmadı.

Il n'y a plus de sel.

Tavsiye tuz gibidir.

Les conseils sont pareils au sel.

Bu tuz değil.

Ce n'est pas du sel.

Tuzlukta tuz yok.

Il n'y a pas de sel dans la salière.

Hiç tuz kaldı mı?

- Reste-t-il du sel ?
- Reste-t-il du sel ?

O, şekeri tuz sandı.

Elle a confondu le sucre avec le sel.

Tuz yemek için gereklidir.

Le sel est un ingrédient indispensable pour cuisiner.

Biraz daha tuz eklemeliydim.

J'aurai dû ajouter plus de sel.

Daha fazla tuz yok.

Il n'y a plus de sel.

Kalan tuz var mı?

Reste-t-il du sel ?

Tuz eklemem gerekiyor mu?

Est-ce que je dois ajouter du sel ?

Çorbaya biraz tuz koyacağım.

Je mettrai du sel dans la soupe.

Çok fazla tuz katmayın.

Ne mets pas trop de sel.

Bir tutam tuz ekleyin.

Ajoutez une pincée de sel.

Deniz suyu tuz içerir.

L'eau de mer contient du sel.

- Yanlışlıkla kahve bardağının içine tuz koydu.
- Kahve fincanına kazara tuz attı.

Il a mis par erreur du sel dans sa tasse de café.

Tuz ve biberle balığı çeşnilendirdim.

J'ai assaisonné le poisson avec du sel et du poivre.

Tuz, yemek pişirmek için gereklidir.

Le sel est nécessaire à la cuisine.

Çorbaya daha fazla tuz koy.

Ajoute plus de sel dans la soupe.

Etinin üzerine biraz tuz koy.

Mets du sel sur ta viande.

Annem salataya tuz eklemeyi unuttu.

Ma mère a oublié de saler la salade.

Fırıncı hamura tuz atmayı unuttu.

Le boulanger oublia de mettre du sel dans la pâte.

Tuz kar eritmek için kullanılır.

On emploie du sel pour faire fondre la neige.

Mary yemek pişirirken tuz kullanmaz.

Marie fait la cuisine sans sel.

Tuz, buzu daha çabuk eritir.

Le sel fait fondre la glace plus rapidement.

Küçük bir tutam tuz ekleyin.

- Ajoute une toute petite pincée de sel.
- Ajoute une pointe de sel.
- Ajoutez une pointe de sel.

Biraz daha tuz ilave edelim mi?

Ajoutons-nous un peu plus de sel ?

Bazı yiyecekler tuz olmadan oldukça tatsız.

Certains aliments sont assez fades sans sel.

Kötü şansları önlemek için tuz serpiyoruz.

Nous répandons du sel en signe de purification.

Bu çorba biraz da tuz istiyor.

Il manque encore un peu de sel à cette soupe.

Bu çorbada çok fazla tuz var.

Cette soupe est trop salée.

Tuz, pişirme için zaruri bir malzemedir.

Le sel est un ingrédient indispensable pour cuisiner.

Patlamış mısırına biraz daha tuz ister misin?

Voulez-vous un peu plus de sel sur votre popcorn ?

Asya veya Afrika'da olun, tuz saklama şekliniz benzer

conservent le sel de la même manière en Asie ou en Afrique.

Bu ise şüpheleri arttırmakta tuz ve biber oluyor

Cela augmente les doutes et devient sel et poivre

O ona çok fazla tuz kullanmamasını tavsiye ederdi.

- Elle lui conseilla de ne pas utiliser trop de sel.
- Elle lui a conseillé de ne pas utiliser trop de sel.

O ona çok fazla tuz kullanmamasını tavsiye ederdi fakat o onu dinlemezdi.

- Elle lui recommanda de ne pas employer trop de sel mais il refusa de l'écouter.
- Elle lui a recommandé de ne pas employer trop de sel mais il a refusé de l'écouter.