Translation of "Arkadaşlarım" in French

0.006 sec.

Examples of using "Arkadaşlarım" in a sentence and their french translations:

Arkadaşlarım tehlikede.

Mes amis sont en danger.

Arkadaşlarım aptal.

Mes amis sont stupides.

Hâlâ arkadaşlarım var,

J'ai toujours des amis,

Onlar benim arkadaşlarım.

- Ce sont mes amis.
- Ils sont mes amis.

Arkadaşlarım benim ailemdir.

Mes amis sont ma famille.

Tüm arkadaşlarım evleniyor.

Toutes mes amies se marient.

Harika arkadaşlarım var.

J'ai de très bons amis.

Peynirleri arkadaşlarım yedi.

Les fromages ont mangé mes amis.

Rus arkadaşlarım var.

- J'ai des amis russes.
- Je dispose d'amis russes.

Avustralya'da arkadaşlarım var.

J'ai des amis en Australie.

Burada arkadaşlarım var.

J'ai des amis ici.

Bütün arkadaşlarım nerede?

- Où sont tous mes amis ?
- Où sont toutes mes amies ?

- Arkadaşlarım bana Ken diyorlar.
- Arkadaşlarım bana Ken derler.

- Mes amis m'appellent Ken.
- Mes amies m'appellent Ken.

- Arkadaşlarım bana Beth diyorlar.
- Arkadaşlarım bana Beth derler.

Mes amis m'appellent Beth.

Öncelikle ailem ve arkadaşlarım.

D'abord, ma famille et mes amis.

İşte bu arkadaşlarım için.

C'est pour eux que je fais ça.

Onlardan bazıları benim arkadaşlarım.

- Parmi eux certains sont mes amis.
- Certains d'entre eux sont mes amis.
- Certaines d'entre elles sont mes amies.

Ben arkadaşlarım için minnettarım.

Je suis reconnaissant envers mes amis.

Arkadaşlarım genellikle aynı fikirdeler.

Mon amis sont généralement d'accord.

Arkadaşlarım nerede olduğumu bilmiyor.

- Mes amis ignorent où je me trouve.
- Mes amies ignorent où je me trouve.

Onları arkadaşlarım olmalarını istiyorum.

- Je veux qu'ils soient amis.
- Je veux qu'elles soient amies.

Arkadaşlarım artık benimle ilgilenmiyor.

- Mes amis ne me prêtent plus attention.
- Mes amies ne me prêtent plus attention.

Arkadaşlarım beni teşvik etti.

Mes amis m'ont encouragé.

Arkadaşlarım bana Tom derler.

- Mes amis m'appellent Tom.
- Mes amies m'appellent Tom.

Arkadaşlarım bana ihanet etti.

Mes amis m'ont trahi.

Arkadaşlarım benim başarımı kutladılar.

Mes amis me félicitèrent pour mon succès.

Tüm arkadaşlarım şehir dışındalar.

Tous mes amis ne sont pas en ville.

Bütün arkadaşlarım onu söylüyor.

- Tous mes amis disent ça.
- Toutes mes amies disent ça.
- Tous mes amis le disent.
- Toutes mes amies le disent.

Bütün arkadaşlarım Tom'u sever.

Tous mes amis aiment Tom.

Arkadaşlarım bana Mary derler.

Mes amis m'appellent Marie.

Bunlar, arkadaşlarım için hediyeler.

Ce sont des cadeaux pour mes amis.

Bütün arkadaşlarım buraya davetli.

Tous mes amis sont invités ici.

Onlar benim eski arkadaşlarım.

Ce sont mes vieux copains.

Onlar benim sınıf arkadaşlarım.

Ce sont mes camarades de classe.

Arkadaşlarım bensiz sinemaya gitti.

Mes amis sont allés au ciné sans moi.

Asla arkadaşlarım kadar güçlü olamayacağımı

je ne serai pas aussi fort que mes amis,

çünkü babası olmayan arkadaşlarım vardı.

car certains de mes amis n'avaient plus leur papa.

Arkadaşlarım benim doğum günümü kutladılar.

Mes amis ont célébré mon anniversaire.

Bütün arkadaşlarım bana sırt çevirdi.

Tous mes amis m'ont tourné le dos.

Bütün arkadaşlarım bana Tom der.

Tous mes amis m’appellent Tom.

Bize yardım eden arkadaşlarım var.

J'ai des amis qui nous aideront.

Tüm arkadaşlarım ve ailem öldü.

Tous mes amis et ma famille sont morts.

Tüm arkadaşlarım devlet okullarına gidiyor.

Tous mes amis vont dans des écoles publiques.

Samimi arkadaşlarım olduğu için şanslıyım.

J'ai la chance d'avoir des amis sincères.

Arkadaşlarım dava sırasında yanımda durdu.

Mes amis se sont tenus à mes cotés au cours du procès.

İşlem sırasında arkadaşlarım yanımda durdular.

Mes amis se tenaient à mes cotés lors du processus.

Bir sürü iyi arkadaşlarım var.

J'ai beaucoup de bons amis.

İstasyona vardığımda arkadaşlarım beni bekliyordu.

Lorsque je suis arrivé à la gare, mes amis m'attendaient.

Arkadaşlarım beni aptal davranışım için azarladı.

Mes amis m'ont réprimandé pour mon comportement stupide.

Arkadaşlarım beni akşam yemeğine davet etti.

Mes amis m'ont invité à dîner.

Bu kitaplar benim en iyi arkadaşlarım.

Ces livres sont mes meilleurs amis.

Arkadaşlarım beni akşam yemeğine davet ettiler.

Des amis m’ont invité à dîner.

Arkadaşlarım tarafından yazılmış müzik çalmayı severim.

J'aime interpréter de la musique écrite par mes amis.

Arkadaşlarım ve ben onu yapmak istiyoruz.

- Mes amis et moi voulons le faire.
- Mes amies et moi voulons le faire.

Fakat ailem, arkadaşlarım ve meydan okumalar dışında

Mais à part ma famille, mes amis et les défis,

Bunu deneyimleyen sadece ben ve arkadaşlarım değil.

Il n'y a pas que mes amis dans cette situation.

Dave sınıf arkadaşlarım arasında en hızlı yüzücüdür.

Dave est le nageur le plus rapide parmi mes camarades de classe.

Sana yardım edebilecek bazı güçlü arkadaşlarım var.

- Je dispose d'amis puissants qui peuvent t'aider.
- Je dispose d'amis puissants qui peuvent vous aider.

Arkadaşlarım ve ben dün bir partiye gittik.

- Mes amis et moi sommes allés faire la fête, hier.
- Mes amies et moi sommes allées faire la fête, hier.

Arkadaşlarım Güney Amerikan şirketleriyle iş yapmak istiyor.

Mes amis veulent faire des affaires avec des entreprises américaines.

İş arkadaşlarım ben hastayken benim yerimi doldurdular.

Mon collègue m'a remplacé pendant que j'étais malade.

Arkadaşlarım önceki gün beni görmek için uğradılar.

Avant-hier mes amis sont passés me voir un moment.

Arkadaşlarım geçen gün beni görmek için uğradılar.

Avant-hier mes amis sont passés me voir un moment.

Hem Tom hem de Mary benim arkadaşlarım.

Tom et Mary sont tous deux mes amis.

Hem Ken hem de Meg benim arkadaşlarım.

Ken et Meg sont tous deux mes amis.

- Onlar benim eski arkadaşlarım.
- Onlar benim eski arkadaşım.

Ce sont mes vieux copains.

- Onlar benim arkadaşım değil.
- Onlar benim arkadaşlarım değiller.

Ce ne sont pas mes amis.

Bütün arkadaşlarım benim hoşlandığım aynı müzik türünden hoşlanırlar.

- Tous mes amis aiment la même musique que moi.
- Tous mes amis apprécient la même musique que moi.

Bazı sınıf arkadaşlarım voleyboldan hoşlanır ve diğerleri tenisten hoşlanır.

Quelques-uns de mes camarades de classe aiment le volley-ball tandis que d'autres apprécient le tennis.

İlk beş yıl, ben ve iş arkadaşlarım fabrikadan hiç çıkmadık.

Pendant cinq ans, ni moi, ni mes collègues n'avons quitté l'usine.

- Arkadaşlarımdan bazıları İngilizceyi iyi konuşabilir.
- Bazı arkadaşlarım iyi İngilizce konuşurlar.

Certains de mes amis parlent bien anglais.

- Benim oynamak için hiç arkadaşım yok.
- Oyun oynayacak arkadaşlarım yok.

Je n'ai pas d'ami avec qui jouer.

Arkadaşlarım her zaman benim sakin olduğumu söyler fakat ailem her zaman can sıkıcı olduğumu söyler.

Mes amis disent toujours que je suis trop calme, mais ma famille dit toujours que je suis trop agaçante.

- Dün kardeşlerim ve arkadaşlarımla çok güzel bir akşam geçirdim, yaptığımız mangal da çok güzeldi.
- Dün kardeşlerim ve arkadaşlarım beraber süper bir akşam geçirdik ve mangal da çok iyidi.

Hier on a passé une soirée super avec mes frères et mes amis, et le barbeuc était trop bon aussi.