Translation of "ürün" in French

Ürün sigortalıydı.

Les dommages étaient couverts par l'assurance.

Bu ürün kelepir.

- Ce produit est une affaire.
- Ce produit est une aubaine.

Bu ürün İtalya'da yapılır.

Ce produit est fait en Italie.

Bu ürün, üretilmek için pahalıdır.

Ce produit est cher à fabriquer.

Lüks ürün pazarı hızla büyüyor.

Le marché du luxe croît rapidement.

Reklamdaki ürün zaten tükendi mi?

Le produit affiché dans la publicité est-il déjà en rupture de stock?

O ürün hâlâ mevcut mu?

Est-ce que ce produit existe encore ?

Seçebileceğiniz 80'den fazla ürün olurdu.

vous aurez plus de 80 possibilités de choix.

Potansiyel ürün artışı yönünden Hindistan avantajlı.

L'inde est avantagée en termes de hausses potentielles de rendements.

Bu ürün özel kullanım için tasarlanmıştır.

Ce produit est destiné seulement à un usage privé.

Açık hava marketinde taze ürün satılmaktadır.

Les produits frais sont vendus dans un marché en plein air.

Yeni ürün beni hayal kırıklığına uğrattı.

J'ai été déçu par le nouveau produit.

En büyük sorunumuz ürün ile ilgili değildi.

notre plus grand défi n'était pas lié au produit lui-même,

Büyük miktarlarda ürün temin etmeyi ve dağıtmayı

diverses régions a réussi à fournir de grandes quantités de produits

Ürün onu taze tutmak için vakumla kapatılır.

Le produit est scellé sous vide pour le garder frais.

Bu ürün için geniş bir pazar var.

Il y a un vaste marché pour ce produit.

Ürün eser miktarda fındık ve gluten içerebilir.

Le produit peut contenir des traces de fruits à coque et de gluten.

O, çiftliğinde bitkisel ürün ve inek yetiştiriyor.

Dans sa ferme, il pratique l'agriculture et élève du bétail.

Biz bu ürün için tek yetkili satıcıyız.

Nous sommes le seul distributeur autorisé pour ce produit.

Ve her birinde 40 binden fazla ürün var.

avec chacun plus de 40 000 articles.

Bu ürün için bu kadar ücret almamız doğru mu?

ou qu'on facture autant pour ce produit ?

Japonya, Çin'den hammadde ithal eder ve Çin'e hazır ürün ihraç eder.

Le Japon importe des matières premières de Chine et lui exporte des produits finis.

- Bu toprak iyi ürün verir.
- Bu topraklardan oldukça nitelikli mahsul elde etmek mümkündür.

Cette terre donne de bonnes récoltes.