Translation of "çocukluk" in French

0.004 sec.

Examples of using "çocukluk" in a sentence and their french translations:

Bazı çocukluk hatıralarımı

Je vais vous partager

Bir çocukluk arkadaşımı,

et ayant perdu un ami d'enfance,

"Çocukluk arkadaşları" korkutucu.

Les "amis d'enfance" font peur.

O, bir çocukluk arkadaşıdır.

C'est un ami d'enfance.

- Ben korkunç bir çocukluk geçirdim.
- Ben berbat bir çocukluk geçirdim.

J'ai eu une enfance horrible.

Ben ve o çocukluk arkadaşıyız.

Lui et moi sommes amis d'enfance.

O zor bir çocukluk geçirdi.

- Il a eu une enfance rude.
- Il eut une enfance rude.

Suçiçeği yaygın bir çocukluk hastalığıdır.

La varicelle est une maladie fréquente chez les enfants.

Tom, Mary'nin çocukluk arkadaşlarından biridir.

Tom est l'un des amis d'enfance de Marie.

Sami dertsiz bir çocukluk geçirdi.

Sami a eu une enfance insouciante.

Çocukluk aşılarınızı hangi ülkede olmuştunuz?

- Dans quel pays avez-vous reçu vos vaccins lorsque vous étiez enfant ?
- Dans quel pays as-tu reçu tes vaccins lorsque tu étais enfant ?

Fotoğraf beni çocukluk günlerime geri götürüyor.

Cette photo me ramène à mon enfance.

Bu fotoğraf çocukluk hatıralarımı yeniden canlandırdı.

Cette photo m'a rappelé des souvenirs d'enfance.

Bir çocukluk hastalığı onu kör bıraktı.

Elle a été rendue aveugle par une maladie d'enfance.

Aşılar çocukluk hastalıklarını önlemeye yardımcı olur.

Les vaccinations aident à protéger contre les maladies infantiles.

Mutlu çocukluk anılarımı sık sık anımsarım.

Je me remémore souvent mes heureux souvenirs d'enfance.

Tabii çocukluk saflığımla birinden birini seçeceğimi zannettim.

Dans ma naïveté, je pensais pouvoir choisir.

Çocukluk arkadaşlarımın neredeyse hepsi ülkeyi terk etti.

Presque tous mes amis d'enfance ont quitté le pays

Genç Martin Atlanta, Georgia'da oldukça sakin bir çocukluk geçirdi.

Le petit Martin eut une enfance plutôt tranquille à Atlanta en Géorgie.

Çok kolay bir çocukluk değildi evet, ama her dakikasını sevdim

Je n'ai pas eu l'enfance la plus facile mais j'ai aimé chaque seconde

Çocukluk anılarım, buranın kayalıklı kıyıları, gelgitleri ve yosun ormanlarıyla dolu.

Mes souvenirs d'enfance sont dominés par la côte rocheuse, l'estran et la forêt de kelp.

- Tom kötü bir çocukluğu vardı.
- Tom kötü bir çocukluk geçirdi.

Tom a vécu une enfance terrible.

- Bütün çocukluk dişlerini bu kibrit kutusunda mı biriktirdin? Bu iğrenç!
- Bütün bebek dişlerini bu kibrit kutusunda biriktirdin mi? Bu iğrenç!

Tu as gardé toutes tes dents de lait dans cette boîte d’allumettes ? C’est dégoûtant !