Translation of "Kral" in Finnish

0.006 sec.

Examples of using "Kral" in a sentence and their finnish translations:

Kral geliyor.

- Kuningas tulee.
- Se kuningas tulee.

- Kral gücünü kötüye kullandı.
- Kral otoritesini kötüye kullandı.
- Kral, iktidarını abuze etti.

Kuningas väärinkäytti valtaansa.

Kral, halka ağır vergiler koydu.

Kuningas määräsi kansalaisille kovat verot.

Kral ilk başta ondan memnundu.

Kuningas oli aluksi häneen tyytyväinen.

Kral, adanın üzerinde hükümranlık kurdu.

Kuningas hallitsi saarta.

Kral hakkında bir hikaye uydurdu.

Hän sepitti kertomuksen kuninkaasta.

Büyüyünce bir kral olmak istiyorum.

- Kun kasvan isoksi, haluan olla kuningas.
- Isona haluan olla kuningas.

O bir kral gibi yaşar.

Hän elää kuin kuningas.

Mordred, Kral Arthur'a ihanet etti.

Mordred petti kuningas Arthurin.

Kral öldüğünde krallık kaosa sürüklendi.

Kuninkaan kuoltua valtakunta joutui sekasortoon.

Bu, Kral John'un saltanatının dördüncü yılı.

Tämä on kuningas Juhanan neljäs hallintovuosi.

Bir zamanlar, bir zalim kral yaşarmış.

Olipa kerran julma kuningas.

O, ona bir kral gibi davrandı.

Hän kohteli miestä kuin kuningasta.

Kral ailesine sadece en kusursuz yemekler sunulur.

Ainoastaan täydellisimpiä ruokalajeja tarjoillaan kuninkaalliselle perheelle.

Bir zamanlar İngiltere'de kötü bir kral vardı.

Olipa kerran ilkeä kuningas Englannissa.

Kral George 1752'de koloninin kontrolünü aldı.

Kuningas Yrjö otti siirtokunnan haltuunsa 1752.

- Bir zamanlar üç kızı olan bir kral yaşıyordu.
- Bir zamanlar üç kızı olan bir kral vardı.

Olipa kerran kuningas, jolla oli kolme tytärtä.

Bir zamanlar İngiltere'de çok kötü bir kral yaşarmış.

Olipa kerran ilkeä kuningas Englannissa.

Bir zamanlar üç kızı olan bir kral vardı.

Olipa kerran kuningas, jolla oli kolme tytärtä.

Bir zamanlar güzel bir kızı olan bir kral vardı.

Olipa kerran kuningas, jolla oli kaunis tytär.

Bir zamanlar üç güzel kızı olan bir kral vardı.

Olipa kerran kuningas, jolla oli kolme kaunista tytärtä.

Kraliçe kral için bir erkek varis üretemekte başarısız oldu.

Kuningatar ei kyennyt antamaan kuninkaalle miespuolista perijää.

Uzun zaman önce, küçük bir adada yaşlı bir kral yaşarmış.

Kauan kauan sitten asui vanha kuningas pienellä saarella.

Kral, insanlarının ona gösterdikleri aşkın sonsuza kadar süreceğini umut ediyor ve inanıyor.

Kuningas uskoo ja toivoo alamaistensa kannattavan häntä ainiaan.

Kralın sadece bir çocuğu vardı ve o bir kızdı, bu yüzden ona ondan sonra kral olmak için uygun olacak bir koca temin edilmesi gerektiğini öngördü.

Kuninkaalla oli vain yksi lapsi, tytär, ja niinpä hän ennakoi tyttärensä tarvitsevan sulhasen, joka voisi periä kuninkuuden.