Translation of "Yazmaktan" in English

0.005 sec.

Examples of using "Yazmaktan" in a sentence and their english translations:

Yazmaktan vazgeçemiyorum.

I can't stop writing.

Yazı yazmaktan usandım.

I'm tired of writing.

Çince yazmaktan hoşlandım.

I liked to write in Chinese.

Numaraları yazmaktan hoşlanmıyorum.

I don't like to write numbers.

Sekreter yazmaktan usandı.

The secretary is tired of typing.

Tom yazmaktan hoşlanır.

Tom likes to write.

Şiir yazmaktan hoşlanırım.

I like writing poems.

Kısa makaleler yazmaktan hoşlanırım.

I like to write short paragraphs.

Siz yazmaktan hoşlanıyor musunuz?

Do you guys like writing?

O mektup yazmaktan vazgeçmez.

She doesn't stop writing letters.

O, yazmaktan asla vazgeçmedi.

He never stopped writing.

Bazen düzeltmek yazmaktan zordur.

Sometimes to correct is harder than to write.

Okumak yazmaktan daha kolaydır.

Reading is easier than writing.

- Biyografik yazı yazmaktan nefret ediyorum!
- Biyografik makale yazmaktan nefret ediyorum!

I hate writing biographical essays!

Annem mektuplar yazmaktan nefret eder.

My mother hates writing letters.

Hala Esperanto dilinde yazmaktan hoşlanıyorum.

I still like to write in Esperanto.

Büyük sayıları yazmaktan nefret ediyorum.

I hate to write big numbers.

Ben resmi mektup yazmaktan hoşlanmadım.

I didn't like to write official letters.

Neden denemeler yazmaktan nefret ettim?

Why did I hate to write essays?

Annem mektup yazmaktan nefret eder.

My mother hates to write letters.

Tom şiir yazmaktan gerçekten hoşlanır.

Tom really likes writing poems.

Okuldayken gerçekten denemeler yazmaktan nefret ederdim.

When I was in school, I really hated writing essays.

Düzeltme yapmak bazen yazmaktan daha zordur.

Correcting is sometimes harder than writing.

Ben ayrıca çok yazmaktan zevk alırım.

I also enjoy writing a lot.

Tom yazmaktan vazgeçti ve kalemini bıraktı.

Tom quit writing and put down his pen.

Kimi zaman düzeltmek yazmaktan daha zordur.

Sometimes to correct is harder than to write.

O, her ay annesine yazmaktan geri kalmaz.

He never fails to write to his mother every month.

O her hafta ona yazmaktan asla geri kalmaz.

He never fails to write to her every week.

Ben İngilizce öğrenmeye çalışıyorken İngilizce yorumlar yazmaktan korkarım.

I am afraid to write English comments while I'm trying to learn English.

Saygısız, saldırgan ve nefret dolu cümleler yazmaktan kaçınmamız gerekir.

We should avoid writing sentences that are disrespectful, offensive or hateful.

Bu kitabı onu yazmaktan hoşlandığım kadar çok okumaktan hoşlanacağını umuyorum.

I hope you enjoy reading this book as much as I enjoyed writing it.

Konuşulan bir dili dinlemek aynı dili okumaktan ya da yazmaktan çok farklıdır.

Listening to a language being spoken is very different from reading or writing the same language.