Translation of "Yaparsanız" in English

0.012 sec.

Examples of using "Yaparsanız" in a sentence and their english translations:

Eğer bunu yaparsanız

And if you do this,

Elinizden geleni yaparsanız, muhtemelen başarırsınız.

If you do your best, you're likely to succeed.

Ne yaparsanız yapın, sonuç aynı.

Whatever you do it'll end the same way.

Ne yaparsanız yapın, brokoli yemeyin.

Whatever you do, don't eat your broccoli.

Bunu yaparsanız ikinci öneri için hazırsınız:

If you do that, you're ready for recommendation number two:

Ne yaparsanız yapın, o kapıyı açmayın.

Whatever you do, don't open that door.

Bu şekilde yaparsanız, biraz zaman kazanabilirsiniz.

If you do that this way, you'll be able to save some time.

Her ne yaparsanız yapın, başarılı olacağınızdan eminsiniz.

- You are sure to succeed, whatever you do.
- You're sure to succeed, whatever you do.

Onu benim için yaparsanız size borçlu olacağım.

If you do that for me, I'll be in your debt.

Elinizden gelenin en iyisini yaparsanız, başarılı olursunuz.

If you do your best, you will succeed.

Ne yaparsanız yapın, yapabildiğinizin en iyisini yapın.

In doing anything, do your best.

Onu kendiniz yaparsanız daha iyi olmaz mı?

Wouldn't it be better if you did that by yourself?

Ne yaparsanız yapın, onu Tom ile yapmayın.

Whatever you do, don't do that with Tom.

Ne yaparsanız yapın, Tom'dan bunu yapmasını istemeyin.

Whatever you do, don't ask Tom to do that.

Şimdi, bu yalnızca tekrar tekrar yaparsanız işe yarar.

Now, this works only if you do this repeatedly.

Böyle aptalca bir şey yaparsanız, insanlar size güler.

If you do such a foolish thing, people will laugh at you.

Ne yaparsanız yapın, Tom'un araba kullanmasına izin vermeyin.

Whatever you do, don't let Tom drive.

Ve tahmin edersiniz ki, bunu bu kadar çok yaparsanız

And predictably, if you do this for not that much time,

Bunu ne kadar sık yaparsanız o kadar kolay olur.

And the more often you do this, the easier it becomes.

Bunu yaparsanız tehlikeli parazitleri de tüketmiş olma ihtimaliniz artar.

If you do, you're gonna run the risk of ingesting dangerous parasites.

Eğer bir hata yaparsanız, sadece düzgün bir şekilde çiziniz.

If you make a mistake, just cross it out neatly.

Ne yaparsanız yapın, Tom'un size yardım etmesine izin vermeyin.

Whatever you do, don't let Tom help you.

Yani... Eğer matematiğini yaparsanız, anlarsın ki sadece bir seçenek kalıyor.

So… if you do the math, you realize that there is just one option left.

Bir gözlemeyi ne kadar düz yaparsanız yapın, onun her zaman iki yüzü vardır.

No matter how flat you make a pancake, it always has two sides.

Bir çocuğu dışarı çıkarıp elinizle Ay'ı işaret ederseniz, çocuk Ay'a bakar. Aynı şeyi bir köpekle yaparsanız, köpek parmağınıza bakar.

If you take a child outside and point at the moon, the child will look at the moon. If you do the same with a dog, it will look at your finger.

- Eğer şimdi elinden gelenin en iyisini yaparsan mutluluk sana gelecektir.
- Eğer şimdi elinizden gelenin en iyisini yaparsanız, mutluluk size gelecektir.

If you try your best now, happiness will come to you.