Translation of "Yanınızda" in English

0.004 sec.

Examples of using "Yanınızda" in a sentence and their english translations:

Yanınızda taşımayı unutmayın

into the rest of your day

Arkadaşlarınızı yanınızda getirin.

Bring your friends with you.

Gazete sizin yanınızda.

The newspaper is by your side.

Çocuklarınızı yanınızda getirin.

Bring your children along.

Çünkü yanınızda oturan kişinin

Because chances are

Yanınızda kamera getirmeyi unutmayın.

Don't forget to bring the camera with you.

Yanınızda kaç para var?

How much money do you have with you?

Çocuklarınız sizin yanınızda olacak.

Your kids will stand by you.

Tüm eşyalarınızı yanınızda taşıyın.

Carry all your things with you.

Giderken çöpünüzü yanınızda götürün.

Pack it in, pack it out. Leave no trash behind.

Tom sizin yanınızda durmaya istekli.

Tom is willing to stand by you.

Yanınızda bir dolmakaleminiz var mı?

Do you have a fountain pen with you?

İyi eski dostlar yanınızda duracaktır.

The good old friends will stand by your side.

Bir kısmınız çözümü bugün yanınızda taşıyorsunuz:

Well, part of you are carrying some of that solution with you today:

- Hemen yanına geleceğim.
- Hemen yanınızda olacağım.

I'll be with you in just a second.

Ne yazık ki, onu yanınızda getiremezsiniz.

Unfortunately, you cannot bring him along.

- Kimliğin yanında mı?
- Kimliğiniz yanınızda mı?

Do you have your ID?

Aday olabilmeniz için fotoğrafınızı yanınızda bulundurmak zorundasınız.

You need to attach your photo to the application form.

- Senin yanında oturmak istemiyorum.
- Yanınızda oturmak istemiyorum.

I don't want to sit next to you.

- Endişelenme, yanında ben varım.
- Endişelenmeyin, yanınızda ben varım.

Don't worry, you have me.

- Senin yanında olmak istiyorum.
- Sizin yanınızda olmak istiyorum.

- I want to be near you.
- I want to be with you.
- I wanna be with you.

Otobüste yanınızda oturan yaşlı kadın çok yorgun görünüyordu.

The old lady sitting next to you on the bus looked very tired.

- Yanınızda bir kaleminiz var mı?
- Yanında kalemin var mı?

- Do you have a pen on you?
- Have you got a pen on you?
- Have you got a pen with you?

- Yanında ne kadar para getirdin?
- Yanınızda ne kadar para getirdiniz?

How much money did you bring with you?

Lütfen ara sınav belgesini sınıfın ilk gününe kadar yanınızda getirin.

Please bring your intermediate examination certificate with you to the first day of class.

- Şemsiyenin yanında olmadığını fark ettiğinde neredeydin?
- Şemsiyenizin yanınızda olmadığını fark ettiğinizde neredeydiniz?

- When did you notice that your umbrella was gone?
- Where were you when you realized that you didn't have your umbrella?

Bazen en kötü düşmanınız hemen yanınızda yatar ve siz bunun farkında değilsinizdir.

Sometimes, your worst enemy is sleeping right next to you and you don't realize it.

Bir parça kağıdın üzerine, yanınızda oturan kişi hakkında hoşlandığınız bir şey yazın lütfen.

Please write, on a piece of paper, something you like about the person sitting next to you.