Translation of "Taşımayı" in English

0.003 sec.

Examples of using "Taşımayı" in a sentence and their english translations:

Yanınızda taşımayı unutmayın

into the rest of your day

Tom bavulumu taşımayı önerdi.

Tom offered to carry my suitcase.

Tom Mary'nin bavulunu taşımayı reddetti.

Tom refused to carry Mary's suitcase.

Ben el çantası taşımayı sevmiyorum.

I don't like to carry a purse.

Tom Mary'nin çantasını taşımayı önerdi.

Tom offered to carry Mary's bag.

Tom her şeyi kendi taşımayı başardı.

Tom managed to carry everything himself.

Her şeyi kendi başına taşımayı başarabildi.

She managed to carry everything herself.

Kutu çok ağırdı fakat onu taşımayı başardı.

The box was heavy, but he managed to carry it.

Tom bizi botuyla nehrin karşı tarafına taşımayı önerdi.

Tom offered to ferry us across the river in his boat.

Tom her iki bavulu da kendi başına taşımayı başardı.

Tom managed to carry both suitcases by himself.

Tom yağmur yağacağını düşünmüyor ama her ihtimale karşı bir şemsiye taşımayı planlıyor.

Tom doesn't think it'll rain, but he plans to carry an umbrella just in case.

Tom, Mary'ye valizini taşımayı teklif etti ama Mary, valizi kendisinin taşımak istediğini söyledi.

Tom offered to carry Mary's suitcase, but she told him she wanted to carry it herself.