Translation of "Yaşlandıkça" in English

0.004 sec.

Examples of using "Yaşlandıkça" in a sentence and their english translations:

Yaşlandıkça güçsüzleşti.

He has become weaker with age.

Yaşlandıkça hafızamız zayıflar.

- The older we grow, the poorer our memory becomes.
- The older we become, the worse our memory gets.

Yaşlandıkça unutkan olduk.

We become forgetful as we grow older.

Yaşlandıkça hipermetrop oluyorum.

I'm getting farsighted as I get older.

Yaşlandıkça, daha hoşgörülü oldu.

As he grew older, he became gentler.

Yaşlandıkça daha da güzelleşti.

She became more and more beautiful as she grew older.

Biz yaşlandıkça, hafızamız zayıflar.

As we grow older, our memory becomes weaker.

Çoğu kadın, yaşlandıkça olgunlaşır.

Most women mellow as they age.

Ve bu yetenek yaşlandıkça iyileşmekteydi.

and the ability became better and better as people aged.

Yaşlandıkça, daha alçak gönüllü oldu.

The older he grew, the more modest he became.

Biz yaşlandıkça, daha az hayal kurarız.

The older we grow, the less we dream.

Neden yaşlandıkça bir şeyleri unutmaya daha yatkınız?

Why as we age do we tend to forget things?

Yaşlandıkça sağlığın her şey olduğunu anlamaya başlarsın.

As you get older you start to feel that health is everything.

Yaşlandıkça, bu türden problemlerden daha fazlasını yaşayacaksınız.

As you get older, you're going to have more of these kinds of problems.

- Tom yaşlılığında yumuşak başlı oluyor.
- Tom yaşlandıkça duygusallaşıyor.

Tom is getting soft in his old age.

Her kim kendine bakmazsa yaşlandıkça daha da kötüleşecekler.

Whoever doesn't take care of themselves will get worse as they age.

- Yaşlandıkça hafızamız zayıflar.
- Ne kadar yaşlanırsak, hafızamız o kadar kötüleşir.

The older we become, the worse our memory gets.

- Tom yaşlandıkça iyice kafayı yedi.
- Yaşı ilerledikçe Tom, iyice kafayı sıyırdı.

In his old age, Tom completely lost his mind.