Translation of "Suyla" in English

Çatlaklar suyla dolduğunda,

When cracks fill with water,

Kavanozları suyla doldur.

Fill the jars with water.

Şarabı suyla bozmamalısın.

You should not adulterate wine with water.

Şişeyi suyla doldur.

Fill the bottle with water.

Kova suyla doluydu.

The bucket was full of water.

Yağ suyla karışmaz.

Oil does not mix with water.

Yağı suyla karıştıramazsın.

You can't mix oil with water.

Bavulu suyla doluydu.

His suitcase was full of water.

Vazoyu suyla doldurdum.

I filled up the vase with water.

Havlusunu suyla ıslattı.

He wetted his towel with water.

Kovayı suyla doldurdum.

I filled the pail with water.

Süt suyla karışmaz.

Milk doesn't mix with water.

Havuzu suyla doldurdum.

I filled the pool with water.

Zemin suyla ıslanmıştı.

The floor was wet with water.

- Orada suyla ne yapıyorsun?
- Oradaki suyla ne yapıyorsun?

- What are you doing with the water over there?
- What are you doing with the water there?

Bir vazoyu suyla doldurdum.

I filled a vase with water.

O, vazoyu suyla doldurdu.

She filled the vase with water.

O, kovayı suyla doldurdu.

He filled the bucket with water.

Bu şişeyi suyla doldur.

Fill this bottle with water.

Ben yangını suyla söndürüyorum.

I am extinguishing the fire with water.

Bir karpuz suyla doludur.

A watermelon is full of water.

Bob çaydanlığı suyla doldurdu.

Bob filled the teapot with water.

Kaynar suyla kendimi yaktım.

I burned myself with boiling water.

Tom havuzu suyla doldurdu.

Tom filled the pool with water.

Tom sürahiyi suyla doldurdu.

Tom filled the pitcher with water.

Bu vazoyu suyla doldurdu.

She filled this vase with water.

O, havluyu suyla ıslattı.

He wet the towel with water.

Tom bardağı suyla doldurdu.

Tom filled the glass with water.

Tom küveti suyla doldurdu.

- Tom filled the bathtub with water.
- Tom filled the tub with water.

Tom kovayı suyla doldurdu.

Tom filled the bucket with water.

Tom şişeyi suyla doldurdu.

Tom filled the bottle with water.

Jakuziyi sıcak suyla doldurdum.

I filled up the jacuzzi with hot water.

Tom çaydanlığı suyla doldurdu.

Tom filled the teapot with water.

Çiçek vazosunu suyla doldur.

Fill the flower vase with water.

Tom demliği suyla doldurdu.

Tom filled the pot with water.

Tom vazoyu suyla doldurdu.

Tom filled the vase with water.

Bu bina suyla flört ediyor.

This building is flirting with water.

Avustralya'yı dize kadar suyla kaplardı.

it would drown Australia knee-deep.

Bu çatlaklar suyla dolu mu?

Are these cracks filled with liquid water?

Lütfen demliği kaynayan suyla doldur.

Please fill the teapot with boiling water.

Onun evrak çantası suyla doluydu.

His briefcase was filled with water.

Tom bir şişeyi suyla dolduruyor.

Tom is filling a bottle with water.

Bu pulu sıcak suyla çıkaracağım.

I'm going to take off this stamp with hot water.

Tom bir bardağı suyla doldurdu.

Tom filled a cup with water.

Lütfen bu şişeyi suyla doldur.

Please fill this bottle with water.

Lütfen bu kovayı suyla doldur.

Please fill this bucket with water.

Tom küveti sıcak suyla doldurdu.

- Tom filled the bathtub with warm water.
- Tom filled up the bathtub with hot water.
- Tom filled the bathtub up with hot water.

Tom şişeyi kaynaktan suyla doldurdu.

Tom filled the bottle with water from the spring.

Tom bardağını soğuk suyla doldurdu.

Tom filled his glass with cold water.

Tom saçlarını soğuk suyla yıkadı.

Tom washed his hair with cold water.

Boş bir şişe bulup suyla doldur.

Find an empty bottle and fill it with water.

Bu tozu bir bardak suyla karıştır.

Mix this powder with a cup of water.

Mary mutfağa girdiğinde, zemin suyla kaplıydı.

When Mary entered the kitchen, the floor was covered in water.

Bana suyla dolu bir bardak getirin.

Bring me a glass of water.

Onu bir kova soğuk suyla uyandırabilirdim.

I could wake him up with a bucket of cold water.

Her iki bardağı da suyla doldurdum.

I filled both glasses with water.

Ali orucunu hurma ve suyla açtı.

Ali broke his fast with dates and water.

Gömleği sabunlu suyla yıka ve lekeler çıkacaktır.

Wash the shirt in soapy water and the stains will come out.

Üç gün boyunca kraker ve suyla yaşadı.

He lived on crackers and water for three days.

Tom her iki kovayı da suyla doldurdu.

Tom filled both buckets with water.

Şevkle çalıştıktan sonra meyve ve suyla canlandık.

After working zealously, we were refreshed by fruit and water.

- Kovayı suyla doldurdum.
- Kovayı su ile doldurdum.

I filled the bucket with water.

Tom şişeden biraz alkol alıp suyla değiştirdi.

Tom took some alcohol from the bottle and replaced it with water.

Havuzun suyunu çektik ve temiz suyla doldurduk.

We drained the pond and filled it with fresh water.

Tom her iki şişeyi de suyla doldurdu.

Tom filled both bottles with water.

İskenderiye, Cidde ve Dubai gibi şehirler suyla yutulacak

What threatens Baghdad, Basra and Cairo. Also, cities will be swallowed up by water,

Viskinizi susuz mu istersiniz yoksa onu suyla karıştırmalımıyım?

Do you want your whiskey straight or should I mix it with water?

Suyla birlikte tarantulayı olduğu yerden çıkartmayı denememi seçtiniz demek?

So you've chosen for me to use the water to try and flush the tarantula out.

Tom çaydanlığı suyla doldurdu ve onu ocağın üstüne koydu.

Tom filled the kettle with water and put it on the stove.

Tom taze suyla yeniden doldurmadan önce, suyu şişeden boşalttı.

Tom emptied the water out of the bottle before he refilled it with fresh water.

Çocuklar her zaman şaraplarını en az üçte iki suyla karıştırmalılar.

Children should always mix their wine, with at least two-thirds water.

Suyla vaftiz etmem için beni gönderen kişinin bana söylediğinin haricinde...

Except that the one who sent me to baptize with water told me...

Tom, gözlüğünün camlarını ılık, sabunlu suyla yıkayıp onları bir bezle kuruttu.

Tom washed the lenses of his glasses with warm, soapy water and dried them on a cloth.

Günde iki ya da üç kez bir bardak suyla bir tablet almak zorundasın.

You have to take a tablet with a glass of water two or three times a day.

Tom evde hiç birası olmadığı için yemekte bir bardak suyla yetinmek zorunda kaldı.

Tom had to make do with a glass of water with his food because he had no beer at home.

Güvercin konacak bir yer bulamadı, çünkü her yer suyla kaplıydı. Gemiye, Nuh'un yanına döndü. Nuh uzanıp güvercini tuttu ve gemiye, yanına aldı.

But she not finding where her foot might rest, returned to him into the ark: for the waters were upon the whole earth: and he put forth his hand, and caught her, and brought her into the ark.

Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır.

Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water.