Translation of "Uzanmış" in English

0.004 sec.

Examples of using "Uzanmış" in a sentence and their english translations:

Asker uzanmış ölüyordu.

- The soldier lay dying.
- The soldier was dying.

Tom iskelede uzanmış güneşleniyordu.

Tom was lying on the pier getting a suntan.

O, güneşin altında uzanmış yatıyordu.

He was lying asleep in the sun.

Tom koltuğa uzanmış TV izliyordu.

Tom was snuggled up in an armchair watching TV.

Kendimi koltukta uzanmış bularak uyandım.

I awoke to find myself lying on the sofa.

- Tom yüzüstü yatıyor.
- Tom yüzükoyun yatıyor.
- Tom yüzüstü uzanmış.

Tom is lying on his stomach.