Translation of "Uyandım" in English

Uyandım.

I woke up.

- Ben susamış uyandım.
- Susamış uyandım.

I woke up thirsty.

Erken uyandım.

I woke up early.

Sonra uyandım.

Then I woke up.

Az önce uyandım.

I just woke up.

Çok geç uyandım.

- I woke up too late.
- I woke up really late.

Ben yerde uyandım.

I awoke on the floor.

Bir rüyadan uyandım.

I awoke from a dream.

Dün geç uyandım.

I woke up late yesterday.

Telefon çalınca uyandım.

I woke up when the phone rang.

Güneş doğarken uyandım.

I woke up at sunrise.

Ben divanda uyandım.

- I woke up on the sofa.
- I woke up on the couch.

Bir kabustan uyandım.

I woke from a nightmare.

Ben kanepede uyandım.

I woke up on the sofa.

Sabah erken uyandım.

I wake up early in the morning.

Saat yedide uyandım.

- I woke up at seven o'clock.
- I woke up at seven.

Saat sekizde uyandım.

- I woke up at eight o'clock.
- I woke up at eight.

Ben dokuzda uyandım.

- I woke up at nine.
- I woke up at nine o'clock.

Ben onda uyandım.

- I woke up at ten.
- I woke up at ten o'clock.

Ben öğleyin uyandım.

I woke up at noon.

Ben altıda uyandım.

- I woke up at six.
- I woke up at six o'clock.

Ben dörtte uyandım.

- I woke up at four.
- I woke up at four o'clock.

Gece yarısında uyandım.

I woke up at midnight.

Ben üçte uyandım.

- I woke up at three.
- I woke up at three o'clock.

Saat üçte uyandım.

- I woke up at three.
- I woke up at three o'clock.

Saat dörtte uyandım.

- I woke up at four.
- I woke up at four o'clock.

Saat dokuzda uyandım.

- I woke up at nine.
- I woke up at nine o'clock.

Saat onda uyandım.

I woke up at ten o'clock.

Saat altıda uyandım.

- I woke up at six.
- I woke up at six o'clock.

Saat beşte uyandım.

- I woke up at five.
- I woke up at five o'clock.

Ben sekizde uyandım.

- I woke up at eight o'clock.
- I woke up at eight.

Ben yedide uyandım.

- I woke up at seven o'clock.
- I woke up at seven.

Bir migrenle uyandım.

I woke up with a migraine.

Ben ağlayarak uyandım.

I woke up crying.

Dün erken uyandım.

- I woke up early yesterday.
- Yesterday I woke up early.

Yangından dolayı sıçrayarak uyandım.

I awoke with a start because of the fire.

Ben gecenin ortasında uyandım.

I woke up in the middle of the night.

Otuz dakika önce uyandım.

I woke up thirty minutes ago.

Gece yarısından sonra uyandım.

I woke up after midnight.

Aniden, bir gürültüyle uyandım.

I was suddenly awakened by a loud noise.

Bir boyun tutulmasıyla uyandım.

I woke up with a stiff neck.

Gece üç defa uyandım.

I awoke three times in the night.

Ben on birde uyandım.

- I woke up at eleven.
- I woke up at eleven o'clock.

Saat on birde uyandım.

I woke up at eleven o'clock.

Ben 2.30'da uyandım.

I woke up at 2:30.

Saat 6.30'da uyandım.

I woke up at 6:30.

Onları selamlamak için uyandım.

I got up to greet them.

Onlar hâlâ uyurken uyandım.

I just woke up while they were still sleeping.

Boynumda bir tutulma ile uyandım.

- I sprained my neck while sleeping.
- I woke up with a crick in my neck.

Ben uzun bir rüyadan uyandım.

I awoke from a long dream.

Bu sabah saat beşte uyandım.

I woke up at five this morning.

Sadece birkaç dakika önce uyandım.

I just woke up a few minutes ago.

Bir mide rahatsızlığı ile uyandım.

I woke up with an upset stomach.

Bir baş ağrısı ile uyandım.

I woke up with a headache.

Gece boyunca üç kez uyandım.

- I awoke three times in the night.
- I woke up three times during the night.

Bugün yatağın yanlış tarafında uyandım.

I woke up on the wrong side of the bed today.

Kendimi koltukta uzanmış bularak uyandım.

I awoke to find myself lying on the sofa.

Tom uyanmadan hemen önce uyandım.

I woke up just before Tom did.

Güne mutlu ve huzurlu uyandım.

I woke up bright and bushy-tailed.

- Ben bu sabah altı buçukta uyandım.
- Bu sabah saat 6.30'da uyandım.

I woke up this morning at 6:30.

Ben uyandım ve sen zaten gitmiştin.

I woke up and you were already gone.

Bu sabah gök gürültüsü ile uyandım.

I was woken up by the sound of thunder this morning.

Odamda bir hırsız bulmak için uyandım.

I awoke to find a burglar in my room.

Ben soğuk bir ter içinde uyandım.

I woke up in a cold sweat.

Uyandım ve odamda bir kuş buldum.

I awoke to find a bird in my room.

Ben uyandım ve kahvaltımı hazırlamak niyetindeyim.

I've woken up and I intend to prepare my breakfast.

Bavulumun kayıp olduğunu bulmak için uyandım.

I awoke to find my suitcase gone.

Bu sabah yine baş ağrısıyla uyandım.

I woke up with a headache again this morning.

Ben az önce uyandım ve hâlâ uykuluyum.

I'd just woken up and was still drowsy.

Ben lisedeyken, her sabah 6'da uyandım.

When I was in high school, I woke up at 6 every morning.

- Ben tehlikeye uyandım.
- Ben tehlikeyi fark ettim.

I woke up to the danger.

Ertesi gün bir içki mahmurluğu ile uyandım.

I woke up the next day with a hangover.

Ben saat 2.30'dan hemen sonra uyandım.

I woke up just after 2:30.

Bu sabah bir baş ağrısı ile uyandım.

I woke up with a headache this morning.

Bu sabah kendimi çok hasta hissederek uyandım.

I awoke this morning feeling very ill.

Bir sabah uyandım ve kendimi ünlü buldum.

I awoke one morning and found myself famous.

Gün doğumunu görmek için çok erken uyandım.

We woke up very early in order to see the sunrise.

Gecenin ortasında uyandım ve uykuya geri dönemedim.

I woke up in the middle of the night and couldn't get back to sleep.

Kedimin kıçı suratıma dayanmış bir vaziyette uyandım.

I woke up with my cat's butt in my face.

- Ben yaklaşık altıda kalktım.
- Yaklaşık saat altıda uyandım.

- I got up at about six.
- I got up about six.

- Bu sabah erken kalktım.
- Bu sabah erken uyandım.

I woke up early this morning.

Bugün kütüphanede çalışmam gerekiyordu ama yaklaşık 12.00'de uyandım.

Today, I was supposed to study at the library but I woke up around 12 o'clock.

- Her zamankinden önce kalkmıştım.
- Her zamanki saatimden önce uyandım.

I woke up earlier than usual.

Fakat ben 30 yıl sonra uyandım ve bir anlaşmazlık durumunda

But I'm just a guy that woke up after 30 years and realized

Bu sabah ilk trene yetişmek için saat 4'de uyandım.

This morning I got up at four so as to be in time for the first train.

Gecenin ortasında uyandım ve yatağımda garip, korkunç bir hayalet gördüm.

I woke up in the middle of the night and saw a strange, scary shape on my bed.

Ben beş dakika önce uyandım. Çalışmaya başlamadan önce kahveye ihtiyacım var.

I woke up 5 minutes ago. I need coffee before I can start working.