Translation of "Umduğum" in English

- Tam umduğum gibiydi.
- Her şey umduğum gibiydi.

- It was everything I'd hoped for.
- It was everything that I'd hoped for.

Umduğum şey bu.

That's what I'm hoping for.

Bu umduğum şey.

That's what I'm hoping.

Duymayı umduğum budur.

That's what I was hoping to hear.

Umduğum şey budur.

That's what I hope.

- İşler umduğum gibi gitmedi.
- İşler umduğum biçimde gitmedi.

- Things didn't go the way I'd hoped.
- Things didn't go the way I'd hoped they would.

Görmeyi umduğum son kadındı.

She was the last woman I expected to see.

Tek umduğum Tom'un başarması.

I only hope Tom succeeds.

Umduğum tam da budur.

That's exactly what I expect.

Bu olacağını umduğum şey.

That's what I hope will happen.

Umduğum kadarıyla istediğiniz yere gidebilirsiniz.

As far as I care, you can go wherever you wish.

Bu tam olacağını umduğum gibi.

It's just as I hoped it would be.

Tom görmeyi umduğum son kişiydi.

Tom was the last person I expected to see.

Burada görmeyi umduğum son kişisiniz.

- You are the last person I expected to see here.
- You're the last person I expected to see here.
- You're the last person that I expected to see here.

Bu gerçekten umduğum şey değil.

- It's not really what I was hoping for.
- It isn't really what I was hoping for.

Sen karşılaşmayı umduğum son kişisin.

You are the last person that I expected to meet.

Umduğum kadar çok balık yakalamadım.

I didn't catch as many fish as I had expected.

O bana söyleyebileceğini umduğum şey.

That's what I was hoping you could tell me.

Test sonucu umduğum gibi değil.

The test result isn't what I expected.

Bu, Tom'un yapacağını umduğum şey.

That's what I hope Tom will do.

Orada görmeyi umduğum son kişiydi.

He was the last person I expected to see there.

Bugün yapmayı umduğum her şeyi tamamladım.

I achieved all I hoped to do today.

Tom umduğum gibi bir şey değil.

Tom isn't anything like I'd expected.

Bu tam olarak duymayı umduğum şey.

This is exactly what I was hoping to hear.

O, orada görmeyi umduğum son kişiydi.

She was the last person I expected to see there.

Tom Boston'da karşılaşmayı umduğum son kişiydi.

Tom was the last person I expected to meet in Boston.

Orada görmeyi umduğum son kişi oydu.

She was the last person I had expected to see there.

Sen, burada görmeyi umduğum son kişisin.

- You are the last person I would have expected to see here.
- You're the last person I would've expected to see here.
- You're the last person I would have expected to see here.

Umduğum şey tam olarak da bu.

That's exactly what I expected.

Tom orada görmeyi umduğum son kişiydi.

Tom was the last person I expected to see there.

Tom burada görmeyi umduğum son kişiydi.

Tom was the last person I expected to see here.

Bu tam olarak olacağını umduğum şey.

That's exactly what I expected would happen.

Burada görmeyi umduğum son kişi oydu.

He was the last person I expected to see here.

O, o gün görüşmeyi umduğum son kişiydi.

She was the last person I expected to meet that day.

Boston'a gelmemin nedeni, evlenmeyi umduğum kadına rastlamaktır.

The reason I came to Boston is to meet the woman I hope to marry.

Tom, kalp krizi geçirmesini umduğum en son kişidir.

- Tom's the last person I would've expected to have a heart attack.
- Tom's the last person I would have expected to have a heart attack.
- Tom is the last person I would've expected to have a heart attack.

Bu üniversitede hayat umduğum gibi bir şey değil.

Life at this college is nothing like I expected.

Beni gerçekten şaşırtan şey ise bulmayı umduğum ve aradığım

And what really surprised me was that I found wounded human beings.

Aman Tanrım! Böyle bir durumda görmeyi umduğum son kişisin sen.

Oh my gosh! You're the last person I expected to meet in a situation like this.