Translation of "Soyu" in English

soyu tükenmiş.

to go extinct.

Ormandaki hayvanların soyu tükendi.

The animals in the forest died off.

Balinalar korunmadıkça onların soyu tükenecek.

Unless whales are protected, they will become extinct.

Dodo, soyu çoktan tükenmiş bir türdür.

The dodo is an already extinct species.

Keselikurtlar soyu tükenmeden önce Avustralya'da yaşardı.

Thylacines used to live in Australia before they became extinct.

İngilizce ve Almanca ortak bir soyu paylaşırlar.

English and German share a common ancestor.

Bu tür kelebeklerin artık soyu tükenmiş bulunmaktadır.

Butterflies of this species are now extinct.

İnsan ırkı bile bir gün soyu tükenmiş olacak.

Even the human race will become extinct one day.

- Filler nesilleri tükenme tehlikesi içindeler.
- Fil soyu, tükenme tehlikesi altındadır.

Elephants are in danger of dying out.

Tüplü dalgıçlar suyun altında altın paralar, antik kalıntılar, soyu tükenmiş hayvanların kalıntıları dahil birçok ilginç şeyler buldu.

Scuba divers have found many interesting things under water including gold coins, ancient ruins, and fossils of extinct animals.

Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senin başını ezecek, sen de onun topuğuna saldıracaksın.

I will put enmities between thee and the woman, and thy seed and her seed: she shall crush thy head, and thou shalt lie in wait for her heel.