Translation of "Ormandaki" in English

Ormandaki sessizlik huzur verici.

The silence in the forest is restful.

Ormandaki hayvanların soyu tükendi.

The animals in the forest died off.

Ortada, ormandaki bir manastır var.

And in the center is a monastery in the forest.

Ormandaki renk harmonisine hayran kaldığımı hatırlıyorum

I remember I was struck by the harmony of color in the forest

Onlar orada ormandaki bir evde yaşıyorlar.

They live in a house over there through the woods.

Ama ormandaki nem, bu kayalıkları çok kayganlaştırıyor.

But the jungle moisture makes those rocks really slippery.

Ormandaki bu parlak yeni şeyi fark etti.

She sees this shiny new thing in the forest.

O noktada, ormandaki her şey... 304. GÜN

Everything seemed, at this point...

O, ormandaki maceraları hakkında bir kitap yazdı.

He wrote a book about his adventures in the jungle.

Şehir, ormandaki evlerinin etrafını sardıkça... ...sokaklarda hayatta kalmanın yollarını öğreniyorlar.

As the city sprawls around their forest home, they're learning how to survive on the streets.

Bu ağaç, bu ormandaki en uzun ve en yaşlı olanıdır.

This tree is the tallest and oldest in this forest.