Translation of "Sonuncu" in English

- Sonuncu oldum.
- Sonuncu geldim.

I came last.

- Tom sonuncu.
- Tom sonuncu kişi.

Tom is last.

Sonuncu kimdir?

Who's the last one?

Sonuncu olmalıydım.

- I should've been last.
- I should have been last.

- Tom sonuncu bitirdi.
- Tom sonuncu tamamladı.

Tom finished in last place.

Sonuncu Tina'nın önerisiydi.

The last one was Tina's suggestion.

Yarışta sonuncu başladım.

I started last in the race.

Betty sonuncu geldi.

- Betty arrived the latest.
- Betty came last.

Tom sonuncu geldi.

- Tom arrived last.
- Tom came last.

Tom sonuncu bitirdi.

Tom finished last.

Sonuncu olmak istemiyorum.

I don't want to be last.

Tom sonuncu olmalıydı

- Tom should've been last.
- Tom should have been last.

Tom sonuncu olmalı.

Tom should be last.

- Tom'un sonuncu olup olmayacağından şüpheliyim.
- Tom'un sonuncu olacağını sanmıyorum.

I doubt if Tom will be last.

Bu sonuncu olmak zorunda.

This has to be the last one.

Tom yarışta sonuncu geldi.

Tom came in last in the race.

Tom'un konuşması sonuncu geldi.

Tom's speech came last.

Sonuncu olmada bir numarayız!

We're number one at being last!

Tom muhtemelen sonuncu olacak.

Tom is likely to be last.

Tom sonuncu olmak istiyor.

Tom wants to be last.

Ben sonuncu olmak istiyorum.

I want to be last.

Tom sonuncu olmak istemedi.

Tom didn't want to be last.

Tom sonuncu olmak istedi.

Tom wanted to be last.

Tom bana sonuncu olduğunu söyledi.

- Tom told me that he's last.
- Tom told me he's last.

Tom Mary'nin sonuncu olacağını düşünmüyor.

Tom doesn't think Mary will be last.

Tom bana sonuncu olduğumu söyledi.

- Tom told me that I'm last.
- Tom told me I'm last.

Tom Mary'nin sonuncu olacağını biliyordu.

- Tom thought Mary would be last.
- Tom thought that Mary would be last.

Tom Mary'nin sonuncu olduğunu düşünmüyordu.

Tom didn't think Mary was last.

Tom Mary'nin sonuncu olacağını düşünüyor.

- Tom thinks Mary will be last.
- Tom thinks that Mary will be last.

Tom Mary'nin sonuncu olduğunu düşündü.

- Tom thought Mary was last.
- Tom thought that Mary was last.

Tom sonuncu olacak gibi görünüyor.

It looks like Tom will be last.

Tom sonuncu değildi. Mary sonuncuydu.

Tom wasn't last. Mary was.

Tom'un oynadığı at sonuncu oldu.

The horse that Tom bet on came in last.

Tom, Mary'nin muhtemelen sonuncu olacağını söyledi.

- Tom said Mary was likely to be last.
- Tom said that Mary was likely to be last.

Tom ve Mary gidecek sonuncu kişiler arasındaydı.

Tom and Mary were among the last to leave.

- Ben sonuncu geldim.
- En son ben bitirdim.

I finished last.

Bu roman onun sonuncu romanı kadar iyi değildir.

This novel isn't as good as his last one.

O her zaman konuşmak için sonuncu olmak istiyor.

He always wants to be the last to speak.

Fakat büyük olasılıkla sonuncu olacağım, bu acınacak bir durum.

But probably I'll be the last, which is a pity.

Ölüm herkesin sonuncu bitirmek için çalıştığı bir yarış gibidir.

Death is like a race in which everyone tries to finish last.