Translation of "Sevimsiz" in English

Sevimsiz olma.

Don't be ungracious.

sevimsiz bulmaya başlıyorum.

I'm starting to dislike her.

Sanırım Tom sevimsiz.

- I think Tom is unlikeable.
- I think that Tom is unlikeable.

Tom son derece sevimsiz.

Tom is extremely unlikeable.

O son derece sevimsiz.

She is extremely unpleasant.

Onlar son derece sevimsiz.

They are extremely unpleasant.

Deneyin vidyosu bir şeyi sevimsiz addettiğimizde

This video shows that if you feel you're in danger,

- Ben anlayışsız değilim.
- Ben sevimsiz değilim.

I'm not unsympathetic.

Bu gerçekten sevimsiz bir iş ama birilerinin bununla uğraşması gerek.

Admittedly, this is an unrewarding task, but somebody has got to deal with it.

Bütün bu dünyevi bilgelik bir zamanlar herhangi bir bilge adamın sevimsiz sapıklığıydı.

All this worldly wisdom was once the unamiable heresy of some wise man.

O sevimsiz olmaya çalışıyor. İnsanlar onunla alay ediyor ve hiç kimse onu övmüyor.

He tries to be unlikable. People make fun of him, and no one praises him.

- Ne biçim bir çocuk!
- Ne can sıkıcı bir çocuk!
- Ne sevimsiz bir çocuk!

What an annoying child!