Translation of "Sessizliğini" in English

0.039 sec.

Examples of using "Sessizliğini" in a sentence and their english translations:

Radyo sessizliğini kırmamız gerek.

We need to break radio silence.

- Onun sessizliğini razı oluş kabul ettim.
- Sessizliğini razı olmasına yordum.

I interpreted his silence as consent.

- Tom uzun zaman sessizliğini korudu.
- Tom uzun süre sessizliğini bozmadı.

Tom remained silent for a long time.

- Onların sessizliğini boyun eğme olarak algılama.
- Onların sessizliğini itaat olarak yorumlama.

Don't interpret their silence as obedience.

Tom bütün gün sessizliğini korudu.

Tom kept silent all day.

Kuşun çığlığı ormanın sessizliğini bozdu.

The bird's cry broke the silence of the woods.

Onların sessizliğini itaat olarak yorumlama.

Don't interpret their silence as obedience.

Sami küçük bir kasabanın sessizliğini seviyordu.

Sami loved the quiet of a small town.

Tom, çıkıntılık yapmak istemediği için sessizliğini korudu.

Tom didn't want to rock the boat, so he held his peace.

Onun dilini bilmiyorsan, bir yabancının sessizliğini asla anlayamazsın.

If you do not know his language, you will never understand a foreigner's silence.

Yabancı dillerle yabancı olursan, yabancının sessizliğini asla anlayamazsın.

Being unfamiliar with foreign languages, you'll never be able to understand the foreigner's silence.

- Ya şimdi konuş, ya da ebediyen sus.
- Ya şimdi konuş, ya da sonsuza kadar sessizliğini koru.

Speak now, or forever be silent.