Translation of "Oyuncu" in English

Oyuncu rolüne çalışıyor.

- The actress is studying her role.
- The actress is learning her lines.
- The actress is learning her part.
- The actress is running her lines.
- The actress is practising her lines.

Oyuncu makyaj yapıyor.

The actor is making up.

Oyuncu hakeme saldırdı.

The player attacked the referee.

Tom bir oyuncu.

Tom is a player.

- En sevdiğin oyuncu kimdir?
- En sevdiğin oyuncu kim?

- Who is your favorite player?
- Who's your favorite player?

Bir diğer büyük oyuncu.

or contract between the people and the state.

Oyuncu zafere katkıda bulundu.

The player contributed to the victory.

Oyuncu raketi topa salladı.

The player swung the bat at a ball.

Oyuncu fanatikleri tarafından alkışlandı.

The player was acclaimed by the fans.

Topa vuran oyuncu dışarıdaydı.

The batter was out.

En sevdiğin oyuncu kimdir?

- Who is your favorite player?
- Who's your favorite player?

O bir amatör oyuncu.

He's an amateur actor.

Benim karım bir oyuncu.

My wife is an actress.

O bir çocuk oyuncu.

She's a child actor.

Kaç tane oyuncu var?

How many players are there?

Mary bir star oyuncu.

Mary is a star performer.

Tom iyi bir oyuncu.

Tom is a good actor.

Tom büyük bir oyuncu.

Tom is a great player.

Mary popüler bir oyuncu.

Mary is a popular actress.

O bir kadın oyuncu.

She is an actress.

Takımımız bir oyuncu eksik.

Our team is one player short.

Ali atletik bir oyuncu.

Ali is an athletic player.

O oyuncu çok kötü.

That player is so bad.

- Tom, "oyuncu" kelimesinden nefret ediyordu.
- Tom 'oyuncu' kelimesinden nefret ediyordu

Tom hated the word 'gamer'.

Böylece sunucudaki herhangi bir oyuncu

that makes it so that any player on the server,

Oyuncu basketbol takımından emekli oldu.

The player retired from the basketball team.

Her oyuncu elinden geleni yaptı.

Each player did his best.

Oyuncu, harika bir başarı gerçekleştirdi.

The player performed a wonderful feat.

Oyuncu muhteşem bir dönüş yaptı.

The player made a splendid comeback.

Dokuz oyuncu bir ekip oluşturuyor.

Nine players make up a team.

O iyi bir oyuncu olmayacaktır.

He won't be a good player.

Tom takımdaki en iyi oyuncu.

Tom is the best player on the team.

Mary toy bir genç oyuncu.

Mary is a naïve young actress.

Futbol takımında kaç oyuncu vardır?

How many players are there in a soccer team?

Tom takımımızda en iyi oyuncu.

Tom is the best player on our team.

Tom takımımızdaki en değerli oyuncu.

Tom is the most valuable player on our team.

Yaban gelincikleri oyuncu ve meraklıdırlar.

Ferrets are playful and curious.

O eski bir çocuk oyuncu.

She's a former child actor.

Bir oyuncu sözleri ezberlemek zorundadır.

A player has to memorize words.

Asla bir kadın oyuncu olmayacaksın.

You'll never be an actress.

Oyuncu bir kızla evlenmek istiyorum.

I wanna marry a gamer girl.

Tom deneyimli bir oyuncu değildir.

Tom isn't a seasoned performer.

Tom kesinlikle iyi bir oyuncu.

Tom is certainly a good player.

Tom oldukça iyi bir oyuncu.

Tom is a pretty good batter.

Tom bir şarkıcı ve oyuncu.

Tom is a singer and an actor.

Tom iyi bir oyuncu değildi.

Tom wasn't a good player.

Tom harika bir oyuncu değil.

Tom isn't a great player.

Mary iyi bir kadın oyuncu.

Mary is a good actress.

Tom çok iyi bir oyuncu.

Tom is a very good player.

- Bence Tom çok iyi bir oyuncu.
- Sanırım Tom çok iyi bir oyuncu.

- I think Tom is a very good player.
- I think that Tom is a very good player.

Hong Myong Bo büyük bir oyuncu.

Hong Myong Bo is a great player.

Bayan Brown, bir oyuncu gibi görünüyor.

Ms. Brown seems to be an actress.

O bayanın bir oyuncu olduğu söylendi.

It was said that that lady was an actress.

Kadın oyuncu, bir bankerle nişanlandığını söyledi.

The actress said that she was engaged to a banker.

Gerçeği söylemek gerekirse, o oyuncu evli.

To tell the truth, that actor is married.

Bir oyuncu oyunun tam ortasında bayıldı.

An actress fainted right in the middle of the play.

Olabileceğim en iyi oyuncu olmak istiyorum.

I want to be the best player I can be.

Kısa sürede iyi bir oyuncu olacaksın.

You'll be a good player soon.

John bir diğer büyük oyuncu idi.

John was another great player.

O garson, ama aynı zamanda oyuncu.

He's a waiter, but also an actor.

Ancak baş oyuncu kendi hatalarının farkında.

However the protagonist is aware of his own mistakes.

Ben takımdaki en kötü oyuncu değilim.

I'm not the worst player on the team.

Sanırım Tom çok iyi bir oyuncu.

I think Tom is a very good player.

Tom yetenekli bir oyuncu, değil mi?

Tom is a gifted actor, isn't he?

TV muhabiri ile oyuncu arasında ayrım yapmadım.

I didn't make the distinction between TV reporter or actor.

Oyuncu üst üste üç kez şampiyonluk kazandı.

The player won the championship three times in a row.

O her zaman popüler bir oyuncu olmuştur.

She has always been a popular actress.

- Onlar profesyonel oyuncu oldu.
- Profesyonel futbolcu oldular.

They became professional soccer players.

Ben onun büyük bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum.

I don't think he's a great actor.

Oyuncu olmasının yanında o ünlü bir ressamdı.

Besides being an actress, she was a famous painter.

Kraliçe maçtan sonra her oyuncu ile tokalaştı.

The queen shook hands with each player after the game.

Filmdeki Hintli kız profesyonel bir oyuncu değil.

The Indian girl in the film isn't a professional actress.

- Ben artık oyuncu değilim.
- Artık aktör değilim.

I'm not an actor anymore.

Tom çok iyi bir topa vuran oyuncu.

Tom is a very good batter.

Futbolda bir oyuncu kırmızı kartla ihraç edilir.

In soccer, a player is sent off with a red card.

Antrenör Bob'ı iyi bir oyuncu olarak düşünüyor.

The coach considers Bob a good player.

İnsanlar onun gençken bir oyuncu olduğunu söylüyorlar.

People say she was an actress when she was young.

Herkes onun büyük bir oyuncu olduğunu düşünmüyordu.

Not everyone thought she was a great actress.

Tom kesinlikle takımımızda en kötü oyuncu değil.

Tom certainly isn't the worst player on our team.

Hayalim madjong da güçlü bir oyuncu olmak.

My dream is to become a very strong mahjong player.

Tom açık ara takımımızdaki en iyi oyuncu.

Tom is by far the best player on our team.

Tom o kadar iyi bir oyuncu değil.

Tom isn't that good an actor.

Tom takımda en iyi oyuncu olduğunu biliyordu.

Tom knew he was the best player on the team.

- Bu yıl gözüne en çok çarpan oyuncu kim?
- Bu yıl en çok dikkatini çeken oyuncu hangisi?

Which player are you paying the most attention to this year?

- Sanırım Tom senden çok daha iyi bir oyuncu.
- Tom'un senden çok daha iyi bir oyuncu olduğunu düşünüyorum.

- I think Tom is a lot better player than you.
- I think that Tom is a lot better player than you.

Bazen, oyuncu bir ruh hâlindeyken kamerayı çok bırakamıyordum.

If she was in a playful mood, you couldn't leave it there for too long.

Yani evet, Tesla bu oyundaki tek oyuncu değil.

So yeah, Tesla is not the only player at this game.

Zirvedeki sekiz oyuncu turnuvanın dokuzuncu gününe kadar dayandı.

The top eight players survived the ninth day of the tournament.

Ben sizin gibi iyi bir oyuncu olmak istiyorum.

I want to be a good player like you.

Onun yaklaşık yirmi yıldır bir oyuncu olduğu söyleniyor.

She is said to have been an actress about twenty years ago.

Milli takım aday kadrosuna Anadoluspor'dan beş oyuncu çağrıldı.

Five players were invited by Anadoluspor to apply for the national team squad.

Birçok kişi Tom'un takımımızdaki en iyi oyuncu olduğunu söylüyor.

A lot of people say Tom is the best player on our team.

Onlar yaz eğitimi sırasında çok yetenekli bir oyuncu keşfettiler.

They discovered a very talented player during summer training.

Tom takımın şimdiye kadar sahip olduğu en iyi oyuncu.

Tom is the best player the team has ever had.

Tom en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında oskar kazandı.

Tom won the Oscar for Best Supporting Actor.